Gezi Direnişi davası yarın görülecek. Hukukçular süreci Cumhuriyet’e değerlendirdi

Eski AİHM yargıcı Türmen, davanın tek tutuklu sanığı iş insanı Kavala için AİHM kararlarının sürüncemede bırakılmasını “muvazaa” olarak niteledi. Bayraktar ise mahkemenin usule uygun yargılama yapmadığını belirterek, savunmanın kısıtlandığına dikkat çekti.

Zehra Özdilek

Gezi Direnişi eylemlerine ilişkin 16 sanığın “Türkiye Cumhuriyeti hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla yargılandığı davanın karar duruşması yarın görülecek. Son duruşmada mütaalasını açıklayan savcı, AİHM kararına karşın halen tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, akademisyen Yiğit Aksakoğlu ile Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis, 6 sanığında 15 ile 20 yıl arasında hapsini istemişti. 

Savcının mütaalasına tepki gösteren sanık avukatlarından Köksal Bayraktar, “Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bu mütalaanın alınması erken bir işlemdir. Bu adil yargılanma hakkına aykırı bir yargılama olduğunun başlıca delilidir” dedi. Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen de, “AİHM kararının 3 aylık kesinleşme süresini beklemeden karar vermek istiyorlar. Böylelikle tutukluluk hali sona erecek, hükümlü olacak. Bu AİHM kararlarını bertaraf bulunan bir muvazaa” dedi.

AİHM: KAVALA SERBEST BIRAKILMALI

İstanbul’da 2013 yılında Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların sökülerek yerine askeri kışla yapılmak istenmesina karşı başlayan ve dalga dalga tüm Türkiye’ye yayılan eylemlerin ardından ilk soruşturma o dönem anayasal suçlara bakan savcı Muammer Akkaş tarafından başlatıldı. 17-25 Aralık operasyonlarının ardından görevden alınarak hakkında FETÖ soruşturması başlatılan Akkaş  yurt dışına kaçtı. 2013 yılında rafa kaldırılan Gezi soruşturması 4 yıl sonra FETÖ’cü savcının hazırladığı dosya üzerinden yeniden açıldı. Önce 2017 Ekim ayında Osman Kavala tutuklandı. Bir yıl sonra 16 Kasım 2018’de aralarında Kavala’nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür’ün bazı yöneticilerinin de yer aldığı yeni bir gözaltı dalgası yaşandı. Akademisyen Yiğit Aksakoğlu da tutuklandı. 20 Şubat 2019’da hazırlanan iddianamede 16 kişiye “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlaması yöneltildi. Yiğit Aksakoğlu ilk duruşmada tahliye edildi. AİHM, 10 Aralık’ta tutukluluğu ile ilgili hak ihlali kararı vererek Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istedi. Mahkeme karara karşın tahliye taleplerini reddetti.

Yarın görülecek duruşmada karar çıkması bekleniyor. Dava avukatlarından Köksal Bayraktar ve eski AİHM yargıcı Dr. Rıza Türmen dava ile ilgili son gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. 

‘SAVUNMA KISITLANDI’

Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar, mahkemenin usule uygun yargılama yapmadığını belirterek, “Ceza yargılamasında önce sanıkların ifadesi alınır ondan sonra katılan tarafın dava ile ilgili sözleri alınır ve onların delileri varsa onların ortaya konulması beklenir ama üçüncü aşama son derece önemlidir... Üçüncü aşamada savunmanın delileri ortaya koyması beklenir. Bu üç aşamadan sonra savcının mütalaası istenir. Burada öyle yapılmadı. Doğrudan esas hakkında mütalaaya geçiliyor. Bu delil toplamaksızın savcının görüşünü bildirmesi demek. Ceza Muhakemesi Kanunu’na bu aykırıdır. Duruşmada hata yapılıyor. Bu savunmanın kıstlanması demektir” dedi. 

AİHM’nin nadir görülen bir karar verdiğini anlatan Bayraktar şu değerlendirmeyi yaptı: “Sanığın derhal salıverilmesini istiyor. Mahkemenin buna derhal uymasını istiyor. Tabii Adalet Bakanlığı’nın da bununla ilgili işlem yapması lazım. 70 günden bu yana AİHM’e aykırı bir şekilde bizim müvekkilimiz Osman Kavala tutuklu. Böyle bir şey olamaz. Bir uluslararası mahkeme ‘derhal’ dedikten sonra buna uymak zorundayız. Neden anayasanın 90. maddesi var. Biz 30 ayı aşkın süredir tutukluyuz.”

‘DEMİRTAŞ’A YAPMIŞLARDI’

Eski AİHM yargıcı Türmen ise  AİHM’in Kavala için verdiği kararın kesinleştiğini belirterek “Anlaşılan bu mahkeme esas hakkında karar verecek. Böylelikle tutukluluk hali sona erecek, hükümlü olacak. Selahattin Demirtaş’a da yaptılar bunu. Bu AİHM kararlarını bertaraf eden  bir muvazaa. Esas hakkındaki savcılık görüşü iddianamenin özeti aslında. İddianame neden sakatsa aynı sakatlıklar esas hakkındaki görüşte de var. Burada temel problem Gezi’nin yargılanması. Bir varsayımdan hareket ediliyor, ‘hükümeti devirmek için daha önceden planlanmış bir olaydır’ gibi. Bunu haklı göstermek için delil aranıyor. Mutlaka Gezi’yi mahkûm edeceğiz diye karar verilmiş sonra da buna kılıf aranıyor. Gezi şiddet olaylarını çıkardığınızda temel hak ve özgürlüğün kullanılmasıdır” dedi. 

‘KAVALA İÇİN DELİL YOK’

İddianamede Osman Kavala’nın şiddete karıştığını gösteren en ufak bir delil olmadığına değinen Türmen şöyle devam etti: “Kavala’ya atfedilen suç bir takım temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasıdır. Bunu AİHM’de kararında yazıyor ve Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istiyor. Özgürlüğün kısıtlanması, tutuklulukla ilgili bir ihlal buluyor. Onunla birlikte yetinmiyor 18. maddeden ihlal buluyor. Bu çok ender görülen bir şeydir. Çok ağır bir ihlaldir. Yani ‘Kavala’nın tutuklanması siyasi nedenlerle yapılmış bir tutuklamadır’ zaten yazıyor kararda. Bu durumda tutukluluğun devam etmesi kabul edilemez. Hukuki dayanağı yok. Savcı AİHM kararı yokmuş gibi davranıyor. 18. maddenin ihlali Türkiye’nin nasıl bir rejimle yönetildiğinin göstergesidir.”