Erdoğan'dan İsrail'e çok sert sözler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail tarafından yapılan "Yardım gemisine yasa dışı binenler de vardı. Bunlar terör örgütüne dahil olan insanlar. İçlerinden ikisi de Türk" açıklamasına sert yanıt verdi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Zirvesi kapsamında Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüştü. Görüşme sonrasında bir basın açıklaması yapan Erdoğan, Gazze'ye giden insanı yardım amaçlı gemilere İsrail tarafından yapılan saldırının ve sonuçlarının üzerinde durduklarını bildirdi.

Korkunç bir olay

İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırının, bölgede barış ve istikrarın kurulmasında tahripkar bir nitelik taşıdığını, Türkiye dışında da 32 ülkeyi ilgilendiren korkunç bir olay olarak nitelendiren Erdoğan, "Silahsız barış gönüllülerinin hedef alınması olayın vahametini daha da artırmaktadır" dedi. Akdeniz'i kana bulayan saldırıdan sonra çeşitli spekülasyonlarında ortaya çıktığının altını çizen Erdoğan, "Gemilerden birisi nefret seferi, diğeri barış seferi yapıyordu diyenler var. Akdeniz'de bir nefretten bahsedilecekse o nefret İsrail devletinin nefretidir. Eğer terörse İsrail tarafından uygulanan devlet terörüdür. 19 yaşındaki masum, silahsız bir yardım gönüllüsünü öldürüp nefretle suçlayanlar gitsinler, aynaya baksınlar" diye konuştu. İsrail'in öteden beri izlediği umursamaz politikaların, Ortadoğu'nun barış sürecini de olumsuz bir şekilde etkilediğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İsrail onu bu şekilde şımartan imkanlara haiz. Bölgede orantısız güç kullanma şımarıklığına alışık. Kendini destekleyici güçlerin olduğunu görüyor ve biliyor. Biz BM tarafından gerçekleştirilecek bağımsız uluslararası soruşturmanın destekçisi ve takipçisi olunmasını istiyoruz. Yaşanan vahim ve hukuk dışı olayın şeffaf ve bağımsız olarak ele alınmasını istiyoruz. Ayrıca Arap Ligi Bakanları ve İslam Örgütü tarafından alınan kararları da destekliyoruz. İsrail hakkında alınan pek çok karar var. Biz artık bunlar için uygulama zamanı diyoruz."

"Bize kimse diplomatik ilişki öğretmesin"

Gazze'ye yönelik uygulanan ablukanın kaldırılmasının da zamanın geldiğini ifade eden Erdoğan, dünyada açık hava hapishaneleri istemediklerini bildirdi. Gazze ve Filistin'in açık hava hapishanesi durumunda olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Gazze'den kan ve gözyaşı akmaya devam ettikçe, bizim de susmamız mümkün olmayacaktır" dedi. Türkiye içinden de kendilerine 'monşerlik' dersi vermek isteyenlerin olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bize kimse monşerlik dersi ile diplomatik ilişki öğretmesin. Onlar döneminde de Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gördük. Biz bu millet ne yakışıyorsa onu yapmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim tarihten aldığımız bir diploması dersi var" açıklamasında bulundu.

"İsrail, şehitlerimizin bedelini ödemek zorunda"

Bölgede önem arz eden Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü'nün birinci derecede yoğun ikili ve uluslararası gayrete girmesi gerektiğini belirten Erdoğan, öncelikle El-Fetih ve Hamas arasındaki sıkıntının giderilmesi gerektiğine dikkat çekti. Erdoğan, "Biz bu barışı sağlarız. Ama barış yanlısı olmaları şart. Hamas bize bu konuda gerekli yetkiyi verdi. Aynı yetkiyi El-Fetih'in de vermesi lazım. Filistin halkının talepleri her şeyin üzerindedir" ifadelerini kullandı. Uluslararası camiada El-Fetih ve Hamas'ın farklı konuma oturtulmaya çalışıldığını da vurgulayan Erdoğan, Hamas'ı terör örgütü olarak görmenin yanlış olduğunu söyledi. İsrail ile ilgili soruşturma sürecinin de başladığını dile getiren Erdoğan, "Atılabilecek ne kadar adım varsa atacağız. İsrail şehitlerimizin hesabını ve bedelini ödemek zorundadır ve ödeyecektir. Hukuk boyutunda ne tür bir netice alacağımızı görmemiz lazım. Beklememiz gerekiyor ama biz sabırlıyız" diye konuştu.

O teröristler neredeyse söylesinler

Erdoğan, İsrail tarafından yapılan "Yardım gemisine yasa dışı binenler de vardı. Bunlar terör örgütüne dahil olan insanlar. İçlerinden ikisi de Türk" açıklamasıyla ilgili olarak da şunları söyledi:

"Eğer yasa dışı binen insanlar olsalardı, kendi ülkelerine girdiklerinde pasaporta bakıp gereğini yapar ve iade ederlerdi. Demek ki, böyle bir şey yok. Ayrıca bizim İsrail'de kalan vatandaşımız yok. Sadece 5 ağır yaralımız vardı. Onları da ambulans jetlerle aldırdık. Neredeyse o teröristler söylesinler bilelim. Yalan üretme makinesi gibiler. Bunların şanındandır."

Türkiye'nin destekçisi olacağız

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ise, İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırıyı korkunç bir cinayet olarak niteledi. Meydana gelen olayın yalnızca bir cinayetten ibaret olmadığını, aynı zamanda İsrail'in doğasını yansıttığını belirten Esad, "Bu durum İsrail devletinde var olan isteği yansıtmaktadır. İsrail her zaman suçsuz insanları öldürüyor" dedi.

İsrail'in bilerek ve planlı bir şekilde bu katliamı işlediğinin altını çizen Esad, "Türkiye barışa bağımlı bir ülke olduğu için bir bedel ödemeliydi. Çünkü barış İsrail için hep iltihaplı bir yara gibi oldu. Türkiye'de bu yaraya parmak bastı" açıklamasında bulundu. İran, Türkiye ve Suriye gibi ülkelerin ilişkilerinin giderek geliştiğinin altını çizen Esad, İsrail'in bu durumdan rahatsız olduğunu bildirdi. "İsrail bir toprağı işgal ediyorsa, toprak sahibinin tepkisine de maruz kalacaktır" diyen Esad, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, Türkiye'nin kararlaştırdığı işlemlerin destekçisi olacağız. Çünkü tarihten bu yana Türk kanı ve Arap kanı birdir. İsrail de, karantinaya alınmalıdır ki, hastalığı kimseye riayet etmesin. Türk bayrağı bundan sonra Filistin sahillerinde dalgalanacaktır. Ta ki, Filistin halkı tam haklarını elde edinceye kadar."