Yıldızlar Saçıldığında...

National Boook Award sahibi, Kirkus Review ve Time’da yılın en iyi gençlik kitapları arasında gösterilerek bol övgü toplayan Yıldızlar Saçıldığında (Çev. Mustafa Emrah Temel / Genç Timaş), New York Times çok satan listelerine adını yazdırmış, ödüllü çizgi roman yazarı Victoria Jamieson’ın hayal gücü ve Omar Mohamed’in gerçek yaşam deneyimiyle ortaya çıkan etkileyici bir çizgi roman. Omar ve konuşma engelli kardeşi Hassan’ın, anne ve babalarını Somali İç Savaşı’nda kaybetmelerinin ardından, Kenya Daadab’ta mülteci kampından geçirdikleri on beş yılı anlatıyor.

Merve Okçu

YABANCI, ÖTEKİ, MİSAFİR!

Victoria Jamieson ve Omar Mohamed’den, savaş sonrası annesiz ve babasız, yaşam mücadelesi veren iki çocuğun, çizimlerle okura yansıyan gerçek yaşam hikayesi Yıldızlar Saçıldığında (Çev. Mustafa Emrah Temel / Genç Timaş), hem vicdanımıza hem mantığımıza yanıtlanması gereken sorular sorduruyor.

Mülteci kampında geçirdikleri uzun yıllarda karşılaştıkları deneyimler, yabancı, öteki, misafir gibi kavramlar üzerine düşündürüyor.

Düşünür Julia Kristeva’ya göre yabancı tuhaf bir şekilde bizimle yaşar: Kimliğimizin gizli yüzüdür. Farklılık bilinci doğduğunda yabancı peydahlanır, hepimizi bağlara ve topluluklara tabi olmayan yabancılar olarak kabul ettiğimizde ise silinip kaybolur. Yabancı, bir hortlak gibi musallat olur. (Kristeva, 1991. akt. Saybaşlı, 2011)

TRAJİK AMA UMUTLU BİR HİKAYE!

Yabancılara, mültecilere, mülteci kamplarındaki yaşama ilişkin zihinlerdeki imajı yerle bir eden bu çizgi roman, dokunaklı detaylarıyla trajik ama yine de umutlu bir hikâye.

Omar ve Hassan’ın tam on beş yol geçirdikleri bu kamp yaşantısında beklemek, beklemek ve sadece beklemek halini iliklerimize kadar hissediyoruz.

Omar engelli kardeşi Hassan’la birlikte mülteci kampından kurtularak Amerika’ya gitme hayali içindedir. Kamptaki yaşam hiç de kolay değildir. Su ve yemek için saatlerce kuyrukta beklemeleri gerekir, kamptan çıkabilmek için pek çok kere katıldıkları resmi görüşmelerde prosedürlere, aynı sorulara defalarca maruz kalırlar.

Her şeye karşın eğitim alma çabası içindedir Omar. İngilizce sayı saymayı öğrenmeye çalışır, günlük yaşamda kullanabileceği kelimelerin peşindedir. Bir gün kamptan kurtularak Amerika’ya gidebilmesi için ihtiyacı olan çok fazla kelime vardır.

BAMBAŞKA DÜNYALAR

Kardeşi Hassan ise hiçbir kelimeyi ifade edemez, konuşma engeli vardır. Yalnızca Omar, Hassan’ın dilinden anlar. Hassan zaman zaman kamptaki diğer çocukların zorbalıklarına maruz kalır. O keşmekeşte bir düzen oturtmaktır niyetleri.

Oyuncaklar yerine plastik pet şişeleri bir araya getirerek kendilerine bambaşka dünyalar kurarak zaman zaman kendilerini kampın kaosundan soyutlamaya çalışırlar.

Anneleri gibi onlara sahip çıkan, bakım veren ve çocukları "kalbim" diyerek seven Fatuma’yı ise bir gün kamptan çıkarlarsa bile geride bırakacaklarını hiç düşünmezler, halbuki kamptan çıkış kontenjanı sınırlıdır. Omar’ın kendi ifadesiyle, bu büyük hapishaneden çıkmak için günlerce listelerin açıklanmasını beklerler.

ÇOCUK GELİNLER

Kampta çocuk yaşta evlendirilen ve çocuk sahibi olup eğitim alma şanslarını kaybeden kız çocuklarına da rastlıyoruz. Omar arkadaşı Maryam’in bu durumunu asla kabul edemese de sınırlar içerisindeki dünyada başka bir şansları yoktur.

Somali’deki evlerini, ailelerini özleyen çocukların rüyaları kabuslarla doludur. Birbirinin aynı olan sarı sıcak günlerde uzun musluk kuyruklarındayken bazılarının ayakkabıları bile yoktur. Çadırlarının güvenliğinden de çocuklar sorumludur. İnşaat alanları oyun alanlarıdır, tuğlalar oyuncakları...

Okuldaki kalabalıkta eğitim almak ve vermek hiç de kolay değildir, sınıflarda farklı yaş gruplarından çocuklar bir aradadır ve kalabalıktır. Öğretmenler de kamptaki mültecilerdir, zaman zaman açlıktan bayılacak gibi görünmelerine rağmen ders anlatmaya çalışırlar.

Omar annesine benzettiği kadınları gördüğünde heyecanlanır, bir ihtimal iki erkek çocuğunu savaş sırasında kaybetmiş bir kadına denk gelmek umuduyla yaşar.

GÖÇ, AİLE SEVGİSİ VE EĞİTİM!

Huzurlu bir günde askerlerin ansızın bastığı piknik alanında son kez görmüşlerdir anne ve babalarını. Sonrasında ise hayatta kalma umuduyla - kimilerinin veda ettiği - günlerce süren bir göç yolculuğu içinde bulurlar kendilerini.

Hikâye boyunca trajedi devam etse de Jamieson ve Mohamed’in aile sevgisine ve eğitime odaklanması, birçok mülteci klişesini yıkıyor.

Çizgi romandaki görsellerin ve hikâyenin sürükleyiciliği kamp yaşantısına birdenbire bizleri dahil ediyor, Omar ve Hassan ile birlikte kurtulana dek hikâyeden çıkamıyor, onlarla umut ediyoruz.

JAMIESON’DAN GENÇLERE TAVSİYELER…

Ödüllü çizgi roman yazarı ve çizeri Jamieson’un başarılı çizgileri hikayeyi tek solukta okumamıza olanak sağlıyor. Jamieson kitabın temel amacından bahsederken gençlere bazı tavsiyelerde bulunuyor:

‘‘Biriyle konuşmak için ilham alacağınızı umuyorum. Belki okulunuzda yeni bir çocuk veya mahallenizde yeni bir aile vardır. Belki yıllardır gördu¨ğu¨n ama hiç konuşmadığın bir çocuk vardır. Deneyin. Onlarla konuşun. Onlara adlarını, nereden geldiklerini, ne tu¨r yemekler yemeyi sevdiklerini, hangi TV programlarını izlemeyi sevdiklerini sorun. Yeni biriyle konuşurken harika hikâyeler duyacaksınız.“

MOHAMED: ‘ÜMİT ETMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN!’

Mohamad ise kitapta bizlere şöyle sesleniyor:

‘‘Bu kitabı okuduğunuzda lu¨tfen asla u¨mit etmekten vazgeçmemeniz gerektiğini du¨şu¨nu¨n. Kampta sabırlı olmamız ve umudumuzu asla kaybetmememiz için inancımızla bize cesaret verildi. Bir şeyler imkânsız göru¨nebilir; ancak çok çalışmaya devam ederseniz ve kendinize inanırsanız yolunuza çıkan her şeyin u¨stesinden gelebilirsiniz. Umarım, hikâyem size her zaman azimle devam etmeniz için ilham verir.’’

Bildiğimizi zannettiğimiz, medyada duyarak, sokakta görerek normalleştirdiğimiz kitlesel yaşamların bireysel hikayelerini dinlemek, toplumdaki hayaletimsi figürlerin sesini duymak ve onlarla yüzleşmek için okunması gereken Yıldızlar Saçıldığında, gençlik kitabı kategorisinde yer alsa da aslında her yaştan okur için.