Elvan Dişli: Benim için hiçbir şey vazgeçilmez değil

Elvan Dişli, üniversitede önce ziraat mühendisliği sonra felsefe okudu. Sonra, yılların tüketemediği dizi 'Arka Sokaklar'da Komiser Rıza'nın kızı oldu.

Elif Tokbay

Elvan Dişli'nin, oyunculuk serüveni okulun tiyatro kulübünde başladı... Sonra biliyorsunuz, yılların tüketemediği dizi 'Arka Sokaklar'da Komiser Rıza'nın kızı oldu. Kırmızı çizgisi adalet olan oyuncuyla konuştuk.

- Üniversitede felsefe okudunuz. Felsefe okumak insanı nasıl değiştiriyor?

Her zaman bilgiye, öğrenmeye aç biri oldum. Özellikle insanı anlamaya, psikolojiye , felsefeye, sosyolojiye her zaman ilgiliydim.

Felsefe okumak bende düşünmeyi daha da tetikledi, öğrendiklerimi-öğreneceklerimi paylaşmaktan ziyade düşünmeyi, saygı duyarak düşünmeyi ve anlamayı tecrübe ettim.

- Oyunculuk ne zaman ve nasıl hayatınıza girdi? Sizin için vazgeçilmez mi?

Aslında hepsinden önce Ziraat Mühendisliği okudum. O sırada üniversitede tiyatro grubuna dahil oldum ve sahneye çıkıp bir de üstüne beğenilince müthiş haz aldım. Bir süre sonra dersleri bırakıp sürekli oyun okumaya başladığımı ya da oyunculuk üzerine kitaplar okumaya başladığımı farkedince okul araştırmaya başladım ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin sınavlarına hazırlandım. MSM benim için çok özel, sadece okul değil kocaman bir aile orası, bu yüzden çok şanslıyım. Oradan hocalarımın vasıtasıyla da oyunculuk hayatına adım atmış oldum.

Benim için vazgeçilmez mi? Kesinlikle beni heyecanlandıran, dinamizmi hiç bitmeyen bir iş oyunculuk. Çok zevk alarak yapıyorum fakat yine de yaş aldıkça şunu farkediyorum, sanırım hiçbir şey benim için vazgeçilmez değil, ne bir meslek, ne bir şehir, ne bir insan.

- Felsefe okumanın oyunculuğunuza nasıl katkıları oldu?

Oyunculuk yaparken zaten insanı anlatıyoruz, insana dair her şeyi, her duyguyu yaşıyoruz. Felsefe de insana dair ne varsa anlamamı sağlayan, düşün sistemimi zinde tutan, farklı bakış açılarından bakmamı ve onları anlamamı sağlayan, perspektif açan bir sanat, düşünce sanatı.

- Hayat felsefeniz nedir?

 “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Herakleitos.

- Arka Sokaklar 15 sezondur sürüyor. Komiser Rıza'nın kızı Pınar'ı canlandırıyorsunuz. Pınar'ın sevdiğiniz yanları neler? Size uymayan, hiç bana göre değil dediğiniz yanları neler?

Önce bana uymayan yanlılarını söyleyeyim kapanış güzel olsun. Pınar’ın bana uymayan yanları çok inatçı, dediği olmazsa gözü hiçbir şey görmüyor, biraz baskın ve sert tarafları var.  Sevdiğim yanlarına gelirsek, ailesine çok düşkün, gözü kara, arkadaş canlısı, esprili, fırsatını bulunca çok muzip ve sevecen. Ayrıca çok iyi börek yapıyor (gülüyor).

- Dizinin bu kadar uzun soluklu olmasının nedeni ne sizce?

Güncel olayları işlemesi , bunları da aile sıcaklığı tadında birbirine kenetlenmiş bir ekiple işliyor olması bence en büyük etken. Temposu da hiç düşmüyor. Seyirci samimiyeti ve aksiyonu seviyor Arka Sokaklar’da.

- İkizler burcunun hangi özelliği sizi yorar?

Burcunu çok seven bir ikizler burcuyum. Yükselenim de ikizler olduğu için bütün özelliklerini taşıyorum. Beni yoran tarafı sürekli düşünüyor olmam olabilir belki, beynim hep meşgul ve aynı anda birçok şey düşünüyorum elimde olmadan. Bazen odaklanmakta problem yaşıyorum, dikkatim dağınıktır, bir işi yaparken aklımda başka işler geçer. Ama genel olarak burcumu çok seviyorum Eğlenceli, sosyal, neşeli, sevecen yönlerini taşıyorum. Çok yönlüyüm ve bulunduğum ortamlara, insanlara kolay uyum sağlarım.

- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız neydi?

Oyuncu olmak.

- Kırmızı çizgileriniz neler?

Adalet ilk sırada. Birinin hakkının yenmesine hiç dayanamıyorum. Adil ve dürüst olmak sanırım ilk kırmızı çizgilerim.

- Eğer kendinizde bir şey değiştirebilecek olsaydınız, bu ne olurdu?

O kadar değişken biriyim ki, bugün bir özelliğimi değiştirsem yarın onu da değiştirmek isterim (gülüyor). Bunun bende net bi cevabı yok.

- Türkiye gündeminde sizi son zamanlarda en çok ne yordu üzdü? Neden?

Yangınlar ve seller... İnsanın doğa karşısında ne kadar aciz olduğunu bir kez daha gördük ve gerçekten çaresizce izlemek çok zormuş. Gücümüzün yetemediği yerlerde olan biteni izlemek gerçekten çok üzücü. Bunun yanında mülteci göçü yüzünden önümüze çıkan haberler de artık çok yordu. Korkunç şeyler görüyoruz ve okuyoruz. Ve tabii ki utanarak söyleyebileceğim kadın cinayetleri haberleri. Kadına şiddetin önüne kesin ve keskin bir şekilde geçilemediği, caydırıcı cezalar olmadığı sürece maalesef izlemeye, şahit olmaya, dahil olmaya devam edeceğiz gibi duruyor.