Yılların gazetecilerini yine yok saydı: Erdoğan'a göre cezaevinde gazeteci yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Anadolu Yayıncılar Derneği üyelerine hitap etti. Erdoğan, haklarında iddianame bile hazırlanmadan aylardır cezaevinde tutuklu bulunan yılların gazetecilerini yok sayarak "Hapisteki gazetecilerin listesini verin diyoruz. Katilden çocuk istismarcısına herkes var. 149 kişilik liste geldi. 144'ü terör, 4'ü adi suçlardan içeride" dedi.

cumhuriyet.com.tr

<video:704626>

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleriyle bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleşen buluşmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da katıldı. Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleriyle gerçekleştirilen buluşmada hitap eden Erdoğan, haklarında iddianame dahi hazırlanmadan aylardır cezaevinde tutuklu bulunan yılların gazetecilerini yok sayarak, "Hapisteki gazetecilerin listesini verin diyoruz. Katilden çocuk istismarcısına herkes var. 149 kişilik liste geldi. 144'ü terör, 4'ü adi suçlardan içeride" dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile aralarında geçen bir diyaloğu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Medya mensubu görüntüsü altında terör örgütlerine militanlık, yabancı servislere ajanlık yapanlara asla taviz vermeyeceğiz. Adam geliyor. Tam bir ajan terörist. Neymiş? Basın mensubuymuş. 1 ay Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda misafir ediliyor rezidansında. Tam da bizim Tarabya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün hemen altında, sahilde 1 ay kendisini misafir ediyorlar. Şansölye, 'Bizim burada bir gazetecimiz var. Bunu bırakmanızı özellikle istiyoruz' diyor. 'Ben 4 bin 500 PKK'lı teröristin dosyasını size verdim ve bu teröristlerin iadesini istedim. Verdiniz mi?' dedim. 'Yargı bakıyor'. 'E bizde de bırakın yargı baksın'. Onunla ilgili kararı bizde yargı verir; çünkü bizde yargı bağımsızdır. Biz karışamayız. Bir müddet orada sakladılar. Sonra geldi, mahkemeye çıktı. Mahkeme tutukladı. Şu anda içeride. Bu süreç, böyle devam edecek" diye konuştu.

ERDOĞAN'DAN MERKEL'E: SEN HOLLANDA'NIN MI YANINDASIN? BEN DE HALKIMIN VE HAKK'IN YANINDAYIM

Almanya ve Hollanda ile yaşanan krize de değinen Erdoğan, "Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanına adeta kapını kapatıyorsun. Bakanlarına kapını kapıyorsun. Uçuş izni vermiyorsun. Oraya gidenleri konuşturmuyorsun ve Hollanda da atını, itini benim vatandaşlarımın üzerine süren; benim bakanıma arabada mahkumiyet verene sen diyorsun 'Ben de Hollanda'nın yanındayım'. Peki, sen Hollanda'nın mı yanındasın? Güzel, ben de halkımın ve Hakk'ın yanındayım. Böyle devam edeceğiz" dedi.

"ELEŞTİRİ BAŞIM ÜSTÜNE AMA HAKARET OLDUĞU ZAMAN TAHAMMÜL EDEMEM"

Batı ülkelerinin, Türkiye'yi basın özgürlüğüne uymamakla ve gazetecileri hapse atmakla suçladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Yani sizin özgürlüğünüz, özgür bir ülke olan Türkiye'nin cumhurbaşkanına 'diktatör' diyecek kadar siz özgürsünüz benim ülkemde ise kendi cumhurbaşkanına her türlü hakareti eden, her türlü karikatürlerle saygısızlığı yapanlara biz en ufak bir müdahalede bulunmayacağız; ama yargıya gitme hakkımızı da kullanmayacak mıyız? Müsaade et de hiç olmazsa yargıya gitme hakkımızı kullanalım. Yargı ne karar verirse ona da saygı duyarız. Yapılan bu; çünkü ben hukuki yollarımı aramak durumundayım. Eleştiri, başım gözüm üstüne; ama hakaret asla. Aileme varıncaya kadar hakaret edenler, sen beni eleştir. Yanlışlarımı söyle, bunlardan istifade ederim; ama hakaret olduğu zaman ona tahammül edemem. Dolayısıyla hukuki yollarımı aramak durumundayım"

YILLARIN GAZETECİLERİNİ YOK SAYDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Şimdi bu gazeteciler, 'Listesini verin' dediğimizde gelen isimlere bakıyoruz. Yurt dışı için söylüyorum; içlerinde katilden soyguncuya, çocuk istismarcısından dolandırıcıya kadar herkes var. Gelen listede sadece gazeteci yok. Geçenlerde ülkemize 149 tutuklu ismin bulunduğu bir liste geldi. Arkadaşlarımız baktılar ki bu listenin 144'ü terör suçundan, 4'ü adi suçlardan cezaevinde bulunuyor. Mesela bunlardan birinin suçu ülkemize Kuzey Irak'tan bomba düzeneği getirmek. Bir diğerinin suçu, polis aracına silahlı saldırıda bulunarak, 2 polisimizi şehit edip, 3'ünü yaralamak. Bir diğer patlayıcı maddeyle yakalanmış. Banka soyanından seçim bürosu yakanına kadar ne ararsanız bunların içinde var. Şimdi sormazlar mı adama, bunların gazetecilikle ne ilgisi var ki liste yapıp ülkemize gönderiyorsunuz? Biz asıl niyetin farkındayız. İşin ucu kendilerine dayanınca demokrasiyi, hakkı, özgürlükleri, adaleti rafa kaldırmakta beis görmeyenler, mesele Türkiye olunca hemen yüzlerine bir maske takıyorlar. Biz de bu şekilde maskeyle karşımıza çıkanlara artık haydut muamelesi yapma kararı aldık"



"BÖYLE DAVRANMAYA DEVAM EDERSENİZ HİÇBİR BATILI GÜVENLE SOKAĞA ADIM ATAMAZ"

Avrupa ülkelerini demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüklere saygılı olmaya davet eden Erdoğan, "Buradan bize parmak sallayan Avrupalılara sesleniyorum. Türkiye; itilecek, kakılacak, onuruyla oynanacak, bakanları kapılardan kovulacak, vatandaşları yerlerde sürüklenecek bir ülke değildir. Dünyanın her yerinde bu yaşananlar yakından takip ediliyor. Siz böyle davranmaya devam ederseniz yarın dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir Avrupalı, hiçbir Batılı güvenle huzurla sokağa adım atamaz. Bu tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz. Bunun için Türkiye olarak Avrupa ülkelerini demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere saygılı olmaya davet ediyoruz" dedi.

"PARLAMENTER DEMOKRASİYLE VESAYET SİSTEMİ OLDU"

Anayasa değişikliği referandumunun yapılacağı 16 Nisan günü tarihi bir tercihte bulunulacağını söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin çok önemli bir yol ayrımına geldiğini savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar şimdi parlamenter demokrasi, diyorlar ya aslında parlamenter demokrasi diye bir şey olmadı bu ülkede. Parlamenter demokrasiyle vesayet sistemi oldu. Bunu yaptılar. Esasen uzun yıllardır yeni anayasa çalışmaları kapsamında, bu konuyu tartışıyoruz. 15 Temmuz gecesi yaşananların bu değişimin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi. Yapılan değişiklik özetle şudur. Cumhurbaşkanlığıyla başbakanlık birleştiriliyor; ama ana muhalefetin başındaki zat, hala cumhurbaşkanlığıyla başbakanlığın birleştirildiğini bilmiyor. Birisi diyor bir başka partiden, birisi başka partiden olursa bu ülkenin hali ne olacak; diyor. Okumadın, hala bilmiyorsun. Birleşiyor işte bu kavga olmasın, diye bunu yapıyoruz" diye konuştu.

"AYNI EKOLDEN GELDİKLERİ HALDE ÜLKEYİ NE HALE GETİRDİLER"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemine ilişkin de açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Geçmişe bakıyoruz. Gazi Mustafa Kemal, İnönü ile kavgalı mıydı? Kavgalıydı. Turgut Bey, Demirel ile kavgalı mıydı? Kavgalıydı. Sezer, merhum Ecevit ile kavgalı oldu mu? Oldu. Anayasa kitapçığını yüzüne fırlattı mı? Fırlattı. Ertesi gün ekonomi adeta deprem geçirdi. Halbuki aynı ekolden gelmiş insanlardı bunlar. Aynı ekolden geldikleri halde ülkeyi ne hale getirdiler. Şimdi ise biz diyoruz ki Türkiye, bir daha bunları yaşamasın. Bu iş, Tayyip Erdoğan'ın işi değil. Burada bir yönetim sistemi oluşturuluyor. Muhalefet yatıp kalkıp, 'tek adam' diyor. Okumadıkları ve okuduklarını da anlamadıkları için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle tek adam rejimini karıştırıyorlar. Tek adam rejimi, 1923'te kapandı. Artık tek adam rejimi diye bir şey söz konusu değil. Her şeyden önce cumhurbaşkanlığı hükümet sitemi, demokratik bir sistemdir"