Kadıköy CHP’den 17-25 Aralık protestosu
Cumhuriyet Halk Partisi Kadıköy Örgütü, 17-25 Aralık süreci olarak bilinen, ‘yolsuzluk haftası’nı anarken, aradan geçen 7 yıla karşın zanlıların hukuksal zeminde cezalandırılmamasını protesto etti.
cumhuriyet.com.trKadıköy CHP İlçe binası önündeki protesto eylemine İlçe Başkanı Ali Narin, CHP PM üyesi Pınar Uzun, önceki dönem milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Kadın Kolu Başkanı Yasemin Özsaraç ve Gençlik Kolu Başkanı Can Günana, Meclis üyeleri ve çok sayıda partili katıldı. Eylem sırasında boş ayakkabı kutuları ile süreçte adı geçen 4 bakanın fotoğrafları dikkat çekti.
İlçe Başkanı Ali Narin, 17-25 Aralık sürecinde adı yolsuzluğa karıştığı sabit delil ve tanık ifadeleri ile kesinleşenlerin aradan geçen 7 yıla karşın cezasız kaldığına dikkat çekti. Narin şu açıklamayı yaptı:
"Cumhuriyet tarihinin en geniş çaplı, en büyük yolsuzluk, rüşvet, operasyonu üzerinden yedi yıl geçti.
17-25 Aralık 2013 de başlatılan yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama dosyaları hasır altı edildi.
Bir arpa boyu yol alınmadı. Rüşvetin üstü kapatıldı.
18 yılı aşkın bir süredir tek başına iktidar olan AKP'nin yıllardır adım adım inşa ettiği yolsuzluk , yağma ve rant düzeni ,17-25 Aralık 2013 de ortaya çıkarılan yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama operasyonuna dört bakanın adının karıştığı ve aldığı rüşvetleri Amerika'da itirafçı olan Zarraf'ın ifadeleri ile gerçekliği bir kez daha belgelendi.
Bu yolsuzluk operasyonunda üç ayrı soruşturma vardı.
1)TOKİ'deiki yolsuzluk,
2) Fatih belediyesinde rüşvet iddialar
3) Rıza Zarraf'ın Erdoğan Bayraktar, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ,Egemen Bağış olmak üzere dört bakan ve çocuklarına rüşvet verdiği iddiaları.
Ayrıca Halk Bank genel müdürü Süleyman Aslan da para aklamakla suçlandı.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 17 Aralıkta yaptığı açıklamada arkasına karanlık odakları, çeteleri alanlar bu ülkeye istikamet çizemezler. Arkasına sermaye ve medyanın gücünü alanlar bu ülkeye istikamet çizemezler. Yurt içinden ve dışından birtakım karanlık güçleri arkasına alanlar ülkenin geleceği ile onayamazlar" demişti. O gün karanlık FETÖ terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyetine istikamet çizemeyenler bu gün de Maraş katliamının karanlık sanıklarını Parlamentoya taşıyanlar ile Türkiye 'ye istikamet çizemiyorlar.
Türkiye'de ekonomi bitmiş esnaf batmış halk yoksullu içerisinde ve geçinemiyor, çiftçi üretemiyor borç batağında ,görüyoruz ki Türkiye'ye istikamet çizilemiyor.
18 Aralık 2013 itibarı ile mali,organize suçlar ve terörle mücadele şubelerini İstanbul İzmir ve Ankara'da birçok şube müdürünün yeri değişti. Davayı takip eden savcıların hakimlerin yerleri değişti.
25 Aralık 2013'te ise Ergenekon savcısı Muammer Akkaş tekrar 41 kişinin gözaltına alınmasını istedi.
Bilal Erdoğan da dahil .Tüm Türkiye o anda tapeleri dinlemeye başladı. O tapelerde paraların sıfırlanması istenmişti. Damat merkez Bankasının kasasını sıfırladı.
Ayakkabı kutusu ve kasalar dolusu dolar, Avro ve Türk lirasının sahiplerine faizleri ile birlikte iade edilmesi , yağma ve talan düzeninin en net göstergesidir.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili olarak yürütülen tek yasal soruşturma , dört bakan hakkında Meclise gelen fezlekeler olarak kayıtlar geçse de malum şüpheliler nerede ise kahraman ilan edilmiş ve ülkenin adalet terazisi hepten bozulmuştur.
17/25 Aralık ülkeyi yönetenlerin ve çevresindekilerin halkın parasını nasıl çaldıklarının kara günü olarak tarih boyunca anılacaktır."
CHP PM Üyesi PInar Uzun da 17/25 Aralık sürecini haksızlığın tarihi davası olarak yorumladı.
Pınar Uzun şu açıklamayı yaptı:
"Ülkemizde emeğin alın terini kamunun kasasından şahsi kasalarına aktaranlar, geçim savaşı içerisinde kaderiyle baş başa bırakılan yokluk içerisindeki milyonlarca ailenin hakkı olan birikimi ayakkabı kutularına saklayanlar günü geldiğinde yargılanacaklar, hesap verecekler, adaletten kaçamayacaklar.
Kendilerini kararnamelerle sonsuz yetkili kılan kibrin ve açgözlülüğün temsilcileriyle mücadelemiz, haklıyla haksızın tarihi davasıdır.
Bugün memleketin bir tarafında işsizliğin sonuçlarına katlanmaya itilen milyonlarca insan, geçim sıkıntısıyla mücadelede manevi yıkıma da direnen emekliler, kaderlerine terk edilen atanamayan öğretmenler, açlığa mahkûm edilen KHK mağdurları, emeklilikte yaşa takılanlar, yaşam mücadelesinde yalnızlaştırılan ezici bir çoğunluk var. Aynı ekonominin öteki yüzünde etik dışı kadrolaşmalarla devleti, bakanlıkları, bankaları, yönetim kurullarını ve fazlasını dizayn edenler, astronomik düzeyde haksız kazancı birbirlerine helal sayanlar, yoksulun sırtından elde ettikleri gösterişli yaşamlarına “tek servetim işte bu alyanstır” diyerek başlayanların doymak bilmeyen nefsi var.
Asırlık fabrikaları Amerikan şirketlerine ve onların rant ortaklarına özelleştirme kisvesi altında satan sözde yerli AKP, Tank Palet Fabrikası’nı Katarlı dostlarına peşkeş çeken sözde milliyetçi AKP Türkiye’de eşitsizliğin, yemeksiz ocakların, harçlıksız çocukların, işsiz gençlerin, eğitimden, istihdamdan, yaşam hakkından dışlanan kadınların, belirsizliğin, yoksulluğun, güvencesizliğin, geleceksizliğin, kayırmacılığın sorumlusudur.
Toplumsal bir kavram olan üretimi tüketen, yine toplumsal olması gereken bölüşümü hortumlayan bir avuç saraylının yüzüne gerçekleri teker teker vurmak, kuyu kapağının altından dahi yolsuzluk, usulsüzlük çıkaranlardan hesap sormak, başta yoksullaştırılan, açlık sınırının altında yaşamaya çalışan halkımıza borcumuzdur.
Saltanatı kaldırdığında bu yolla mali haklarının da dokunulmazlığına gözünü kırpmadan son veren ve dahi mal varlığını milletine bağışlayan Mustafa Kemal Atatürk'ün erdemi, bugünün saray soytarılarına, taht düşkünlerine, yolsuzluk abidelerine ibret olsun!
Bu karanlık çağı, tüm mazlumların hakkını koruyarak aydınlatmaya olan inanç, gayret ve mücadelemiz sürecek."
CHP Kadıköy Gençlik Örgütü Başkanı Can Günana, 7 yıldır yolsuzlukları protesto ettiklerini ve günün birinde bu haksızlığın hesabının hukuksal arenada sorulacağını belirtti.
Günana şu ifadeleri kullandı:
"Bugün 17 25 Aralık haftasının 7. yılı dönümü sebebiyle tüm yolsuzlukları ve hukuksuzlukları bir kez daha protesto etmek ve halk için sesimizi duyurmak amacıyla burada toplanmış bulunuyoruz.
Memleketin son 18 yılını yönetenler iş aş intiharları hiç yaşanmıyormuş gibi davranıp bugün halkın halini görmezden geldiği gibi geçmişte olan yolsuzluklara da bakan kör edasındadır!
Her geçen saat bile alım gücünü kaybeden işçilerin, emekçilerin, üniversite mezunu işsizlerin hali ortadayken,
Kollarına milyon liralık saatler takanların, insanların dini değerlerini tiye alanların sefa halleri yaşaması yurttaşlarımızın vicdanında derin bir yaradır.
Ve bu yara tüyü bitmemiş yetimin hakkını ayakkabı kutularına sığdıranlardan adaleti sağlamadıkça kanamaya devam edecektir!
Bugün iktidar ortağı olanlar ‘’Duvardaki saatin pilini ben çıkarttım, 17:25’e sabitledim, hesabını sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız’’ diyorlardı ! Onlar bugün dünlerini unutturmak ve dünü aklamak istiyor olabilirler.
Ancak biz unutmayacağız Cumhuriyet Halk Partisi’nin önderliğinde inşa edilecek adil bir hukuk devletinde halkın alın terinin gasp edildiği her bir günün hesabını soracağız!"