Uyurkulak: 1001 Gece Masalları’nda yaşamıyoruz

Murat Uyurkulak, "Kürt sorunu, Ermeni soykırımı, kadınlar üzerindeki baskı, İslâm... Bu bir yanıyla doğal, çünkü bütün bu meselelerin kavurduğu, yüzleşmekten kaçan, meselelerini halletmekte beceriksiz bir ülke Türkiye. Ama öte yandan çok uzakta, eksantrik ve gizemli bir dünya değil bizimki de. Yani, 1001 Gece Masalları’nda yaşamıyoruz...” dedi.

Kültür Servisi

Uluslararası Torino Kitap Fuarı’na Türkiye’den katılan yazar, gazeteci ve çevirmen Murat Uyurkulak, BBC’den Övgü Pınar’a konuştu. Bu yılki teması ‘Arap Ülkeleri’ olan fuara, ilk romanı ‘Tol’ün (Kürtçe, ‘İntikam’) İtalyanca basımı vesilesiyle gelen yazar, burada İtalyan La Repubblica gazetesi yayın yönetmeni Mario Calabresi’nin yönettiği oturumla, ilk eserini ve Türkiye ile dünya gündemini de masaya yatırdı. Uyurkulak özetle, BBC’ye şunları aktardı:

“Almanya, Fransa, İsviçre gibi ülkelerde yaptığım okuma turlarında görebildiğim kadarıyla Avrupa’da Türkçe edebiyata bakış belli beklentiler üzerinden şekilleniyor. Kürt sorunu, Ermeni soykırımı, kadınlar üzerindeki baskı, İslâm... Bu bir yanıyla doğal, çünkü bütün bu meselelerin kavurduğu, yüzleşmekten kaçan, meselelerini halletmekte beceriksiz bir ülke Türkiye. Ama öte yandan çok uzakta, eksantrik ve gizemli bir dünya değil bizimki de. Biz de şehirlerde yaşıyoruz, biz de kapitalizmin mağdurlarıyız, biz de benzer bireysel buhranlar ve karmaşalarla malûlüz. Yani, 1001 Gece Masalları’nda yaşamıyoruz...”

 

Asıl mesele karşı koymakta

Uyurkulak, tanıtımda yaptığı konuşmada da, “Kürt halkının özgürlük ve hak talepleri yerine getirilmediği sürece ne barışın ne de demokrasinin mümkün olduğunu” söylemişti. Yazar ayrıca, İtalyan basınına yansıyan şekliyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yetkileri tek elde toplayan başkanlık hedefine ulaşmak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu, ancak Türkiye toplumunun da bir şekilde direniş gösterme gücünü saklı tuttuğunu” savundu. Halen ‘Merhume’ isimli son romanıyla Türkiye’de de listeler ve gündemde bulunan Uyurkulak, ‘Tol’ romanının ilk cümlesine referansla sorulan bir soruya ise, şöyle cevap verdi: “Devrim her zaman bir ihtimaldir, ihtimal olmasıyla güzeldir zaten. Asıl mesele, bir ihtimal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştüğünde iktidarın yozlaştırıcılığına karşı koyabilmek, ihtimal olduğu dönemdeki özgürlük ruhunu koruyabilmek.”