Devrek’te facia kapıda
Heyelan alanında toprak gevşediği için olası bir yağmurda büyük facia yaşanacağına dikkat çekiliyor. Toprağın olduğu gibi evlerin üzerine kayacağı ifade ediliyor. Ayrıca yapılmakta olan Devrek-Ereğli karayolu nedeniyle Devrek’in başka yerlerinde de her an heyelan yaşanabileceğine vurgu yapılıyor.
Mustafa ÇakırHeyelanın vurduğu Zonguldak Devrek’te koskaca bir çaresizlik yaşanıyor. Toprağın ağır ağır kayması nedeniyle “şimdilik” büyük bir facia atlatılmış. Ancak heyelan bölgesine imar izni verilmesi nedeniyle yeni facialar an meselesi. İlçede imar alanında Türkiye’ye özgü hangi sorunu ararsan var.
Ankara’dan 2.5 saatte ulaştığımız Devrek’i ortasından geçen çay ikiye ayırıyor. Yoğun göç veren kentin nüfusu 31 binden 25 bine gerilemiş. Kentin nüfusu yazın gelen gurbetçilerle artıyor. Genç nüfus az. 60-70’li yıllarda Almanya’ya göç veren Devrek’te şimdilerde Bursa, İstanbul, Gebze tercih ediliyor. Göçün temel nedeni ise işsizlik. Kentteki kereste, süt fabrikaları satılmış, sunta fabrikası kapanmış. Zonguldak’taki madenlerde ise özelleştirmeler nedeniyle iş alanları daralmış. Devrekliler bu nedenle göç etmeye başlamış. Heyelanın meydana geldiği yer ise tepenin yamacına kurulu olan Karşıyaka Mahallesi. Kayma gürültüyle birlikte Ramazan Bayramı’nın arifesi olan 16 Temmuz’da başlamış. Yurttaşlar evlerini terketmiş. Bazılarının eşyaları hâlâ içeride. Kimisi kiraya çıkmış, kimisi de askeri lojmanlara yerleştirilmiş.
Afetzedeler çaresiz: Evlerin yıkıldığı alanın heyelan bölgesi olduğunu belediye başkanı dahil herkes biliyor. MTA’nın heyelan bölgesi dediği yer 1994’te imara açılmış. Her belediye imar izni vermiş. DASK zararı karşılamıyor: Evlerin çoğunluğu sigortasız. Sigortalı olanlarda da DASK zararı karşılamıyor. Evlerini boşaltanlar kiraya çıkmış. Kentte kiralar fırlamış. Devlet 450 lira destekverecek ancak kiralar ortalama 600 lira. Yeni heyelan bekleniyor: İnsanlar yağmur yağmasın diye dua ediyor. Yağmur yağarsa yumuşayan toprak olduğu gibi evlerin üzerine akacak. Devrek-Ereğli karayolu inşaatı nedeniyle yeni heyelanlar da bekleniyor. |
Bölgeye imar izni
Gurbetçi yurttaşların evlerinin de bulunduğu mahalle aslında heyelan bölgesi. Bunu da belediye başkanı dahil kentte herkes biliyor. Maden Tetkik ve Arama’nın (MTA) hazırladığı haritalarda da bölgenin “heyelan bölgesi” olarak yer aldığına dikkat çekiliyor. Bölgede toprak kayması da yeni değil. Aynı yerde önceki yıllarda da heyelan meydana gelmiş. Ayrıca son heyelanda yıkılan yatılı Devrek İmam Hatip Lisesi’nin pansiyon bölümünün de önceki yıllarda kayma nedeniyle yıkıldığına dikkat çekiliyor. Asıl soru ise herkesin “heyelan bölgesi” olarak bildiği alana nasıl imar izni çıktığı... Bu konuda afetzedeler “Belediyede adamını bulan ev yapmış. Bunu gören başkaları da evleri dikmiş. Belediye imara açıp teşvik etmiş. Şimdiye kadarki tüm belediye başkanlarının sorumluluğu var. Belediye çanak tutuyor” diyor.
Dere içine ev
Heyelanın ardından 86 bina boşaltılmış. 3 bina, 1 okul çökmüş. Yan yatan bir bina da çökmek üzere. Mahalleyi kapatan polis giriş çıkışları kontrol ediyor. Binalar çok katlı. Derelerin içine bile ev yapılmış. Derenin bir kenarındaki evler boşaltılırken, diğer kenarındaki evlerde insanlar yaşamaya devam ediyor. Oysa yeni bir heyelan halinde yukarıdan kayacak toprağın evlere ulaşması an meselesi... Evlerinde oturmaya devam edenler korku içinde. Geceleri heyelan bölgesinden “çatır çatır” sesler geldiğine dikkat çekiyor. Çöken 200’ü yatılı yaklaşık 700 öğrencinin eğitim gördüğü Devrek İmam Hatip Lisesi’nin yaz ayları nedeniyle boş olması ise büyük bir faciayı önlemiş.
‘Devi uyandırdılar’
Heyelanın nedeni konusunda ise herkes Karayolları’nın yol çalışmasına dikkat çekiyor. Yamacın tepesinde Devrek-Ereğli yolunun yapımı devam ediyor. Afetzedeler işi alan müteahhidin çıkardığı toprağı başka yere taşımak yerine orada bulunan gölete doldurduğu, su yollarının değiştirildiği, kaygan toprak üzerine büyük duvarlar inşa edilerek yükün artırıldığına, “uyuyan devin uyandırıldığına” işaret ediyor. Devrekliler heyelan bölgesinin altında dere olduğunu da ifade ediyor. Önceki yıllarda bu derenin kapatıldığı ifade ediliyor. Heyelan alanında akan yeraltı suyu da gözle görülebiliyor. Yol yapım çalışmalarının heyelanı tetikleyebileceği konusunda Belediye’nin de Karayollarını uyardığına dikkat çekiliyor.
DASK karşılamıyor
Afetzedeler bir yandan orada yaşadıklarını kanıtlamak için belge toplarken, kira yardımı alabilmek için de AFAD’a kayıt yaptırıyor. Evlerin birçoğu eski yıllarda yapıldığı için sigortasız. Sigortalı olanlarda ise başka bir sorun yaşanıyor. Zararlar karşılanmıyor. Evine zorunlu doğal afet sigortası DASK yaptıran bir afetzede, “DASK deprem olmadığı için zararı karşılamıyor. DASK geçerli değil diyorlar. Afet değil diyorlar. Peki afet değilse AFAD’ın burada ne işi var ? DASK sorumluluğu Karayolları ile belediyenin üzerine atıyor. Çözümsüzlük içinde bekliyoruz” diyor. Çaresizlik içinde bekleyen afetzedeler, “Keşke Suriyeli olsaydık. En azından onların sabit gelirleri var. Bizim o da yok” diyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın geldiğini, “burası heyelan bölgesi, buraya kim ruhsat vermiş” diyerek gittiğini belirten afetzedeler, bakanla görüşmeye “seçilen” 4 kişinin götürülmesine de tepki gösteriyor. Afetzedeler son çare olarak sorumlular hakkında mahkemeye başvurmayı düşünüyor.
‘Yaşayarak öğrendik’
Devrek Belediye Başkanı Mustafa Semerci’ye heyelan bölgesi, nasıl imara açıldı diye sorduk.
Semerci, “Alan 1994’te İller Bankası’nın çalışması sonucunda imara açılıyor. O dönemki belediye başkanı da buna dayanarak izin veriyor. Ancak ben O’nu da suçlayamam. Çünkü o da İller Bankası’nın bu çalışmasına göre izin veriyor” dedi.
Türkiye’de bazı şeylerin yaşanılarak öğrenildiğini belirten Semerci, “Depremin bu denli acı olduğunu, tehlikeli olduğunu Marmara depremi ile öğrendik. Türkiye’nin hastalığı bu. Malesef yaşayıp görmeyince öğrenmiyoruz. MTA heyelan bölgesi demiş. Başka yerden izin çıkmış. Koordinasyon sıkıntısı var” dedi.
“Peki siz neden heyelan bölgesine imar izni veriyorsunuz” sorumuz üzerine ise Semerci, “Vatandaş prosedürleri tamamlıyor. Zemin etüdü yapılıyor. Rapor hazırlanıyor. Bakanlıktan izin alınıyor. Bize hiçbir şey düşmüyor. Yasal prosedürler tamamlanmışsa izin vermek zorundayız. İmar belediyenin iki dudağı arasında, inisiyatifinde değil” dedi.