Tezer Özlü'den "Yeryüzüne Dayanabilmek İçin"

Tezer Özlü'nün yeni yayımlanan kitabı, yurtdışındayken Türkiye'deki dergilere gönderdiği, dünya edebiyatıyla, sinema ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi kendi edebiyatı içinden yorumladığı yazılardan oluşuyor. Kitabı Banu Aktan değerlendirdi...

Cumhuriyet Kitap Eki

Edebiyat tarihine geçebilmek için ciltler dolusu yapıt vermeye gerek yok. Yapana da söyleyebilecek bir söz yok elbet ama dünya edebiyat tarihi birkaç küçük kitapla, içinde bulunduğu edebiyatın yönünü değiştiren ya da o edebiyat dünyasına damga vuran yazarlarla dolu. Bunlardan birkaçının da Türkçe yazın dünyasının içinden çıkması şans olarak nitelenebilir mi bilemem ama kanımca önemli. Hele ki adı Tezer Özlü ise...

Yayımlanan yapıtlarının sayısı yediyi, kitaplarının yaprak sayısı ise beş yüzü biraz geçen bir yazar olarak Tezer Özlü'nün bu kadar az yapıtla edebiyatımızda kendine bu denli önemli bir yer edinmesi, Özlü'yü okumayanlara şaşırtıcı gelecektir. Okuyanlar için ise "Neden biraz daha yazmadı ki?" hayıflanması olur sadece... Daha önce Tezer Özlü'yle tanışmamış olanlar için küçük bir uyarı: Yazının bundan sonrasını okumanıza gerek yok. Çünkü az sonra bahsedilecek kitap, hayıflanmalarını Tezer Özlü'nün fotoğrafını her görfüğünde, kitaplarını her karıştırdığında sürdürenler için. Yani meraklısına, hatta tutukun okurlara. Bugüne kadar Tezer Özlü okumamışlara, Çocukluğun Soğuk Geceleri'nden başlamısını salık veririm.

Şundan: Özlü'nün yeni yayımlanan kitabı Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, bir kurgu ya da yaşantıyı anlatmıyor. Yazarın, yurtdışındayken Türkiye'deki dergilere gönderdiği, dünya edebiyatıyla, sinema ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi kendi edebiyatı içinden yorumladığı yazılardan oluşuyor. Hâliyle kitap da Tezer Özlü'ye başlamaktan öte onda ilerlemek isteyen okuyucuların dikkatini çekecek bir içeriğe bürünüyor.

Sevdiğiniz bir yazarın kaleminden ne çıkmışsa okumak istersiniz. Sevdiğiniz bir yazarın kitabıysa elinizedeki, içinde ne yazdığı önemlidir tabii ama, "onun" kitabına dokunuyor olmak bile keyif verir okuyucuya. İyi okuyucuların böyle kendilerine özel kıldıkları yazarları hep vardır. Tezer Özlü de bu yazarlardan oldu genelde. Hep "iyi" okuyucuların oltasına takıldı. Bu kitap da onun dünyasını tanıyıp daha fazlasını isteyenlere, "İstediğinizi alacaksınız!" vaadiyle raflardaki yerini aldı.

Kitap vaadini yerine getiriyor mu peki? Kesinlikle, evet. Sezer Duru'nun yayıma hazırladığı Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, özellikle Özlü'nün okuma eylemi ve okuduklarına dair, unutulan yazılarını bugüne taşıması açısından bile meraklıları tatmin edebilir. Altı çizilecek ya da buraya taşınabilecek çok cümle, çok anektod var ama "yeryüzüne dayanabilmek için edebiyat" ne demek? Bunun yanıtı için bile eller kitaba gidebilir. Şüphesiz, içinde zihinleri kıvılcımlandıran çağrışımlar barındırıyor bu cümle. Çağrışımların yanında alıp götüren bir şiirsellik de var. Ancak Özlü için çok daha fazlası. Bu cümlenin ardına yazarın, Zweig ve Kafka üzerine yazdıkları okunduğunda daha da anlamlı bir hâl alacak. Aynı şekilde Sevgi Soysal... Yazarlar üzerine yazılar bir eleştirmen gözünden çıkmıyor -öyle bir iddiası da yok zaten- ama Özlü'nün yazarlık sezgileriyle bu kalemlere yaklaşması, ortaya farklı bir duyarlılığın dökümünü çıkarıyor.

Edebiyattan sonra ise durak sinemaya kayıyor. Yazarın, uzun süre yaşadığı Almanya'dan izlediği festivaller, dönemin öne çıkan filmleri, o filmlerin Özlü'nün ruh dünyasına yansımaları ve en önemlisi ruh dünyasından bize yansımadan önce, ondaki son uyanışlar... Tabii aynı şekilde ve niteliklerde tiyatro da yerini alıyor kitaptaki yazılarda.

"Türk edebiyatının gamlı prensesi" diye de anılan Tezer Özlü'nün bu yazılarda da kendine öne atan duygusu hüzün... Ne yazarsa yazsın kendiliğinden Özlü'nün kalemine damlayan bir duygu bu: Kendi deyişle açıklarsak; "gene biraz melankoli".

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin'de yazar, her ne kadar kendi okumalarını, izlemelerini açıyorsa da yazılarına o bahsettiği duygu hep yerli yerinde: "gene biraz melankoli".

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin/ Tezer Özlü/ Yayıma Hazırlayan: Sezer Duru/ Yapı Kredi Yayınlar/ 166 s.