Harşit çayında gerginlik

Gümüşhane il merkezi, Torul ve Kürtün ilçeleri ile Giresun'un Doğanket ilçesini geçerek Tirebolu'dan Karadeniz'e dökülen 142 kilometre uzunluğundaki Harşit Çayı'nda, çoğunluğu evsel atıklardan kaynaklı kirliğin önüne geçilemiyor.

cumhuriyet.com.tr

Torul Belediye Başkanı Selami Bostan, yaptığı açıklamada, Harşit Çayı'nın hem Gümüşhane'nin hem de bölgenin göz bebeği olduğunu ancak bazı kişilerin Harşit Çayı'nı kirletmekten çekinmediğini belirtti.

Harşit Çayı üzerinde Torul, Kürtün ve Akköy 1 barajları bulunduğunu anımsatan Bostan, şöyle dedi:

''İlkbahar aylarında deredeki su debisinin yükselmesiyle çöpler baraj göllerinde, yaz aylarında debinin düşmesi ile de dere üzerinde birikiyor ve çok çirkin görüntüler oluşturuyor. Harşit Çayı'nı besleyen yan derelere bilinçsiz vatandaşların attığı ve döktüğü çöp dökmesi ne yazık ki, yaptığımız her türlü uyarılara rağmen önlenemiyor. Bölgemizin can damarı olan, üç baraj gölü bulunan Harşit Çayı, böyle çirkin görüntüyü hiç de hak etmiyor. Bizim vatandaşlardan isteğimiz çöplerini çay ve derelere atmamalarıdır. Böyle davranılması halinde Harşit Çayı'ndaki kirliliğin çok rahatlıkla ortadan kalkacağına inanıyorum.''

''Eskimiş buzdolabını bile çaya atıyorlar''

Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Nas ise katı atıklarda geri dönüşüm sağlanmadığı takdirde sadece Gümüşhane'den geçen Harşit Çayı'nın değil, diğer dereler ve ırmakların da çöp deryasından kurtulamayacağını söyledi.
Gerekli önlem alınmadığı takdirde insan sağlığı ve çevrenin çok büyük tehlike ile karşı karşıya kalacağını, çözümüm katı atıkların azaltılmasından geçtiğini ifade eden Nas, ''Katı atıkların miktarını evde, okulda, iş yerinde azaltacağız. Bunun için de geri kazanılabilir malzemelerden oluşan ürünler kullanacağız. Pazar çantaları, fileler, taşınabilir arabalar basit gibi gelebilir. Bunlar bizde kalktı ama Avrupalılar hala bunları kullanıyor. Bizde ise herkesin elinde poşet'' dedi.

Nas, içecek kutularının toplanarak yeniden ekonomiye kazandırılabileceğini de belirterek, ''Firmalar, ürünlerini sattıkları işletme sahiplerinden içecek kutularını geri almalarını zorunlu hale getirilmelidir. Avrupa ülkelerinde yapılan uygulama budur. Avrupa'da kimse kırılmış koltuğunu kapının önüne koyamıyor. Bizde ise eskimiş buzdolabını bile çaylara, derelere, ırmaklara atıyoruz'' diye konuştu.