İbrahim Karagül'den Montrö ısrarı: "Terör dalgası servis edilebilir"

AKP'ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden çıkılmasına yönelik bir yazı kaleme aldı.

cumhuriyet.com.tr

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden de çıkabileceğini ifade etmesinin ardından başlayan tartışma büyüyor.

Geçen günlerde Twitter hesabından Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden çıkılması gerektiğini savunan İbrahim Karagül, bugün konuyu köşesine taşıdı. Karagül, Türkiye'nin "Kanal İstanbul" ile birlikte Montrö'ye karşı harekete geçmesi gerektiğini savundu.

Karagül yazısının devamında, Türkiye'nin terör eylemleriyle karşı karşıya kalabileceğini ileri sürdü.

Karagül'ün yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Kanal İstanbul ve Montrö için terör dalgası servis edebilirler!

İstanbul Havaalanı’nı engellemek için Gezi terörünü planlayan ve Türkiye’yi iç savaşa sürüklemeye çalışanları gördük. O terörü, ABD ve Avrupa istihbarat teşkilatları yönetti.

Kanal İstanbul’a karşı da benzer bir terör dalgası servis edebilirler. Montrö için İngiltere adına, Fransa adına, Rusya adına konuşanlar sokakları, gazeteleri, televizyonları, iletişim organlarını istila edecektir.

Eski dünyanın güvenlik ve ekonomik konseptlerinin değişmesine direnenler, bizdekileri harekete geçirecektir. Zaten kimlerin bu amaçla sahaya sürüldüğü şimdiden bellidir.

Bunlar, Sokullu’nun Hazar-Karadeniz kanal projesi zamanında yaşasalar aynısını yaparlardı. Çünkü ihanet ihanettir. Çağlar değişir bu genetik değişmez.

15 Temmuz’dan beter bir zihinsel işgal girişimi var! ‘Önüne bak’ diyene aldırma!

Türkiye, 15 Temmuz’dan daha beter bir işgal girişimi altında. Bu; zihinsel işgal, zihinsel körleştirmedir. Dünya yeniden kurulurken bize 'önüne bak' diyenler en büyük kuşatmayı içeriden yürütmektedir. Bu 'iç işgalciler'le mücadele de bir İstiklal Mücadelesi’dir.

Türkiye; eskinin sınırlandırıcı bütün yapılarını değiştirmeye çalışıyor ve değiştirecektir. Her şeyin özeti budur. Batılı zihin kalıpları bizi sınırlıyor, düşünce sistemimizi daraltıyor, dünya algımızı tek yanlı formatlıyor.

Türkiye’nin büyük ölçekli adımlarına karşı içerideki rezerv biraz da bu yüzden. “Batılı” bir korku, ön yargı ya da ön kabul, Türkiye’nin cesaretini kırmaya çalışıyor. Buna izin veremeyiz. Vermeyeceğiz.

Gereken her neyse. Asla cimri davranma Türkiye!

Bizi tekrar zayıf bir bölge ülkesine haline sıkıştırmalarına razı gelmeyeceğiz. Dünya yeniden kurulurken asla çevrede kalmayacağız. Birilerinin cephesi, garnizonu asla olmayacağız.

İçeriden ve dışarıdan ne kadar kuşatırlarsa kuşatsınlar, nasıl bir zihinsel ambargo uygularlarsa uygulasınlar, artık bu mümkün değil. Türkiye önüne çıkan engelleri aşmada asla cimri davranmayacak. Gereken her neyse…

O eşik geçildi. Geri dönüş olmayacak. Boş umutlarla son saldırıları yapıyorlar. Efendileri dünyada kaybediyor. Kendileri de içeride kaybedecek. Bir anlayabilseler…