Koronavirüs krizini nasıl yeneriz?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, koronavirüs sürecinde salgınla nasıl mücadele edilmesi gerektiğini Cumhuriyet’e yazdı.

EKREM İMAMOĞLU

Görünen o ki, henüz kimsenin tam olarak kestiremediği bir tarihe kadar salgın etkisini sürdürmeye devam edecek. Bu soru işaretleri ile dolu zaman diliminde salgının karşısında insanlık en güçlü şekilde nasıl durabilir?

Bu sorunun benim adıma bir yanıtı var:

1 - Küresel işbirliği.

2 - Yerelde İşbirlikler.

Pandemide küresel işbirliğinin, tarihte görülmemiş boyutta artırılması gerekiyordu. Ama olmadı. Hâlâ da pek yok. Bu olumsuz tablonun sebebi, her ülkenin Covid -19 virüsü yüzünden kendi derdine düşmesi değil sadece. Küresel liderlikte birkaç adım öne çıkıp koordinasyonu sağlayacak ve meselenin ülkesel değil evrensel olduğunu inançla söyleyecek ısrarcı bir lider de çıkmadı.

Oysa, aşı, test kiti, koruyucu ekipman üretimi gibi kritik konular hakkında geniş bir uluslararası işbirliğine ihtiyacımız olduğu dönemdeyiz. Sadece hayat kurtarma meselesinde bir araya gelmek de yeterli değil. Salgın sonrası sadece Türkiye’de değil dünyada meydana gelecek büyük ekonomik olumsuzluklara karşı da el ele tutulması gereken bir dönemdeyiz. Belli ki bundan sonra, bir ülkede çıkacak ekonomik sarsıntı tıpkı virüs örneğinde olduğu gibi diğerlerine de bulaşacaktır. Domino etkisinden kaçış çok zor gözüküyor. “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyecek kadar iddialı değilim ama bazı şeyler kesinlikle çok değişecek. Yeni nesil bir değişime hazır olmalıyız. Salgının uzun zaman evde oturttuğu gençler ve çocuklar, dünya tarihinin bu en sarsıcı dönemlerinden birini mutlaka hep hatırlayacaklar. Gelecekte, bu tip olaylara yanıt vermede bugünün politikacılarından daha farklı reaksiyon gösterecekler. Buna eminim. Açık söylemek gerekirse bu süreçte hükümetlerarası dialogların dünya çapında zayıf olduğunu gördük. Oysa belediyeler açısından durum farklı. Dünyanın önde gelen uluslararası belediye birlikleri olarak, düzenli bir şekilde bir araya geliyor tecrübe ve fikir paylaşımı yapıyoruz.

ABD’den Avrupa’ya, Güney Amerika’dan Uzakdoğu’ya kadar onlarca belediye başkanı bu işe kafa yoruyoruz. Aslından pek çok belediye başkanı da hükümetlerin uluslararası işbirliği konusunda yetersiz kaldığı yönünde hemfikir. İşbirliği demişken az sayıda belediye başkanı da hükümetleriyle olan işbirliğinin sınırlı halinden şikâyetçi.

Aslında onlardan biri de benim.

Yerelde işbirlikleri derken kastım, ülkemiz özelinde çok daha açık işbirliği yapabilme imkânı varken, eski alışkanlıkların bu kritik süreçte bile devam ediyor olması. Uzun uzun yazmama gerek yok. Günlük olarak siz değerli Cumhuriyet okurları zaten olan biteni son derece yakından gözlemlediniz.

Olanlar oldu. Geçmişe dönerek zaman kaybetmek istemem. Ben gelecek için çalışmaya çok daha hazırım. Bugün bu değerli köşeden, hükümetimize bir çağrı yapmak istiyorum. Salgın mücadelesinde maalesef bir türlü el ele çalışamadık. Beraber yürüyemedik. Eski kötü alışkanlıklardan kurtulamadık. Ama geç değil. Salgınla mücadelenin bir başka yönü de kapıda bekleyen ekonomik zorluklar.

İstanbul’da ve Türkiye’de on binlerce işletme kapalı. Sayıları yüz binleri aşan çalışan 1 aydır evde. Daha ne kadar çalışmadan ve üretmeden devam edebilirler bilinmez. Her geçen gün ekonomik sıkıntıya giren insan sayısı artıyor. Çok yakında geçim sıkıntısı hiç olmadığı kadar ülke gündeminde tırmanacak. Tek başına taşınamayacak şekilde ağırlaşacak. Bunu nereden mi biliyorum? Sadece 10 günde İBB’ye gelen yeni sosyal yardım talebi 500 bin.

500 bin aile 2 milyon kişi demek.

Bir kum saatinde olduğu gibi, yukarıdan aşağıya doğru yoğun bir iniş var. İşte tam bu noktada, hükümetimiz başta ekonomik kurullar, odalar, siyasal partilerin yanı sıra en yakın ortak olarak belediyelerle mutlaka birlikte çalışmalı. Salgının sağlık ayağında yaşanan ayrışmanın yerine, salgının yol açacağı ekonomik kırılmalara karşı geniş ve derin bir işbirliğini şart görüyorum. Milyonlarca insanın hem maddi ama inanın daha da önemlisi manevi dünyasında açılan yaralara merhem olmak zorundayız. Sorunları tek başına aşmaya çalışmak yerine, bir seferberlik halinde başta mahalli idareler olmak üzere sorunun üzerine birlikte gitmeliyiz. Bu birlikteliğin sağlanması ve alınacak başarılı sonuçlar sadece milletimize fayda sağlayacaktır.

Bir olalım, iri olalım, diri olalım...

­ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı