Cumhuriyet, Türkiye'nin konuştuğu cemaatin kontrolündeki yerleşim yerine gitti: Menzil böyle yaşıyor!
İktidarın desteğiyle devletin önemli kadrolarında kendisine yer bulan Menzil, Adıyaman’da “özerk” bir yaşam sürdürüyor. Bölgede lüks AVM, çarşı, villalar, düşük katlı apartmanlar, devasa türbe ve camiler yer alıyor. Çalışmalar belediyeler yerine tarikat mensupları tarafından yapılıyor. Sokakta tek bir kadına rastlamak mümkün değil.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği 11 ilde 50 bine yakın kişi yaşamını yitirirken yüz binlerce kişi de yaralandı. Devletin kurumlarının yurttaşlara gerekli biçimde yardım yapmadığı ise söz konusu tabloda en öne çıkan gerçeklerdendi. Devletin kurumlarının yetersizliğini tarikat ve cemaatlerin kapattığı iddiaları depremin ilk gününden beri gündemdeki yerini koruyor. Bunlardan bir tanesi ise diğerlerinin de önüne geçmiş durumda: Menzil cemaati.
Kayıp çocuklardan deprem bölgesindeki faaliyetlere kadar birçok konuda bu cemaatin ismini duyduk. Menzil cemaati; Semerkant Vakfı, Beşir Derneği gibi kendisine ait kurumlar üzerinden deprem bölgesinde yoğun çalışma yapıyor. Cemaat; Beşir Derneği aracılığıyla izinsiz yardım toplayabilirken söz konusu cemaatin dernek ve vakıfları milyonlarca liralık bütçelere sahip. Cemaat aynı zamanda 14 Mayıs’taki genel seçimlerde Cumhur İttifakı’nı destekleyeceklerini açıkladı.
KARŞIMIZDA TARİKAT DÜZENİ
Cumhuriyet, 15 temmuz darbe girişimi sonrası devletin kadrolarında kendisine yer bulan Menzil cemaatinin merkezinde bir gün geçirdi... Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Menzil köyünde cemaat üyeleriyle konuştuk. Menzil köyünde tüm faaliyetler cemaat üyelerinin kontrolündeyken cemaat üyelerinin anlattıkları tarikat ve cemaat düzeninin ne olduğunu gözler önüne serer nitelikte...
Köy ifadesi oldukça mütevazı. Çünkü buranın içerisinde lüks siteler, villalar, devasa türbeler camiler, çarşı, AVM’ler hatta benzin istasyonu bulunuyor. Bir ilçe belediyesi gibi işleyen Menzil köyünün altyapısından güvenliğe kadar birçok kamu görevini cemaat üyeleri üstleniyor.
Kahta’dan köye uzanan yol asfalt, oldukça geniş ve düzenli. Girişinde cemaat üyesi iki görevli dışarıdan gelenleri karşılıyor. Görevlilerden birisiyle sohbet ettik. İstanbul’dan gelmiş. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda çalışıyormuş. Başında bir takke vardı. Köyü merak edip geldiğimizi, belediyede işçi olduğumuzu ve Adıyaman’a yardım için gidip dönerken de buraya uğramak istediğimizi söyledik. Köyü tanıttı, türbenin bulunduğu açık alanın erkekler ve kadınlar olarak ikiye ayrıldığını söyledi. Köy sokaklarında, çarşıda, lokantada kadınlara rastlamadık.
Köyün girişindeki AVM’nin otoparkında plakalarından birçok farklı ilden geldiğini anladığımız araçlar duruyordu. Konuştuğumuz cemaat görevlisi de Menzil şeyhi olan Gavs’ın İstanbul’a gittiğini bu nedenle köyde ziyaretçinin oldukça az olduğunu belirtti. Aslında adım atacak yer olmazmış.
GÖNÜLLÜ ÇALIŞIYORLAR
Biraz daha konuşunca kendisinden şunları öğrendik: “Sabiha Gökçen Havalimanı’nda çalışıyorum. Kartal’dan geldim işte, 1 hafta çalışacağım, gönüllü geliyoruz tabii. Listeler hazırlanır, bizim de sıramız gelince gönüllü olarak görevimizi yerine getiriyoruz.” Çok katlı binaları siteleri sorduk. “5 bin depremzede kalıyor” dedi. Kimlerin kalacağının nasıl belirlendiğini, sorduğumuzda biraz gerildi.
Türbenin bulunduğu büyük alana girdiğimizde burada marketlerin, lokantaların hatta telefoncuların olduğunu gördük. Turkuvaz yelekler giymiş arkasında görevli yazan insanlar da vardı. Yapılar depremden zarar görmemiş. Ancak tadilatta olan yerler vardı. Bir tadilatta işçilerin yanına yanaşıp ne yaptıklarını sordum. Pastane yapılacakmış.
DEPREMİN NEDENİ ‘ZİNAYMIŞ’
Semerkant Vakfı’nın sembolü olan bir yelek giymiş 50’li yaşlarındaki bir erkek yerleri süpürüyordu. Konuştuk. “Çorum’dan geldim. 11’inci aydan beri buradayım” dedi. Ona göre deprem şundan dolayı oluyormuş: “Yanlışlarımız var. Biz de hatalar yapıyoruz. Çok kayıp var. Demek ki bir şeyleri düşünmek gerekiyor. Bence zina çok oluyor. Yoksa neden olacak.”
SEMBOLLÜ YELEKLER
Dikkatimi çeken şeylerden bir diğeri ise altyapı çalışmalarını cemaatin kendisinin karşılaması oldu. Bir rögarda taşma meydana gelmişti. Burada yeni bir vidanjörle çalışma yapılıyordu. Çalışma yapanların üzerinde de yine cematin sembolleri olan yelekler vardı. Ayrıca sokak aydınlatmalarında Kahta Belediyesi’ne dair hiçbir işaret bulamazken cemaatin sembolleri dikkat çekiciydi.
BU EKONOMİYİ NASIL SAĞLADILAR?
Depremde tartışmalı konulardan birisi de Buhara Evleri. Cemaat kendi kurduğu Buhara Evleri’nde depremzede ailelerin kaldığını sosyal medya hesaplarından açıklamıştı. Buhara Evleri’ni de ziyaret ettik. Lüks sitelerdekine benzer bir girişi olan Buhara Evleri’nin araçlı giriş kısmında güvenlik bekliyordu. Kendisine depremzedelere yardım için İstanbul’dan geldiğimizi ve dönerken merak ederek buraya uğradığımızı söyledik. İzin verdi.
KAMU GÖREVLİSİ YERİNE
Devasa bir site, içerisinde de AVM bulunuyor. Evler depremden zarar görmemiş. İçeride 2 AFAD çadırı ve 1 Kızılay çadırı da mevcut. Çadırlardan birisinin üzerinde Menzil Mahalle Muhtarlığı Depremzede Yardım Dağıtımı yazılı bir pankart da bulunuyordu. Kamu görevlilerinden ziyade yine cemaat görevlileri...
Buhara Evleri 41 blok halinde inşa edilmiş. Her blok 4’er katlı ve her katta 2 daire bulunuyor. Balkonları, kapıları ve pencereleri boydan boya camlı yapılar. Blokların önünde çimlerle kaplı bakımlı bahçeler bulunuyor ve otopark alanı da mevcut. İstanbul’da buna benzer daireler on milyonlarca liraya satılıyor. Bir cemaatin böylesine lüks bir site kurabilecek ekonomiyi nasıl sağlamış olduğu ise oldukça düşündürücü.