Canselen'e son veda

Cumhuriyet döneminin ilk kuşak bestecilerinden Faik Canselen, son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine sanatçının birçok seveni katıldı.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul Yeniköy'deki evinde 100 yaşında vefat eden Faik Canselen için Bebek Camisi'nde öğle namazının ardından cenaze töreni düzenledi.

Cumhuriyet döneminin ilk kuşak müzik öğretmenlerinden olan ve ''İleri'', ''İzindeyiz'' gibi sevilen marşları yazan Canselen'in cenazesinde, eşi Şükran Canselen ve oğlu Birand Canselen taziyeleri kabul etti.

Konserlerde onun bestelerine yer veren 3 şef; Gürer Aykal, İlker Deniz Başuğur ve Burak Tüzün'ün de katıldığı cenaze töreninde, Cihat Aşkın, Deniz Arcak gibi müzisyenler ve Canselen'in öğrencileri de hazır bulundu.

Canselen için namazın ardından Sarıyer Belediyesi Demirciköy Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Müzik Eğitim Derneği Genel Başkanı Refik Saydam, hem ulusal hem evrensel müziği başarıyla ortaya koyan Canselen'in eserlerinin farkına orkestraların çok geç vardıklarını, bundan sonra bu eserlere daha çok yer verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Saydam, Canselen'in isminin bir müzik okuluna, konservatuvara verilmesi gerektiğini söyledi.

Anadolu Senfoni Orkestrası Genel Müzik Direktörü Şef Burak Tüzün de Canselen'in ilk eseri kendisine geldiğinde, yapıldığı tarihin kendisini şaşırttığını ve bestecinin konsere katılacağını öğrendiğinde bir süre donup kaldığını anlattı.

6. Duyuşlar Suiti'ni seslendirdiklerini, Canselen konserin provasına geldiğinde oradaki müzik öğrencilerinin büyük bir heyecan duyduğunu söyleyen Tüzün, ''Ben kendimi Atatürkçü olarak görmüşümdür, ama Faik hocamın yaşadığı mücadeleyi öğrendiğimde sıkı bir tokat yediğimi düşünüyorum. Bugüne kadar geç kalmış her şey için özür diliyorum. İnşallah telafi etmeye çalışacağız'' diye konuştu.

Silahlı Kuvvetler Bando Okulları Komutanlığı Meslek Yüksekokulu Toplu Müzik Öğretim Elemanı şef İlker Deniz Başuğur de Canselen'in askeri müziğe çok büyük emekleri olduğunu, eserlerini askeri bandolara koyma fikrini hayata geçirdiklerini, ilk konseri 1994 yılında verdiklerini anlattı. Başuğur, Canselen'in Cumhuriyete katkılarının unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Türkiye Polifonik Korolar Derneği Başkanı Mustafa Apaydın da TRT Gençlik Korosu'nun ''İleri'' marşı gibi bestelerini seslendirdiği Canselen'in ''Gidiyor'' adlı bestesini seslendirdiklerini, Atatürk görüntüleriyle birlikte yayımlanan bu gösterimin ardından büyük bir ilgiyle karşılaştıklarını anlattı.

Canselen'in o dönem toplum tarafından daha çok tanındığını ve bunun kendisini çok mutlu ettiğini ifade eden Apaydın, Canselen'in kendisine ''Mustafa oğlum, ben dünyaya iki kez geldim. Biri doğumum, biri de tam öldüm zannederken sen beni yeniden doğurdun'' dediğini aktardı. Apaydın, ''Sayın hocam, birinci doğumunuz sona eriyor, ama ikinci doğumunuzla sonsuza dek yaşayacaksınız'' dedi.

Müzikolog ve gazeteci Ersin Antep konuşmasında Atatürk'ü kendisine Canselen'in anlattığını belirterek, ''Biz Atatürk'ü ondan dinlemenin ayrıcalığını yaşadık'' diye konuştu. Antep, Canselen'i bugün Atatürk'ün ve hiç görmediği anne-babasının yanına uğurladıklarını dile getirdi.

Canselen'in manevi torunlarından Pınar Alpay da Atatürk tarafından Paris'e konservatuvar eğitimine gönderilen Canselen'in Atatürk'e çok bağlı, kadirşinas biri olduğunu ifade ederek, olabilecek en güzel Atatürk marşlarını bestelediği için kendisine minnettar olduklarını dile getirdi.

Canselen'in oğlu Birand Canselen, sanatçının aynı zamanda çok iyi bir baba olduğunu ifade ettiği konuşmasında, yaşama dört elle sarılan ve kendisine yaşamayı sevdiren Canselen'in, oğlu olmaktan gurur duyduğunu kaydetti. Konuşmaların ardından Faik Canselen'in öğrencileri ve sevenleri tarafından ''İleri'' ve ''İzindeyiz'' marşları söylendi.

Faik Canselen'in cenazesi daha sonra Kilyos Mezarlığı'na defnedildi.