Genç hekimler risk almıyor

Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Dr. Ertan Yılmaz, Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) en çok dermatoloji bölümünün tercih edilmesine dikkat çekti.

Merve Kılıç

Hekimlerin  Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) tercihleri kaygı uyandırıyor. Son yıllardaki TUS sonuçlarında çocuk hastalıkları (pediatri) acil tıp ve cerrahi branşları için açılan kadrolar boş kalırken; dermatoloji ve plastik cerrahi en çok tercih edilen uzmanlık branşları olmaya devam ediyor.

Konuyu Cumhuriyet’e değerlendiren Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Dr. Ertan Yılmaz “TUS’ta bize gelen asistanların çok yüksek puanla geliyor olması elbette gurur verici. Ama bir yandan başka kaygılar kaplıyor. Dernek başkanıyım, elbete gurur duyuyoruz bundan. Asistan sayısının 30’ları, 40’ları, 50’leri hatta 80 sayılarına ulaştığı, hocaların olmadığı, polikliniklerin olmadığı yerlerde bu eğitimi alıyorlar. Yüksek puanla büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar” dedi.

'RİSK ALMAK İSTEMİYORLAR'

Yılmaz, “Bu niye yüksek puan oluyor, bunun sorgulanması gerekiyor aslında. Bu sağlık sisteminin sorgulanması gerekiyor. Artık genç hekim arkadaşlar risk almak istemiyorlar. Malpraktis Yasası dediğimiz bir yasa var. O yasa onları korkutuyor.

Bir kalp damar cerrahı olmak istemiyor, bir beyin cerrahi olmak istemiyor. Onlara çok ihtiyacımız var. Bir kadın doğum uzmanı olmak istemiyor. Çünkü bu alanlarda uzman olmak, hasta yakınlarının şiddeti ya da hukuksal anlamda karşısına ciddi büyük tazminatların çıkması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. 

‘EMEĞİN KARŞILIĞINI ALMAYLA İLGİLİ BİR PROBLEM VAR’

Söz konusu alanlarda çalışan hekimlerin olmadık saatlerde, gece çağrılıp çalıştırıldığını da söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:

“Çalışmaya kimsenin itirazı yok. Hekim olan kişi, zaten bunları göze alarak geliyor. Ama bir taraftan da emeğin karşılığını almayla ilgili bir problem var. Lise bitiyor, 6 yıl tıp fakültesi eğitimi alıyor. Ardından en az 4 yıl bir uzmanlık eğitimi alıyor. Zorunlu hizmet var. Yandal uzmanlığı için 3 yıl daha çalışıyor. Meslektaşlarımız 40’lı yaşlara gelince bir yerde ‘Ben artık burada yaşayabileceğim’ diyor. Böyle bir süreç yoruyor. ‘Ben dermatolog olayım.

Zorunlu hizmeti atlatır atlatmaz, kamuya mahkum olmadan kozmetik işlemlerin cazibesine de kapılarak hayatımı kazanabileceğim bir ortama kavuşurum’ diyor. Bu yüzden de asistan kadroları 500, bin, bin 500’e çıksa bile kamuda  5 dakikadalık muayeneler var. Hekimi mutlu edecek, teşvik edecek altyapılar hazırlanmadığı sürece bunların hiçbirinin çözüm olmayacağını söyleyebiliyoruz.”