CHP’li Emir’den klasikleşmiş ‘Beyaz Kod’ sorusu: Veriler neden açıklanmıyor?
CHP Grup Başkanvekili Emir, Fahrettin Koca’nın Sağlık Bakanı olduğu dönemde yanıtlamadığı yazılı soru önergelerini anımsattı, “AKP’li bakanlar sorularımıza yanıt vermiyor” ifadelerini kullandı.
Eylül BarutCHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Fahrettin Koca’nın Sağlık Bakanı olduğu dönemde yanıtlamadığı yazılı soru önergelerini anımsattı, “AKP’li bakanlar sorularımıza yanıt vermiyor” dedi. Emir, yanıtsız kalan sorularını yeni Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na da sordu. Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının acil çağrıları için kurulan Beyaz Kod Çağrı Merkezi’nin verilerinin kamuoyuyla açıklanmamasına tepki gösteren Emir, tasarruf tedbirlerine de dikkat çekti. Hayati öneme sahip hastalıkla boğuşan yurttaşların ilaç temininde yaşadıkları soruna değinen Emir, “Sağlık Bakanlığı’na ulaşanlar ‘Sağlık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanan protokol neticesinde döviz kurunun düşük tutulması nedeniyle firma ile anlaşma sağlanamadığı ve ilacın temin edilemediği’ bilgisinin verildiği iddia ediyor” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın döneminde “Beyaz Kod” verilerine ilişkin verdiği ancak yanıtlanmayan yazılı soru önergesini anımsattı. Aynı önergeyi Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na da veren Emir, “AKP’li Bakanlar sorularımıza yanıt vermiyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde sorularımız yanıtsız kaldı cevap verdiklerinde ise mevzuat anlattılar. Sağlık personelinin yaşadığı; sağlıkta şiddet, icap nöbeti, Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM) görevli grup elemanlarının sorunları ve döviz kuru nedeniyle bulunamayan ilaçların temini için adım atılıp atılmadığına yönelik sorularımız hem yanıtsız hem çözümsüz kaldı” dedi.
‘VERİLER KAMUOYUYLA PAYLAŞILMIYOR'
Sağlık personellerine yönelik şiddetin giderek tırmandığını belirten Emir, “Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının acil çağrıları için 113 Beyaz Kod Çağrı Merkezi hayata geçirilmiş olsa da sisteme bildirilen acil kodlara ilişkin veriler kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Sağlıkta şiddetin ülkemizin öncelikli sorunlarından biri haline gelmesine karşın, şu ana kadar caydırıcı olabilecek adımlar atılmamış ve sorunun çözümüne ilişkin adımlar ötelenmeye devam etmiştir. Sağlıkta şiddet vakalarına ilişkin verilerin kamuoyu ile paylaşılmaması da alınabilecek önlemleri geciktirmektedir. Bir an önce veriler kamuoyu ile paylaşmalı ve ortaya çıkacak tablo ışığında gerekli adımlar atılmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘İŞ GÜVENCESİ YOK'
Sağlık personellerinin yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Emir, “ASM’lerde; Tıbbi Sekreter, Acil Tıp Teknisyeni, Ebe, Hemşire ve Temizlik Personeli 4857 sayılı İş Kanunu’na göre aile hekimlerince istihdam edilerek görev yapmaktadır. Bu durum ASM’lerde görevli sağlık personelinin, aile hekimlerinin işten ayrılması veya tayin edilmesi durumunda iş akdinin devam edip etmeyeceği hususunda endişe yaşamasına neden olmaktadır. Aynı zamanda işsiz kalma korkusu ile birçok sağlık personeli iş tanımı olmadan çalışmakta ve birbirlerinin işini yapmak durumunda kalmaktadır. Kadro ve iş güvencesinin olmaması bu pozisyonlarda çalışanların, aile birliğini koruyamamasına ve parçalanmasına sebep olmaktadır. Aynı zamanda ASM Grup Elemanları tazminat hakkından da yararlanamamaktadır. Çalışanlar şiddete maruz kaldığında ise ‘beyaz kod’ verememekte ve yardım talep edememektedir” dedi.
‘STANDART YOK’
Emir, icap nöbetiyle çalışanların yükünün arttığını kaydederek “Sağlık personeli, rutin işlerinin dışında, sağlık hizmetinin gereği olarak belirli zamanlarda icap nöbeti de tutmakta, fazla mesai yapmasının karşılığını ücret olarak alamamaktadır. Çalışma koşulları bağlı bulunulan il ve ilçe kuruluşlarına ve personel sayısına göre farklılık göstermekte ve sağlık personeli belli bir standart olmadan uzun süreler boyunca icap nöbeti tutmak zorunda kalmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından son yıllarda uygulanmaya başlanan performans değerlendirme kriteri kapsamında bulunan icap nöbeti; sağlık çalışanlarının ve amirlerinin gerekli performans puanına ulaşabilmesi ve ek ödeme alabilmesi için zorunlu kılınan bir uygulama haline dönüştürülmüştür” diye konuştu.
BAKANLIKLARIN PROTOKOLLERİ 'ÖLDÜREBİLİR'
Sağlık sisteminde yaşanan sorunlara her gün bir yenisinin eklendiğini vurgulayan Emir, “Yoksul ailelerin yeterli sağlık hizmeti ve tedavi yöntemine ulaşması giderek güçleşmektedir. Özellikle döviz kurunun önlenemeyen yükselişi ile birlikte erişilemeyen ilaç sayısında yaşanan artış her geçen gün bir başka aileyi dermansız bırakmaktadır. Sağlık Bakanlığı’na ulaşarak aman dileyen vatandaşlarımız benzer yanıt almakta ve ‘Sağlık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanan protokol neticesinde döviz kurunun düşük tutulması nedeniyle firma ile anlaşma sağlanamadığı ve ilacın temin edilemediği’ bilgisinin verildiği iddia edilmektedir. Nadir görülen ve düzenli kullanılması gereken ilaçlarda hastalar için durum, hayati öneme sahip iken bakanlıkların bu konu üzerine eğilmemesi ve gerekli adımları atmamaları ülke yurttaşlarımıza ve insan sağlığına verilen değeri de ortaya koymaktadır” dedi.