Usta sanatçı Genco Erkal, 28. İstanbul Tiyatro Festivali’nin etkinliğinde anıldı: ‘Direnenlerin sesiydi’
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 28. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında ENKA işbirliğiyle önceki gün Genco Erkal anıldı.
Gülçin GülanDostlar Tiyatrosu’nun kurucusu, Türk tiyatrosunun büyük ustası Genco Erkal için ENKA Oditoryumu’nda yapılan etkinliğe gazetemizin yazarları da katıldı. Doç. Dr. Ferdi Çetin’in kolaylaştırıcılığında düzenlenen etkinliğin ilk oturumunda yazarlarımız Prof. Dr. Ayşegül Yüksel, Prof. Dr. Dikmen Gürün, Zeynep Oral ile eleştirmen, yazar, çevirmen Seçkin Selvi, Genco Erkal’ın 65 yıllık sanat mücadelesi ile festivale katkısını dile getirdiler.
Ayşegül Yüksel video ile katılarak Genco Erkal’ın yaşamıyla tiyatrosunun bir bütün olduğunu vurguladı. Ardından Seçkin Selvi, sanatıyla çağına tanık eden büyük bir sanatçı olduğunu söyleyerek Erkal’ın Genç Oyuncular’la başlayan tiyatrodaki yolculuğunu ve Türk tiyatrosuna öncülük eden Dostlar Tiyatrosu’nun 1969’daki kuruluş dönemine kadar olan bölümünü anlattı.
‘BASKI GÖRDÜ, PES ETMEDİ’
Oyuncu, yönetmen, yazar olarak yaşamının son gününe kadar tiyatro sanatından ödün vermeden sürdürdüğü bu dönemi de Zeynep Oral, Alpagut Olayı’ndan Sivas 93’e kadar birçok oyununu hatırlatarak anlattı.
Oral, “İki yazarın Genco Erkal’ın yaşamında ve tiyatrosunda çok önemli rolü oldu. Birçok oyununu oynadığı, diyalektik yöntemi aldığı Bertolt Brecht ve sesi, soluğu olduğu dünyanın her kıtasına taşıdığına tanık olduğum Nâzım Hikmet” diyerek direnenlerin sesi olduğu için çok baskı gördüğünü ama pes etmediğinin altını çizdi. Adının bir tiyatro sahnesine verilmesini, heykelinin dikilmesini istedi.
‘TOPLUMCU SANAT’
Dikmen Gürün ise 1993- 2012 yılları arasında yönettiği festival boyunca yaptıkları “İnsanlarım” ile başlayan, aralarında kadınlar korosuyla Rumeli Hisarı’nda sahneye koyduğu “Nâzım’a Armağan”ın da olduğu keyifli ve eğitici yolculuğu anlattı. Gürün, “Yıllardır izlediği toplumcu sanat politikasından asla ödün vermedi. İrdelediği bu topluma, sisteme dair derin sorunları ve soruları aklın süzgecinden geçirerek taşımıştır sahneye. Genco’nun 65 yıldır sahnede yaptığı ve bizlerle paylaştığı eleştirinin özüdür” dedi.
İkinci oturumda müzisyen Yiğit Özatalay ile yıldız oyuncuları Tülay Günal ve Meral Çetinkaya onunla aynı sahneyi paylaşmanın ne denli kıymetli bir deneyim olduğunu anlattılar.
HEP DİRENDİ VE DİRENENLERİN SESİ OLDU
Macit Koper'in önerisiyle Şili'de Av oyunuyla 1973'de onunla çalışmaya başlayan Meral Çetinkaya, "Her oyun keyif alarak yaşanan, heyecan verici bir süreçti. Genco'nun disiplinine şaşmamak mümkün değildi. Sahnede ne yaşanırsa yaşansın savaşa hazır biçimde dimdik, cesur, enerjikti" sözleriyle beslenerek büyüdüğü Dostlar Tiyatrosu'nun yaşamına anlam kattığının altını çizdi.
Simyacı oyunuyla Dostlar Tiyatrosu'na katılan Tülay Günal, "Çok süprizli bir oyuncuydu, öngörülemezdi. Hayatımda onun kadar çalışkan birini görmemiştim. Bir proje biterken diğerini düşünür, yaşam enerjisini de buradan alırdı. En etkilendiğim de seyirci ile kurduğu çok samimi, çok güçlü iletişimdi. Bir tiyatro insanının nasıl olması gerektiğinin ete kemiğe bürünmüş halidir, Genco Erkal." diyerek oyunculuğu seçmesinde payının büyüklüğünü anlattı.
Emin Fındıkoğlu'nun önermesiyle 2012'de Dostlar Tiyatrosu'na piyanist olarak katılan Yiğit Özatalay, "Sanatsal yetkinliği ile ses rengini bir orkestra gibi çok iyi kullanırdı. Genco hocanın doğaçlama yeteneğini de özellikle gözlemlerdim. Sözü farklı yollardan söylemeyi önemserdi bu da hepimizin enerjisini yükseltirdi." diyerek ondan çok şey öğrendiğini vurguladı.
İKSV ve ENKA Sanat işbirliğiyle düzenlenen kızı Ayşe Erkal Sümer'in de katıldığı, ölümsüzlüğünün ve özleminin büyüklüğünün paylaşıldığı anma etkinliği, Vehbi Koç Vakfı Ödül Töreni için Selçuk Metin’in hazırladığı aile fotoğrafları ile oyunlarından, seyircilerinin saygısının büyüklüğünü gösteren salonlardan kesitlerin ve aralarında Fazıl Say'ın da olduğu dostlarının anılarının yer aldığı belgesel gösterimi ile son buldu.