Hrant Dink cinayeti 8 yıldır karanlıkta

Katledilişinin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen devlet Hrant Dink cinayetini aydınlatmadı. Soruşturma dosyası 8 yılda 6 savcı değiştirdi. Haklarında işlem yapılmayan kamu görevlilerinden 2 polis ancak bu ay tutuklandı. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir üç gün geçmesine rağmen koltuğunda oturmaya devam ediyor.

Canan Coşkun/Cumhuriyet

Genel Yayın Yönetmeni olduğu Agos Gazetesi önünde 8 yıl önce öldürülen Hrant Dink’in faillerine yönelik soruşturmada 6 savcı değişti. Bu süreçte Dink ailesi avukatlarının tüm suç duyurularına rağmen haklarında işlem yapılmazken AKPcemaat arasındaki kavganın ardından bazı polislere dokunuldu. 8. yılda ancak 2 polis tutuklandı, bir polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, ancak 8 yıl sonra ilk kez şüpheli olarak ifade verdi.

Yılan hikâyesine dönen Dink soruşturmasında 8 yıldan bu yana sır perdesi bir türlü aralanamadı. AKP-Gülen cemaati ittifakında köprülerin tamamen yakıldığı 2014 yılında ise alınan bazı ifadeler ve yaşanan tutuklamalar vardı. Dosyadaki atıllık sürecinin son savcısı olan, aynı zamanda geçen günlerde HSYK tarafından açığa alınan Muammer Akkaş, 25 Aralık dosyasından el çektirildikten sonra soruşturmada operasyon aşamasına gelindiğini söylemişti. Kamuoyu nezdinde çok da inandırıcı bulunmayan bu açıklamanın ardından soruşturma savcı Yusuf Hakkı Doğan’a devredildi. Soruşturma bu aşamadan sonra büyük bir ivme kazandı ve hakkındaki suç duyuruları sonuç verdi. Bu süreçte İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, 8 yıl sonra ilk kez şüpheli olarak ifade verdi.

Savcı Doğan’ın Akyürek’e cinayet sonrasında cinayetin azmettiriciliği ile yargılanan Yasin Hayal ile ilgili Muhittin Zenit’i arayarak, “Aman şu Yasin Hayal’i bulun. Orada mıdır, değil midir? Hrant vurulduğuna göre o vurmuştur” beyanını hatırlatması ifadenin kırılma noktasıydı. Savcı Doğan’ın soruları Akyürek’i zorlamış ve cinayet sonrası yapılan toplantıda Ali Fuat Yılmazer’in de olduğunu söylemişti.

Akyürek’ten sonra ifade veren Yılmazer de olayın Veli Küçük kaynaklı olduğunu iddia etmiş, ardından da Dink’e yönelik tehditlerle ilgili İstanbul Emniyeti’nin koruma alması gerektiğini belirtmişti. Yılmazer cinayetten sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne atanmadan önce o görevde bulunan Ahmet İlhan Güler de ifadesinde baskıyla görevini bıraktığını, yerine Yılmazer’in getirildiğini söylemişti.

Savcı Yusuf Hakkı Doğan’ın Yargıtay üyeliğine seçilmesinin ardından dosya savcı Gökalp Kökçü’ye devredildi. Kökçü, 8 yıllık soruşturmada ilk kez bir polis memurunu tutuklanma talebiyle mahkemeye sevketti. Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı mahkemeden serbest kalmıştı ancak savcı, aynı yerde görev yapan polis Muhittin Zenit ile suç tarihinde komiser olan Özkan Mumcu’nun “ihmal suretiyle ölüme neden olmak” suçundan tutuklanmasını istemişti. Mahkeme de talebi yerinde görerek soruşturmada bir ilke imza atıp tutuklama kararı vermişti.