Madımak Katliamı’nın zaman aşımına TGC, TYS ve PEN’den ortak tepki: ‘Unutanın kalbi kurusun’
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te gericilerin yaktığı 33 yazar, aydın ve sanatçının davasında 14 Eylül’de zaman aşımı kararı verilmişti. Bu karara tepki gösteren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği, 26 Eylül’de ortak bir basın toplantısı yaptı.
Orhun AtmışToplantıda, zaman aşımının insanlığa karşı suçlarda uygulanmaması gerektiği vurgulandı. Zaman aşımının failleri koruyan ve cezasızlığı teşvik eden bir düzenleme olduğu belirtildi.
Toplantıda konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto ve TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, Sivas Katliamı’nın unutulmayacağını ve faillerin hesap vermesi için mücadele edeceklerini söyledi.
"GÖRÜNMEZ MEKANİZMA"
Ardından TYS 2. Başkanı Mustafa Köz moderatörlüğünde TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, PEN Yazarlar Derneği 2. Başkanı Halil İbrahim Özcan ve TYS Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Tekin Sürek konuşmalar yaptı.
Sibel Güneş, zaman aşımı kararının “Devletin kendisi gibi düşünmeyenlere karşı görünmez bir mekanizma” olduğunu dile getirdi. En az 30 kişinin cezaevinde olması gerektiğini söyleyen Güneş, davayla ilgili çok fazla bilgi eksiği olduğunu, içeride kaç kişi bulunduğunun ve kimlerin ceza aldığının bilinmediğini belirtti. Güneş, “Anahtar kelime: Unutturmak. Ama unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi. Mustafa Köz de katliamın unutulmaması için çalışmalarının süreceğini ve bir kitap çıkaracaklarını ifade etti.
"YARGILAMANIN ÖNÜNE GEÇİLEMEZ"
Kamil Tekin Sürek ise davayla ilgili bilgilere sağlıklı ulaşılamadığını söyleyerek dikkat çekici açıklamalar yaptı. Sürek, Metin Göktepe davasından örnek vererek, “Bu tür uzun sürecek davalardan sonuç alınması için her davayı kalabalık bir şekilde izlemek, insanları mahkemelere taşımak, belki böyle davalar için vakıf kurmak ve finansal destek sağlamak gerektiğini” vurguladı. Göktepe davasını her seferinde en az 2 bin kişinin takip ettiğini hatırlattı. Sürek, 10 Ekim Katliamı’nın davasında da benzer eksikliklerin yaşandığına dikkat çekti. Peru, Şili gibi Latin Amerika ülkelerinde darbecilerin iktidardan düştükten sonra yerine gelen demokratik partilerin darbecileri yargılamak için zaman aşımını dinlemedikleri örnek verdi. “İnsanlığa karşı işlenen suçlarda örgütlülük” aranıyor diyen Sürek, “Ama onlar zaten örgütlüydü. Şehir dışından gelmiş, yargılananlara destek vermişlerdi. Biz otuz kırk avukatsak, karşımızda da bizim kadar avukat vardı, hatta çoğu sonradan çoğu AKP’li oldu” diye konuştu.
"BU BİR VİCDAN DAVASI"
Halil İbrahim Özcan da “En az 3 kişisi firari olan bir dava nasıl zaman aşımına uğrar” diye sordu. “Bu bir vicdan davasıdır” ifadelerini kullanan Özcan, “Unutanın kalbi kurusun” dedi. Aziz Nesin’den alıntı yapan Özcan, Nesin’in yazarlara kökten dinciliğe karşı durma çağrısı yaptığını hatırlattı.
Toplantıyı takip eden şair Bilal Kayabay da konuşmaların ardından söz istedi. Kayabay, böyle bir insanlık suçunun konuşulduğu toplantıda sadece 15 kişinin yer almasını çok sert sözlerle eleştirdi.