Değişmeyen gündem: İdam
Kamuoyu vicdanını derinden sarsan olayların hemen ardından idamı gündeme getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Emine Bulut cinayetinin ardından yine ‘Parlamento kararını verirse kesinlikle onaylarım” dedi.
Emine Kaplan
Kırıkkale’de 10 yaşındaki kızının gözleri önünde eski eşi tarafından katledilen Emine Bulut cinayetinin ardından idam cezasının geri getirilmesi tartışması yeniden başladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya dönüşü gazetecilere yaptığı, “Benim gönlüm açık ve net söylüyorum idamdan yanadır. Bir kadını bıçaklayarak öldürüyorsun hem de yavrusunun gözleri önünde. O yavru ‘Anne ölme’ diyor. Kan revan içinde kadıncağız. Ondan sonra çıkıyor bazıları da insan hakları mücadelesi veriyor. ‘Bu nasıl böyle isteniyor, Avrupa’da bu yok.’ Avrupa’da bu yok diye biz doğrudan, haktan sapacak mıyız? ABD’nin çeşitli eyaletlerinde var. Dünyanın değişik ülkelerinde var. Demek ki oluyor. Can bu kadar basit mi? ‘Efendim işte insan hakları bilmem nesi bunu kabullenmez’ diyorlar... Ben parlamento bu işi müzakere eder, tartışır, kararını verirse kesinlikle onaylarım’ diyorlar” açıklamasıyla idam cezasını yeniden gündeme taşıdı.
Miting alanlarında idam
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından özellikle miting meydanlarında idam cezasını kaldırmakla hata yaptıklarını, TBMM’den geçmesi durumunda onaylayacağını sık sık dile getirdi. Erdoğan’ın konuyu gündeme getirmesine karşın AKP Grubu’ndan idam cezasının kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisi verilmesi yönünde herhangi bir girişim olmadı. Yeni sistemle birlikte milletvekili sayısının 600’e çıkarılmasının ardından anayasa değişikliği önerisi verebilmek için 200 milletvekilinin imza vermesi gerekiyor. Önerinin referandumlu kabul edilebilmesi için 360, referandumsuz için ise 400 milletvekilinin gizli oylamada “kabul” oyu vermesi şart. AKP içinde idam cezasının kaldırılması konusunda tam bir görüş birliği bulunmuyor. Bazı AKP’liler, idam cezasının kaldırılmasının doğru olmadığını belirterek, “Hem evrensel hukuk ilkeleri hem de Türkiye’nin dünyadaki imajı açısından mahsurlar doğurur. Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis zaten ağır bir ceza” görüşünü dile getiriyor.