Seçimin galibi HDP... ‘Bizler Meclis’teyiz’

HDP’nin yüzde 10’luk barajı aşması barış beklentisini yükseltti

Ahmet Şık/Cumhuriyet

Adliye binası on yıllardır Diyarbakırlıların en çok vakit geçirdikleri yerlerden birisi olageldi. Her kuşaktan insanın yolu, yaşadığı döneme göre Sıkıyönetim, Devlet Güvenlik ya da yakın zamana kadar Özel Yetkili diye anılan mahkemelerden geçti. Hatta kimisi her üçünü de ziyaret etti. On yıllardır süren savaşın kanı ve kiri, tıpkı bölgenin diğer kentlerinde olduğu gibi Diyarbakırlıları da nadiren şikâyetçi olarak genelde sanık ya da sanık yakını olarak hep o ürkütücü binanın içinde ya da önünde beklemeye zorladı. Dün de Diyarbakır Adliye binasının önü, sloganlarını alkışlarla güçlendiren bir kalabalıkla doluydu. Her şeyin aynı olduğu yerde tek fark alışık olunanların yerine duyulan “Bizler HDP bizler Meclis’te” sloganlarıydı. Yüzüp yüzüp kuyruğuna geldikleri bir süreçte son anda bir sürpriz yaşanmasın isteyen Diyarbakırlılar oylarına sahip çıkmak için Seçim Kurulu Başkanlığı’nın bulunduğu adliye binası önünde toplanmıştı. Linçlere, bombalı saldırılara karşı sükûneti elden bırakmayanların yapacağı son iş oylarına sahip çıkmaktı. Öyle de yaptılar. Öyle ki oy pusulalarının bulunduğu kimi çuvalları kimi zaman 5 ayrı el tutuyordu. Bu çabaların karşılığı da alındı. Seçim sandıkları açılmaya başladıktan birkaç saat sonra HDP’nin artık parti olarak Meclis’e girmesi kesinleşince o bildik sloganın sonu “Bizler Meclis’teyiz” oluverdi.

HDP'de büyük sevinç

Daha gündüz saatlerinde araçlarıyla erken bir kutlama konvoyuna çıkanlara binlerce kişi eklendi. Son yıllarda bölge illerinde yapılan protesto gösterilerinin silah olarak kullanılan havai fişekleri bu kez seçim zaferini kutlamak için ateşleniyordu. Diyarbakır’ın merkezi Ofis semtinin ana caddesine doluşan binlerce kişinin ağzından hep bir ağızdan “Seni başkan yaptırmadık” diye haykırıyordu. Ellerinde sarı-kırmızı-yeşil renkli fularlar, rengârenk HDP bayraklarıyla yeri göğü inletenlere illaki davul zurna eşlik ediyordu.

Hedef Erdoğan

Kürtçe ve Türkçe sloganların tek hedefi vardı, tek adam diktatörlüğü için her şeyi yapmayı göze almış olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Memleketin iktidar taraftarı olanlar dışında kalanları gibi Diyarbakırlıların da, arkasında AKP hükümetinin olduğundan kuşku duymadığı bir dizi katliam provasının sorumlusunu da sloganlarıyla ifade ediyordu: “Katil Erdoğan”.

Herkesin, tanısın tanıması birbirine sarıldığı kalabalıktan birisi şöyle devam ediyordu: “Her yerde saldırıya uğradık. Ağrı’da. Parti binalarımıza bomba gönderdiler. O da yetmedi. Miting alanında patlattılar bombayı. İnsanların canına kastettiler yine de sessiz kaldık. Demokratik siyasetle vermek istedik cevabımızı. İyi de yaptık. Şimdi barışı doğru insanlarla konuşma zamanı. Bu halk, kardeş olduğumuzu biliyor. Sadece barış istiyor.”

Gücü elinde tutanların iktidarı yitirmemek için her şeyi göze aldığı, kötülüğün sıradanlaştırılıp yaygınlaştırıldığı bir dönemde ve Diyarbakırlı bu gencin bir çırpıda anlattığı provokasyon zinciri nedeniyle endişeyle gelmiştik Diyarbakır’a. Birkaç saat içinde ya bir bayram kutlamasının içinde olacak ya da belki de onlarca cana mal olacak bir savaşa tanıklık edecektik. 7 Haziran gecesini tarih Türkiye’de kötülerin iktidarının sona erdiğinin ilanı olarak kaydetti. Tarihin, bu zaferi daha sonra nasıl yazacağını ise artık Türkiye’nin partisi olduğu tescillenen HDP’nin kendisine emanet edilen oylara sahip çıkıp çıkmaması belirleyecek.