Kaplumbağaların kabuklarının sırrı çözüldü

Kabuk, kaburga kemikleriyle omurların birbirine kaynaması sonucu oluşuyor. Düşmanlara karşı koruma sağlayan kabuk, aynı zamanda kaplumbağanın su altında daha uzun süre kalmasına da yardımcı oluyor

cumhuriyet.com.tr

"Current Biology" dergisinde yayımlanan araştırma, son derece karmaşık bir yapıya sahip kabukların ilk kez 260 milyon yıl önce Permiyen Dönemi'nde oluşmaya başladığını ortaya çıkardı.

Yale Üniversitesi'nden Tyler Lyson, çeşitli dönemlere ait kaplumbağa fosillerini incelediklerini, yapılan karşılaştırmaların kabuğun milyonlarca yıl içinde evrim geçirerek bugünkü şeklini aldığını gösterdiğini söyledi.

Lyson, "Güney Afrika'da bulunan, kaplumbağaların ilk atalarından Eunotosaurus'a ait iyi korunmuş bir fosil, kabuğun evrimsel gelişimini anlamamıza yardımcı oldu. 260 milyon yıl önce yaşamış Eunotosaurus'ın sırtında tıpkı günümüzde yaşayan kaplumbağalarınkine benzer T şeklinde 9 büyük kaburga kemiği bulunuyordu. Ancak Eunotosaurus'ın omurgaları ile kaburgaları birbirine kaynamamıştı ve kaburgaları arasında diğer hayvanlarda görülen kaslardan bulunmuyordu" dedi

Eunotosaurus'tan 40 milyon yıl sonra ortaya çıkan "Odontochelys semitestacea"ya ait fosillerde ise göbek kısmının tamamının, sırtın ise sadece bir kısmının kabukla kaplı olduğu görülüyor. Odontochelys semitestacea'dan 10 milyon yıl sonra yaşayan kaplumbağalar ise günümüzde yaşayan kaplumbağalara benzer bir kabuk yapısına sahip.

Lyson, yumuşak bir bedene sahip olduğu için diğer hayvanlar tarafından kolayca avlanan kaplumbağaların hayatta kalabilmek ve soylarını devam ettirebilmek için kaburgaları ile omurlarının birbirine kaynaması sonucu ortaya çıkan sert bir dış kabuk geliştirdiğini belirtti. Kaplumbağa embriyolarında önce kaburgalar daha sonra da omurlar genişliyor. Kabuğun gelişimi, üzerinde bir deri tabakasının oluşumu ile tamamlanıyor.

Kaburgaların solunum sisteminde önemli bir işleve sahip olduğuna işaret eden Lyson, "Kendisini korumak için kaburgalarından vazgeçen kaplumbağaların nefes almak için başka bir yol bulmaları gerekiyordu. Bunu da karın bölgelerinde eşi benzeri olmayan bir kas bağı geliştirerek başarmışlar. Bu bağ, kaplumbağanın akciğerleri ile diğer organlarını sarmalayarak nefes almalarına yardımcı oluyor" dedi. Lyson, koruma sağlayan kabuğun aynı zamanda içerdiği demir, potasyum ve magnezyumun laktik asit birikimini önlemesi sonucu kaplumbağanın diğer omurgalılara oranla su altında daha uzun süre kalmasına yardımcı olduğunu vurguladı.