Teröre destek vermekle suçlanan Katar ile körfez ülkelerinin arası yumuşuyor

Körfez İşbirliği Konferansı’nda “Körfez ülkelerinin birbirleriyle bağları sıkılaştırma kararı” alındı. Katar’a Suudi Arabistan öncülüğünde uygulanan ambargo kaldırıldı, ülkeyle yeniden diplomatik ilişki kuruldu. Küçük ada devleti Suudi Krallık’ı gerileterek “Körfez’e önemli bir aktör” olarak döndü. Bunun birkaç nedeni var.

Mustafa K Erdemol

Suudi Arabistan ile Katar arasındaki buzlar Körfez ülkeleri arasında nasıl biteceği belli olamayan rekabete aracılık eden Kuveyt ile ABD sayesinde erimiş görünüyor. Katar’a ne suçlamalar yapılmıştı oysa; terörü finanse ediyor iddiası en bilineni tabii. Hatırlayalım, ambargocu Körfez ülkeleri Katar’dan El Cezire televizyonunu kapatmasını, İran’la, Müslüman Kardeşlerle ilişkilerini kesmesini, nihayet Türkiye’nin Katar’da bulunan bir askeri üssünün faaliyetlerine son vermesini istemişlerdi. Tabii ki tüm bunları “egemenliğine saldırı” gerekçesiyle reddetmişti Katar.

Şimdi, Mısır ile Birleşik Arap Emirlikleri hala Katar’a soğuk olsalar da Körfez ülkelerinin çoğunluğu ile Katar arasındaki buzlar eriyor.  Bu her şeyden önce ABD’nin ya da daha doğru bir ifadeyle Donald Trump’ın çok istediği bir gelişme. Trump’ın giderayak bir “zafere” ihtiyacı var, öte yandan ABD uzun zamandan beri Körfez ülkeleri arasında var olan rekabeti, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, kendi eksenine yönelik çözme politikasından vazgeçmiş değil. Sonuç o nedenle ABD açısından sevindirici.  

PEKİ NEDEN ŞİMDİ?

Trump’ın, sonuçlarını reddetse de Başkanlık seçimini kaybettiği Joe Biden ile ABD kamuoyu üzerinde “barıştıran” Başkan izlenimi bırakmak için Suudi Arabistan’a uzun zamandır Katar’la anlaşma konusunda baskı yaptığı biliniyor. (Ambargo sonrası Katar’a milyon dolarlık silah satışı yapan kendisi değilmiş gibi).  Yemen’de girdiği bataklıktan çıkamayan, insan hakları ihlalleri nedeniyle ciddi bir itibar kaybı yaşayan Suudi Arabistan’ın bir de Körfez’de kendisine cephe açmanın tehlikelerini fark etmesi yumuşama adımı atmasında etkili oldu kuşkusuz. Ambargoyu başlatan o, dolayısıyla sona erdiren de o olursa liderliğini pekiştirmiş olacak kendince. 

KATAR’IN YÜKSELEN ROLÜ

Kaldı ki abluka başarılı da olamadı. ABD’nin hem de Körfez ülkelerinin ambargosundan hemen sonra silah sattığı Katar, Türkiye ile İran’ın yardımları sayesinde ablukayı aşabildi. Suudi Arabistan ambargonun uzun süremeyeceğini görebildi. Daha önemli bir neden var Suudi krallığının tutum değiştirmesinde. Katar, Suudilerden daha çok bölgesel meselelerde arabuluculuk rolü üstlendi. Taliban ile ABD arasındaki görüşmelerdeki rolünü hatırlayalım. Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin ardından Katar Emiri Tamim bin Hamad el Tani’nin gerginliği önleme amacıyla İran’a gittiği, ABD’nin de Katar’ın bu konuda arabuluculuğundan memnun olduğu ABD medyasında yazılmıştı. Bu pozisyonu Katar’ı ABD ile Türkiye arasında da arabulucu yapabilir. Katar’ın Suriyeli muhaliflerle de BM’nin tanıdığı Libya hükümeti ile de iyi ilişkileri var. Bu onu bölgesel sorunlarda Suudi Arabistan’dan daha önemli bir ülke haline getiriyor. 

Dün sonuçlanan Körfez İşbirliği Konferansı (KİK) bu nedenle çok önemliydi. Katar'ın konferansa çağrılması önceleri reddedildiği Körfez bölgesine güçlü dönmesi demek.  Katıldığı konferansta karşılaşacağı tek zorluk Mısır ile BAE’nin “Katar’la ilişki kurma” konusunda ikna edilmelerinin zor olmasıydı ki bunun aşıldığı görülüyor. Mısır da BAE de Katar’ı, Türkiye ile İran’a bırakmayı göze alamazlar. Sonuçta, Suudi Arabistan, liderliğini yaptığı blokun Katar’la ilişkileri düzeltmesinin kendi yararına olacağını fark etmeseydi, bu buzların erimesi daha yıllar alabilirdi.