Ecevit'e yazar kasa fırlatan esnaf: Bugün yazar kasa atılacak bir durum yok (10.08.2018)

2001 krizi sırasında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e yazar kasa fırlatan Ahmet Çakmak, "O gün ben yazar kasa atmakta yüzde yüz haklıydım. Ama bugün yazar kasa atılacak bir durum yok. Bu ülkeye operasyon çekilmeye çalışılıyor. Böyle bir konuda hainlerin yanında mı duracaksın, devletin yanında mı duracaksın?" dedi.

İHA

<video:1051640>

2001 krizinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in önüne yazar kasa fırlatan Ahmet Çakmak, "O gün ben yazar kasa atmakta yüzde yüz haklıydım. Ama bugün yazar kasa atılacak bir durum yok. Bu ülkeye operasyon çekilmeye çalışılıyor. Böyle bir konuda hainlerin yanında mı duracaksın, devletin yanında mı duracaksın?" dedi.

<haber-dikey:10363,1051144>

Ahmet Çakmak, 2001'de Başbakanlık binasının merdivenlerinden dönemin Başbakanı Ecevit'in önüne yazar kasa fırlatarak ilginç bir eyleme imza atmış, "yazar kasa eylemcisi" olarak da hafızalara kazınmıştı. Dalgalı kur sonrası dolar borcu yüzünden zor durumda kalan Çakmak'ın bu eylemi, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizi gözler önüne sermişti. Çakmak, son günlerde dolar üzerinden Türkiye'ye oyun oynanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'ye yönelik 15 Temmuz darbe girişiminin devamının yapıldığını belirten Çakmak, tankla, uçakla, silahla yapamadıklarını parayla başarmaya çalıştıklarını söyledi. Dünyayı Trump gibi akli dengesi bozuk bir kişinin yönettiğini kaydeden Çakmak, "Zaten derler ya 'ısıracak köpek dişini göstermez' diye. Bu köpek ısıracağını zaten uzun zamandır söylüyordu. Biz köpeğin karşısında dik duracağız, kaçmayacağız, eğilmeyeceğiz. Bugün her ne kadar olay Recep Tayyip Erdoğan üzerinden yapılmış olsa da bu, Türk milletine karşı yapılan bir operasyondur. Her zamankinden daha fazla birbirimize sarılmalıyız, kenetlenmeliyiz ki bu ülke bugünleri atlatsın" diye konuştu.

 "Bizi dolar ile terbiye etmeye çalışan insanlar hüsran içinde kalacaklar"

Son yaşanan olayların devlete ve hükümete sahip çıkma fırsatı verdiğini ifade eden Çakmak, "Biz, hükümetimize, devletimize sahip çıkıyoruz, yanındayız, dimdik de ayakta duracağız. Kimse para, pul ile bizi terbiye edemez. Burası bir hukuk devleti. Bu ülkeden papazı istiyorsun ama ülkemizde vatandaşların hayatına kast eden, uçaklarla, tanklarla milleti bombalayan insanları koru, onlar hakkında hiçbir şey yapma. Senin orada hukuk var da bizim burada yok mu? Biz ülkemize güveniyoruz. Bizi dolar ile terbiye etmeye çalışan insanlar hüsran içinde kalacaklar, yaptıklarına utanacaklar. Biz ülkemize sahip çıkmazsak, ‘ülke battı, batıyor, batacak’ gibi söylemlere itibar edersek o gün kaybederiz. Yoksa bu ülke, 3-5 kuruşla, doların artmasıyla batacak bir ülke değil" şeklinde konuştu.

 "Bugün yazar kasa atılacak bir durum yok"

Ecevit'e yazar kasa fırlatma eylemi hakkında konuşan Çakmak, şunları kaydetti:

"Ecevit döneminde beceriksizlik vardı. Ecevit, çok iyi bir insandı ama beceriksiz bir hükümetti. Bir ekonomik kriz vardı ve bu ekonomik krizin sebebi sadece Ecevit değildi. O güne kadar gelen hükümetlerin beceriksizliğinin cezası bir balon gibi Ecevit’in elinde patladı. O gün ben yazar kasa atmakta yüzde yüz haklıydım. Ama bugün yazar kasa atılacak bir durum yok. Bu ülkeye operasyon çekilmeye çalışılıyor. Böyle bir konuda hainlerin yanında mı duracaksın, devletin yanında mı duracaksın? Bu ince ayrı mı çok iyi düşünmek lazım. 18 yıldır hepimiz vatandaş olduğumuzu hissettik. Bankaya gidiyorduk adam yerine koyulmuyorduk, vergi dairesine gidiyorduk adam yerine koyulmuyorduk, hastaneye gidiyorduk adam yerine koyulmuyorduk. İlk defa biz devletin millete hizmet ettiğini 18 yıldır görüyoruz."

 "Bu ülkede işler güzel"

Bugün vatandaşına sahip çıkan bir Cumhurbaşkanı olduğunu söyleyen Çakmak, eskiden parasını ödeyemediği için en az 15 kez nüfus cüzdanını hastanede rehin bıraktığını, şimdi ise böyle bir şeyin mümkün olmadığını savundu. Türkiye'nin 2001 yılı ile kıyaslanamayacak derecede iyi durumda olduğunu savunan Çakmak, "Bugün herkes maaşını alıyor mu alıyor, işine gidiyor mu gidiyor. Bilet parası 500 TL olan bir konser için millet yer bulamıyorsa, gittiği restoranda yer bulamıyorsa, uçak için yer bulamıyorsa bu ülkede işler kötü değil. Bu ülkede işler güzel" ifadelerini kullandı.

Çakmak, "Bu sene ABD'nin sonunun geldiği sene olacak. Çünkü bu sene dolar dünyada batacak, bitecek. Şu anda dolarını bozdurmayanlar çok kötü hüsrana uğrayacaklar" dedi.

AKP belediyesinde çalışıyor

2001 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in önüne yazar kasa atmasıyla krizin sembolü hale geline gelen Ahmet Çakmak’ın elinden AKP tutmuş. 2009 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile iletişime geçerek kendisinden iş isteyen Çakmak, bu tarihten sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde önce işçi olarak göreve başladı, ardından hizmetli kadrosuna, onun ardından memur kadrosuna, onun ardından şef kadrosuna yerleştirildi.

 Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 2012'de Çakmak'ı evinde ziyaret etmişti. Yazıcı o ziyaretin ardından yaptığı açıklamada "Ahmet Çakmak ile 2009 yılında tanıştığını anlatmıştı. Çakmak'ın o dönem kendisini aradığını ve iş istediğini anlatan Yazıcı, ''(Kim bu) diye sordum, (ismi yabancı gelmedi) dedim. Daha sonra 2001 yılında ekonomik zorluk ortamında esnaf olarak ilk bireysel eylem koyan kişi olduğunu hatırladım. Türkiye 2001 yılında büyük bir ekonomik kriz içindeydi, toplumsal hayatın bütün aktörleri bu krizi hissetti. O dönem esnaflık yapan Ahmet Çakmak'ın da tepkisini ortaya koymak ve sesini duyurmak için dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in önüne yazar kasa atmıştı” şeklinde konuşmuştu.

 Yazıcı: “Büyükşehir Belediye Başkanımızdan rica ettim ve işe yerleştirdim”

 Çakmak'ın 2009 yılında kendisini ısrarla araması üzerine bir gün makamına davet ettiğini belirten Yazıcı, şöyle konuşmuştu:

 ''Bana çok zor durumda olduğunu ifade etti. Parası olmadığı için çocuklarını okula gönderemediğini anlattı. Ertesi gün çocukları okula göndermesi konusunda ikna ettik. İş konusunda da yardımcı olma sözü verdim. Sonra Büyükşehir Belediye Başkanımızdan rica ettim ve işe yerleşti. O günden sonra Ahmet beni sürekli arar ve mesaj gönderir. Kandillerde, bayramlarda arar, eve davet eder. Ben de müsait olduğum bugün Ahmet Bey ile bir çay içelim ve evinde aile ortamında tanışalım istedim. Bu sebeple buradayım.''