Cannes’da belgesellerin günü
Cannes’ın ikinci gününe belgeseller damga vurdu desek yeridir. Charlotte Gainsbourg annesi Jane Birkin hakkında çektiği belgeselin galası için kırmızı halıya çıktığında yanında tabii ki annesi vardı .
Emrah KolukısaCannes’da gala için festival sarayının önüne gelen araçların en ilginci içinden Charlotte Gainsbourg ve annesi Jane Birkin’in çıktığı elektrikli Renault 4L idi bence. 4L modelinin 60. yılı için tasarlanan retro otomobil hem festivalin ekolojik temasına son derece uygundu hem de tarz sahibi iki kadına yakışacak bir görüntüsü vardı doğrusu.
Festivalin ikinci gününe belgeseller damga vurdu desek yeridir. Yönetmenliğini Charlotte Gainsbourg’un yaptığı “Jane by Charlotte” adlı belgesel özellikle 60’lı ve 70’li yıllarda büyüleyici güzelliğiyle tüm dünyayı etkilemiş oyuncu, şarkıcı ve moda ikonu Jane Birkin’in hayatına içeriden ve içten bir bakış sunma iddiasındaydı ve Cannes Premiere çatısı altında izleyiciyle buluştu. Filme dair ilk yorumlar çok parlak olmasa da anne kızın kolkola kırmızı halıda boy gösterdiği anlar hiç şüphesiz tarihi bir manzara teşkil ediyordu.
ROCK MÜZİĞİN EFSANESİ: THE VELVET UNDERGROUND
Kırmızı halının sonundaki basamakların tepesinde Thierry Freamux tarafından karşılanan Birkin ve Gainsbourg ikilisinden dakikalar sonra kırmızı halıda bir başka belgeselin ekibi boy gösterdi. Bu yıl kariyerinin 4. Cannes ziyaretini yapan Todd Haynes’in yönettiği “The Velvet Underground” adlı belgesel açıkçası benim de çok merak ettiğim bir film. “Velvet Goldmine”, “I’m Not There” gibi filmleriyle tanıdığımız ve müziğe olan ilgisini çok iyi bildiğimiz Todd Haynes’in 20. yüzyılın bu en etkili rock grubu hakkında söyleyecek yeni ne bulduğunu merak etmekle beraber, sırf grubun o müthiş müziklerini yeniden dinlemek ve o yılların efsanevi New York ortamını biraz daha yakından deneyimlemek adına Cannes’da olup izlemek isterdim.
EKİP NEYİ BEKLEDİ?
Bu arada ilginç bir not; Todd Haynes ve ekibin diğer üyeleri kırmızı halıyı adımlamakta bir hayli geciktiler. uzun süre halının baş tarafında beklemelerinin sebebi neydi çok merak ettim ve kendimce bir sebep de buldum. Sanıyorum ekip yürürlerken The Velvet Underground’un bir şarkısının hazırlanmasını bekledi, zira o ana kadar Lynyrd Skynyrd, Bruce Springsteen gibi isimlerin parçaları çalıyordu ve her ne kadar onlar da sağlam müzikler olsa da Velvet Underground’un temsil ettiği müzikalitenin bir hayli, uzağındaydılar. Nihayet “All Tomorrow’s Parties” bir şekilde hazır edildi de ekip yürümeye başladı. Tabii bu benim fikrim, belki de yanılıyorumdur.
VAL KILMER'IN KAMERASINDAN VAL KILMER
Aynı gün daha erken saatlerdeyse “VaL” filmi izleyiciyle buluştu. Yine bir belgesel olan “Val” ünlü Hollywood yıldızı Val Kilmer’ın uzun yıllar boyunca çektiği şahsi videoların kurgulanmasıyla oluşturulmuş bir belgesel. Yine Cannes Premiere bölümünde gösterilen filmde bir süredir bir tüple nefes alıp vermek zorunda olan ünlü oyuncunun çocukluk yıllarından bu yana çektiği görüntülerin yanı sıra günümüze ait görüntüleri de yer alıyor. Eleştirmenlerin ilk yazdıklarına bakılırsa bir hayli etkileyici bir film “Val” ve her ne kadar trajik bir yanı olsa da öznesini asla acınacak bir duruma düşürmeyen bir üsluba sahip. Leo Scott ve Ting Poo’nun yönetmenliğini üstlendiği film burada en iyi belgesel filme verilen “Altın Göz ödülünü alırsa çok şaşırmamak lazım.