AKP'den seçim ayarlı 'işten çıkarma' oyunu: 'Yıl sonuna kadar atabildiğiniz kadar işçi atın!'
Ekonomik krizin faturasını yoksul yurttaşlara kesen AKP iktidarının işverenlere "Seçim öncesi işten atmalar yasaklanacak, hazırlığınızı yapın" diye uyarıda bulunduğu öne sürülüyor. Yalnızca Gaziantep'te bu kapsamda on binlerce işçinin işten atıldığı belirtiliyor.
cumhuriyet.com.trBirleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, seçim öncesi işverenlerin AKP iktidarının yönlendirmesiyle kitlesel işten çıkarmalar yaptığını ileri sürdü.
Twitter hesabından konuya dair bir dizi paylaşımda bulunan Mehmet Türkmen, "AKP-Erdoğan iktidarı patronlara 'Seçim öncesi işten atmalar yasaklanacak, hazırlığınızı yapın' diye el altından haber veriyor. Yani 'yıl sonuna kadar atabildiğiniz kadar işçi atın! Siz önce işçi kıyımı yapın, biz de sonra yasaklayıp seçim kazanalım' diyorlar" dedi.
Durumnun en çarpıcı örneğinin Gaziantep’te yaşandığına dikkat çeken Mehmet Türkmen "Antep’te son 4 ayda halı ve iplik fabrikalarında on binlerce işçi işten atıldı ve ücretsiz izne gönderildi. Kıyım hâlâ devam ediyor. Atılanların tazminatları eksik ödeniyor, kalanlara ise resmen zulüm yapılıyor. Pandemi dönemi de dahil son yılllarda adeta işçilerin posasını çıkararak ihracat ve büyüme rekorları kıran patronlar, son aylarda sektörde yaşanan daralmanın bütün faturasını işçilere kesiyor. Ücretsiz izinlere itiraz eden işçiler kendi isteğiyle tazminatsız ayrılmaya zorlanıyor" bilgisini verdi.
"Çalışırken aldıkları sefalet ücretleriyle zaten geçinemeyen işçiler bir de üstüne işsiz kalmamak için -ve elbette örgütsüz oldukları için- bu duruma çaresizce katlanıyorlar. Ancak bu uzun süre böyle gitmez. Patronların ve hükümetin bu zulmüne karşı biriken öfke elbet patlayacak" diyen Türkmen, açıklamalarına şöyle devam etti:
İŞÇİLERİ SEÇİM HESAPLARINA KURBAN EDİYORLAR: ''Hükümet ve patronlar danışıklı şekilde şimdi de işçileri seçim hesaplarına kurban ediyorlar. Örneğin son aylarda 1500 işçi atan Merinos yıl sonuna kadar 1000 işçiyi daha atmayı planlıyor. Yüzlerce işçinin atıldığı Kaplan ailesi fabrikalarından sadece birinde 500 işçinin daha atılması planlanıyor. Sadece dün Kaplan Floor’da 150 civarında işçi atıldı. Üstelik bu işçilere, aksi taktirde tazminatlarının ödenemeyeceği tehdidiyle istifa belgesi imzalatıldı. Yani işsizlik maaşı da alamayacaklar. Peki işçi ücretlerinden kesilen işsizlik fonu ne durumda?
KATIKSIZ BİR PATRON İKTİDARI: İşte tam bu noktada 'Patronlar da iktidardan rahatsız!, Sermaye sınıfı da değişim istiyor!' algısının ne kadar temelsiz olduğunu görmek lazım. Bu yaklaşım aslında bu iktidarın, bütün diğer niteliklerinden öte, en belirgin niteliğinin katıksız bir patron-sermaye iktidarı olduğu ve işçi düşmanı olduğu gerçeğini gizlemeye hizmet ediyor. Seçim kazanma hesabıyla sözde ‘işten atma yasağı’ getirmeyi planlarken bile patronlarla danışıklı şekilde işçi kıyımına yol veren, işsizlik fonu’nu bile patronlara aktaran bir iktidar.
DAHA BAŞARILI SERMAYE HÜKÜMETİ Mİ OLUR: İşsiz kaldıklarında işçilere verilmesi gereken İşsizlik Fonu, Yıllardır teşvik, kursiyer işçi, işbaşı eğitim programları vb adı altında patronların kasasına aktarıldı. Sayıştay raporuna göre 29 milyar açık var. Sadece geçen yıl 12 milyar kayıp. Yani öyle 'Ekonomiyi bilmiyorlar, yönetemiyorlar, sermaye kesimi de rahatsız' falan hikaye! İşçiden alıp patrona, yoksuldan alıp zengine veren bu ekonomik modeli gayet başarıyla yönetiyorlar ve sermaye de bundan gayet memnun. Pandemide işçilerin köle gibi çalıştırılmasına… işçilerin sokağa çıkma yasaklarında bile çalıştırılıp Covid’den kırılmasına, sözde işten atma yasağı varken bile kod 29’la işçi kıyımına göz yum; her türlü yasayı çiğneyerek yapılan işçi ve sendika düşmanlığına çanak tut; seçim hesabı yaparken bile patronla danışıklı işçi kıyımına yol ver; işçilerden kesilen İşsizlik Fonu’nu bile patronlara yağmalatıp içini boşalt; bütün kaynakları bir avuç zengine aktarıp işçi ve emekçileri enflasyonun ve zamların altında inim inim inlet… Bundan başarılı sermaye hükümeti mi olur?
İŞÇİLER KENDİ GÖBEĞİNİ KESECEK: Peki ya biz ne yapacağız? İşçiler, emekçiler, sendikalar ne yapacak? Seçimleri mi bekleyeceğiz? Onlar bizi işsizliğin, sefaletin pençesine atarken seçimleri beklemiyor. Okula aç giden, ya da hiç gidemeyen çocuklarımızın ihtiyaçları, ödeyemediğimiz kiralar, faturalar, borçlar, icralar seçimi beklemiyor. Artık bekleyecek sabrımız yok! Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Olduğumuz her yerde bu işçi kıyımına, düşük ücrete, işçi ve sendika düşmanlığına, işsizlik fonunun yağmalanmasına, bu sefalet düzenine karşı ayağa kalkmalıyız! Bu sefalet ve kölelik düzeni birleşiksek değişir.''