Taxi Driver'dan The Irishman'a: Martin Scorsese'nin IMDb'ye göre en iyi filmleri...
Ünlü yönetmen Martin Scorsese, sinema dünyasının vazgeçilmez isimlerinden biri olarak kabul edilir ve kariyeri boyunca birçok unutulmaz filmi yönetti Scorsese'nin yönettiği filmler, sinema tarihine damga vurmuş, birçok ödül kazanmış ve izleyiciler tarafından büyük beğeni toplamıştır. Pek çok sinemasever için Scorsese, yönetmenlikte ustalığın simgesi olarak görülür. İşte IMDb'ye göre en iyi Martin Scorsese filmleri...
SIKI DOSTLAR 8.7
Henry Hill, Jimmy Conway ve Tommy De Vito adındaki iki gangsterle birlikte bir soygun düzenler. Jimmy ve Tommy, Henry'den başka soyguna karışan herkesi öldürür ve ardından mafyada hızlı bir yükselişe geçer. Gangster çetesi içinde hiyerarşik bir yapılanma vardır ve Henry bu durumu kendine yediremez.
KÖSTEBEK 8.5
Köstebek, Massachusetts Eyalet Polisi’nin şehrin en büyük suç organizasyonunu çökertmek için geniş çaplı bir mücadele başlattığı Güney Boston’da geçiyor. Amaç, güçlü mafya babası Frank Costello’nun (Jack Nicholson) egemenliğine içeriden bir müdahaleyle son vermektir. Güney Boston’da büyümüş olan genç çaylak Billy Costigan’a (Leonardo DiCaprio), Costello’nun çetesine sızma görevi verilir. Billy, Costello’nun güvenini kazanmaya çalışırken, “Güney Yakası”nın sokaklarından gelen bir başka genç polis Colin Sullivan (Matt Damon) da eyalet polis teşkilatında basamakları hızla tırmanmaktadır. Üstlerinin bilmediği şey, Colin’in Costello için çalıştığı ve suç patronunun polisin hep bir adım önünde olmasını sağladığıdır. Her iki adam da, içine sızdıkları organizasyonun planları ve karşı planları hakkında bilgi toplarken, sürdürdükleri çifte yaşamları yüzünden oldukça zorlanmaktadırlar. Ama hem gangsterler hem polisler aralarında bir köstebek olduğunu anlayınca, Billy ve Colin sürekli olarak düşman tarafından yakalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.
PARA AVCISI 8.2
24 yaşında genç ve hırslı bir adam olan Jordan Belfort, yatırımcıları aldatarak kısa zamanda köşeyi döner. Kısa zamanda tonla para kazanıp o parayı aynı zamanda çabucak harcayabilen birisi olur. Uyuşturucu kullanan, fahişeler ile ilişkiye giren pahalı ve pis bir hayatı vardır. Film, gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır ve Amerikan borsasında çalışan komisyoncu Jordan Belfort'un biyografisinden esinlenilmiştir.
CASINO 8.2
Casino'da Ace Rothstein renkli gece hayatı ve kumar çılgınlığıyla ünlü olan Las Vegas'ın bu kumarhanelerinden birini yöneten bir işletmecidir. Rothstein bu işe başladığı günden bu yana işini düzgün yapıp güvenilirliğini korumaya ve kumarhane sahipleriyle arasını iyi tutmaya çalışmıştır. Ta ki yakın bir arkadaşı olan Nicky işlerde ona yardımcı olmaya başlayana kadar...
Bu açgözlü ve eğlence düşkünü adam yüzünden başarılı iş hayatı tepetaklak olma yolunda giden Ace, aşık olduğunda işler iyice yolundan çıkacaktır.
'Taxi Driver', 'Goodfellas', 'the Departed' ve 'Shutter Island' gibi kült yapımlara imza atan usta yönetmen Martin Scorsese'nin, parıltılı Las Vegas'ın kirli çamaşırlarını ortaya çıkardığı filminin başrollerinde Robert de Niro, Sharon Stone ve Joe Pesci bulunmakta.
ZİNDAN ADASI 8.2
Zindan Adası, Martin Scorsese'nin bir çok filmi gibi yine bir başyapıt statüsünde. Filmde, Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli iki polis memurunun, Rachel Solando adlı bir akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine tehlikeli akıl hastalarının tedavi gördüğü Shutter Adası isimli bölgede konuşlanan Ashecliffe Hastanesi'ne soruşturma yapmak için gitmesi ve sonradan gelişen esrarengiz olaylar aktarılıyor. Burada karşılaştıkları isyan tablosu ve çığrından çıkan işler bu davayı gittikçe zora sokacak, zamanla rüya ve gerçek arasındaki sınırlar zorlanacaktır. Usta yönetmen Martin Scorsese tarafından Dennis Lehane'nin ünlü romanından sinemaya uyarlanan filmin başrolünde yönetmenin gözde oyuncularından Leonardo Di Caprio bulunuyor.
TAKSİ ŞOFÖRÜ 8.2
Taksi Şoförü, Vietnam’da savaşının izlerini henüz atamayan bir askerin, geceleri taksi şoförlüğü yaparak gördüğü kirli ve adaletsiz dünyaya uyum sağlamayı reddetme hikayesini anlatıyor. Film, Robert De Niro’nun canlandırdığı Travis Bickle karakteriyle kültleşmiştir. Taksi şoförü Travis, sosyal hayatındaki başarısızlığını, saplantılı bir tutku beslediği Bickle’la tersine döndürmeye çalışsa da beklediği karşılığı bulamıyor. Bu kırılma anından sonra bir silah alıp harekete geçmeyi, sokakların pisliğini temizlemeye karar veriyor; bu esnada kendini bir fahişeyi kurtarmaya adıyor. Çürümeye yüz tutmuş bir topluma karşı tutulan bir ayna niteliğindeki film, yönetmen Martin Scorsese’nin kariyerinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul görür.
KIZGIN BOĞA 8.1
Kızgın Boğa ortasiklet bir boksörün dizginlenemez kariyer hırsının, boksörün hayatına olan etkilerine odaklanıyor. Her zaman en iyisi olmak için kendine zarar verecek derecede korkutucu bir hırs barındıran boksör Jake La Motta, bu agresifliğini sadece ringte rakipleri üzerinde değil; ring dışındaki özel hayatına da taşıyor. Bu nedenle zamanla kariyerini kendi elleriyle un ufak ederken yakın çevresini de yavaş yavaş kaybediyor.
Bu yükseliş ve düşüş hikayesini, bizlere boksörün kendi sesinden anlatan siyah-beyaz film, usta yönetmen Martin Scorsese imzalı ve özellikle başroldeki Robert De Niro’nun oyunculuğu daha uzunca yıllar hafızalardan silinmeyecek türden.
IRISHMAN 7.8
The Irishman, bir mafya tetikçisi olan Frank Sheeran’ın hayatına odaklanıyor. II. Dünya Savaşı'nda görev almış eski bir asker olan Frank Sheeran, yıllar boyu Bufalino suç örgütü için çalışmıştır. Birçok ünlü isim için dolandırıcılık, tetikçilik yapan ve ‘İrlandalı’ lakabı ile anılan Sheeran, aynı zamanda işçi sendikası memurudur. Frank Sheeran’ın hayatından kesitlerin sunulduğu filmde, Amerikan tarihinin en gizemli suç olaylarından biri olan işçi lideri Jimmy Hoffa'nın ortadan kayboluşuna da değiniliyor.
AFTER HOURS 7.6
New York’ta keyifli ve lüks bir yaşam süren bilgisayar programcısı Paul Hackett, bir kafede tanıştığı Marcy’yle akşam için randevulaştığında Manhattan’ın varoşlarında onu bekleyen gece macerasından henüz habersizdir.
Güzel kadının Soho’daki dairesine geldiğinde önce rahatsızlık verici bir ressam olan, ev arkadaşı Kiki’yle tanışacak; bir süre sonra maruz kalacağı sarkazm işlerin hiç de yolunda gitmeyeceğini belli ettiğinde ise Doğu yakasındaki fiyakalı evine dönmek isteyecektir. Elbette zaman zaman çok komik ve gerilim dolu bir kabusa dönüşecektir gecesi. Tanışacağı renkli tipler ve dahil olacağı absürd olaylar serisi, büyük şehrin hiç bilmediği bir yüzünü tanıştıracaktır Paul’e.
Biraz kafkavari bir yönü olan After Hours, Martin Scorsese’nin kendini belli eden imzası ve Joseph Minion’un akıl dolu senaryosu ile 80’lerin kültleşen filmlerinden biri olarak hatıralardadır. Rosanna Arquette’in güzelliği kadar Griffin Dunne’un son derece kontrollü performansı da, After Hours’u mutlaka izlenmiş olması gereken bir film yapıyor.
NEW YORK ÇETELERİ 7.5
1800'lü yılların ortalarında Amerika'nın Manhattan eyaletinin kenar mahallerinde yaşayan iki çete arasında şiddetli bir savaş hüküm sürmektedir. Bir yanda Amerika'nın yerlilerinden oluşan bir grup, diğer tarafta ise bu bölgeye sonradan göç etmiş olan İrlandalı katoliklerin oluşturduğu topluluk. Yerliler Bill the Butcher isimli acımasız bir lider tarafından yönetilmekte, İrlandalı göçmenlerin başında ise Dead Rabbits isimli bir lider bulunmaktadır. Aralarında başlayan kanlı savaş sırasında İrlanda çetesinin lideri öldürülür ve oğlu Amsterdam Vallon da babasının ölümüne bizzat tanık olur. Amsterdam, hem babasının katilinden intikam almak hem de şehrin hakimiyetini ele geçirmek için harekete geçmek zorundadır.