İnci Aksoy: ‘Sanatın ONLINE vakti’
12 yıl önce sanatı dijitalde hayata geçirmesine karşın İnci Aksoy da bu günleri zor geçiriyor.
Yazgülü AldoğanSevgili İnci Aksoy, Koronavirüsü nedeniyle eve kapandığımız günlerde kültür sanat kurumları üretimlerini, eserlerini internete yükledi ve halka açtı.
Sanat etkinlikleri bir anda çevrimiçi oldu, ekran da en büyük perde. Oysa siz bu gidişi 2008 yılında görmüş ve bir internet sitesi olan ARTTV’yi kurmuştunuz! Üstelik sanatın şu günlerde en büyük işlevi olan “Sanat geliştirir, sanat iyileştirir, sanat birleştirir” sloganını da yine o günlerde dile getirmiştiniz.
Bu öngörünüz beni şaşırtıyor. “Biz genelde okumaktan değil, izlemekten, bakmaktan hoşlanan bir milletiz.” Diye doğru teşhisi de koyuyorsunuz, yine yıllar önce.
GENÇ BİR TOPLUMUZ
- Siz bugün yaşamak zorunda kalacağımız işi uzun zamandır yapan biri olarak bugünlerde ne yaptınız?
Genç bir topluma sahibiz; hepimizin sanata ihtiyacı var. Bu konuda hepimize özellikle sivil toplum kuruluşlarına görev düşüyor. Bunun sadece maddi tarafını düşünmemek lazım. Ben hem kendi çocuklarımı hem de gençleri gözlemleyen biriyim.
Çocuklarım küçükken hep televizyon önündeydi. Zaman ilerledikçe, bilgisayar başında sosyal medya mecralarında zaman geçirmeye başladılar. Facebook’ta sosyalleşiyorlardı. Ben gençleri sanat ortamında sosyalleştirmek istedim. ARTTv fikri buradan doğdu. Yurtdışında okullarda çocukların sanata yönlendirildiğini ve bunun gençlerin gelişiminde ne kadar önemli olduğunu gördüm. Galeriye gelen gençlere “Bizi nereden buldunuz” diye sorduğumda, çoğunlukla “İnternetten” diyorlardı. İnternetin önemini o zamanlar fark etmeye başlamıştım. 13 yıl yayıncılık ve yöneticiliğini yaptığım Marie Claire dergisinde yaptığımızı, göstereceğimiz benzeri bir model yoktu, hatta Youtube bile kapalıydı.
Benim hayal ettiğim haline getirebilmek bir yılımızı aldı. 2008 Ağustos’ta Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu olarak “Sanatla randevunuz var” sloganıyla yayın hayatına başladık. Şu anda dünyanın dört bir yanından, günde 20 bin ile 30 bin arası ziyaretçimiz oluyor. Bir tıkla toplumun her kesimine sanatı ulaştırdık ve 12. yılımızda Türkiye’nin en geniş sanat arşivini oluşturduk. Harran Üniversitesi gibi birçok güzel sanatlar okullarında, derslerde kaynak olarak videolarımızdan faydalanılıyor.
Biz ARTTV ile birlikte dijital dönüşüme başlamıştık, içeriklerimizi yıllardır üretiyor ve paylaşıyorduk, dolayısıyla bu dönemde de sanatçılarla yaptığımız röportajlar ve Instagram üzerinden yaptığımız canlı yayınlarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Yaşanılan bu süreç bu alandaki üretimin artmasını sağladı. Dünyadaki tüm sanat kurumları, müzeler hizmet ve içeriklerini dijital platformlara taşıyarak ücretsiz olarak sunmaya başladılar.
Bu konuda ilk olmanın haklı gururuyla tüm dünyayı etkisi altına alan ve mecburi bir izolasyona girdiğimiz bu dönemde sanatın geliştirici, birleştirici ve iyileştirici gücünün daha da önem kazandığını görüyoruz. Şimdi “Sanatın Online Vakti”.
- Bir de sanat galeriniz var. Bütün galeriler gibi o da kapalı. Korona günlerinden sonra sanat yaşamında nasıl değişiklikler olacağını düşünüyorsunuz? Yine sergiler, yine açılışlar olacak mı, olacaksa nasıl, ya da sanatta ne gibi farklılıklar olacak?
Dünya, gezegeni saran koronavirüsü yenmek için büyük çaba harcıyor. Dünyanın yarıdan fazlası eve kapandı. Yeniden normale döndüğümüzde, hayat koronavirüsünten önceki gibi devam etmeyecek. Kontrollü sosyal yaşam şartlarında küresel sistem sorgulanacak. Bu sorgulamalardan belki yeni bir dünya sistemi, yeni fırsatlar ortaya çıkacak. Edebiyatta, sanatta, ekonomide, politikada, felsefede yeni eserler, yeni fikirler gün ışığına çıkacak. Yaşanan toplumsal değişimlerden sonra tarih boyunca sanat her zaman çıkış noktası olmuştur. Söz konusu değişikliklerin etkilerini sanatçılar eserlerinde dile getirecek. Gelişmiş ülkelerin her biri sanata verdiği önem nedeniyle kendi uygarlıklarını yaratmıştır.
Sanatçılar, bir toplumu ileriye taşıyan yaratıcı, öncü kişilerdir. Ülkeler sanatları ve sanatçılarıyla var olabiliyor. Ülkemizde de uzun vadede yeni sürdürülebilir iş modelleri galeriler, sanat kurumları oluşacaktır. Türk sanat piyasasının korunup güçlendirilerek devamlılığının sağlanması için devletin yüzde 18 oranındaki KDV’nin indirilmesi konusunda destek vermesi de önemli.
TERCİHLERİMİZ DEĞİŞİYOR
- Siz yurtdışındaki sanat olaylarını da yerinde izleyerek izlenimlerinizi paylaşıyor, kültür sanat gezilerine vakit ve nakit ayırıyordunuz. Karantina günlerinizi nasıl geçirdiniz? Evde kalmak sıkıcı oldu mu, en çok neyi özlediniz?
Bu süreç, bütün ruh halimizi, ilişkilerimizi, çalışmalarımızı dijital üzerinden yürüttüğümüz bir döneme girmemizi hızlandırdı; buna bağlı olarak yaşayış tarzımız ve tercihlerimiz de hızla değişmeye başladı. İnternet üzerinden film ve video izleyerek, kitap okuyarak kendimi geliştirmek bu dönemde yaptığım şeyler arasında. Ancak bu karantinayı kolay yaşadığımı söyleyemem. Uzun sabah yürüyüşlerini, sanat seyahatlerini, çocuklarımla, sevdiklerimle bir arada olmayı ama en çok da işimi, ekibimi ve en küçük ekavartist 12 yaşındaki Dora’yı özledim.