Roboski'den Genelkurmay Başkanlığı'na
Roboski’de bombardıman kararının alındığı toplantıyı yapan Güler, soruşturma dahi geçirmedi
KEMAL GÖKTAŞRoboski’de 34 yurttaşın hayatını kaybettiği bombardımana karar verilen Genelkurmay’daki toplantının ayrıntıları ortaya çıktı. Dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nda verdiği ifadede bombardıman kararını yaptıkları toplantıdan sonra aldıklarını anlattı ve kararın “uluslararası hukuka göre meşru müdafa kapsamında doğru olduğunu” savundu. Bombardıman kararındaki kritik isim olan Güler, olay sonrası hiçbir soruşturmaya uğramazken, orgeneralliğe terfi etti. Halen Genelkurmay 2. Başkanı olan Güler’e bu terfiyle, Genelkurmay Başkanlığı yolu da açık tutuldu.
Roboski ile ilgili soruşturma dosyasına göre, subayların grubun kaçakçı oldukları uyarısına rağmen bombardıman kararının alındığı toplantıda yer alan en önemli isim dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Yaşar Güler’di. Güler’in başkanlığında yapılan toplantıda alınan hava harekatı kararı, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hulusi Akar tarafından MGK toplantısında bulunan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e iletilmiş ve alınan onay emriyle bombardıman gerçekleştirilmişti. Bombardıman kararındaki bu belirleyici rolüne rağmen hakkında adli soruşturma dahi açılmayan Güler, 2013 yılında korgenerallikten orgeneralliğe terfi etti. Böylece, halen Genelkurmay 2. Başkanı olan Güler’in 2019’da Genelkurmay Başkanı olma yolu açılmış oldu. Güler’in gelecek yıl boşalacak Jandarma Genel Komutanlığına, 2017’de Kara Kuvvetleri Komutanı ve 2019’da da Genelkurmay Başkanı olması bekleniyor. Güler’in kardeşi emekli Albay Atilla Güler de hem 7 Haziran hem de 1 Kasım seçimlerinde AKP’den milletvekili aday aday oldu, ancak listelere alınmadı.
MİT istihbaratı
yıl sonra, 29 Aralık 2013’de Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nda “tanık” olarak ifade verdi. Güler, Irak sınırında daha önce teröristler tarafından karakol ve üslere düzenlenen saldırılarda şehitler verildiğini belirterek “Bu tür saldırılar nedeniyle TSK kamuoyu tarafından olay öncesi ihmal iddiaları nedeniyle aşırı şekilde eleştirilmiştir” dedi. Güler başta MİT olmak üzere devletin istihbarat kurumlarından bölgede eylem yapılacağına ilişkin istihbaratlar geldiği ve önceki yıllarda sürekli Metina bölgesinde bulunan Fehman Hüseyin’in Aralık 2011 döneminde, Sinath – Haftanin alanında bulunduğuna yönelik tespitlerin iletildiğini ve bu bilginin de “Fehman Hüseyin’in Sinath- Haftanin bölgesinde bir faaliyette bulunacağı şeklinde değerlendirildiğini” belirtti.
Kimse bana kaçakçı olabilirler demedi
MİT’i kastederek “İlgili istihbarat kurumu tarafından 27 Aralık 2011 gecesi gelen bir duyumda teröristlerin 20-25’er kişilik grup halinde intikal ettiği ve Türkiye sınırına yönelik bir hareketlenme olduğu bildirilmiştir” diyen ve MİT’in benzer bir istihbaratı 22 Aralık 2011’de verdiğini anlatan Güler, bu istihbaratla İHA ile elde edilen görüntünün örtüştüğünü ileri sürdü.
“Grubun tümünün veya bir kısmının kaçakçı olabileceği konusunda herhangi bir bilgi tarafıma iletilmemiştir” diyen Güler, şöyle devam etti:
“Görüntüleri izledikten sonra eldeki tüm verilerle birlikte, yaptığımız değerlendirmelerde bizler de 2. Ordu Komutanlığı ve bağlılarınca yapılan terörist tanımına iştirak ettik. (...) en uygun hareket tarzının hava harekâtı olacağını değerlendirdik.