Can Dündar ve Erdem Gül için bir kez daha tahliye talebi

Hukuksuz bir şekilde başka bir ülkeye MİT TIR'ları ile götürülen silahları haber yaptıkları için tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül için avukatları bir kez daha tahliye talebinde bulundu. Tahliye talebinde tutukluluğun peşinen cezaya dönüştüğü vurgulandı.

Canan Coşkun/Cumhuriyet
 
Adana’da Ocak 2014’te durdurulan ve Suriye’ye insani yardım taşıdığı iddia edilen ancak mühimmat taşıdığı ortaya çıkan MİT TIR’larına ilişkin haberleri nedeniyle tutuklanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün avukatları tahliye talebinde bulundu. Dilekçede, tutuklamanın Dündar ve Gül bakımından bir yargılama tedbiri olmanın dışında peşin bir ceza niteliğine dönüştüğü vurgulandı.
 
İrtibat olmadığı açıklandı

Dündar ve Gül’ün avukatları tarafından İstanbul nöbetçi 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne sunulan dilekçede, Dündar ve Gül’ün tutuklanma gerekçelerinden birinin “örgüte üye olmadan bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlaması olduğu anımsatıldı. Dündar’ın 29 Mayıs tarihli haberinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun basın açıklamasında “Haklarında soruşturma yürütülen sivil ve asker şahısların durdurduğu MİT’e ait yardım tırlarıyla ilgili olduğu iddiasıyla bazı görüntülerle birlikte haberlerin yayınlanmaya başlandığı, soruşturma dosyası kapsamında ya da Adana Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisizlik kararıyla İstanbul’a gönderdiği dosya kapsamında bu görüntülere ilişkin hiçbir bilgi ve belge yoktur” dediğini kaydedildi. Böylelikle Dündar ve Gül’ün yayın faaliyetinin MİT TIR’larını durduran sivil-asker kişilerin fiilleriyle bir irtibatı olmadığının açıklandığı vurgulandı. 

“Suç tarihi: 2015”

Dündar ve Gül’ün tutuklama kararına yapılan itirazı reddeden İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin ve tahliye talebini reddeden İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararlarında suç tarihi olarak sadece 2015 yılının yazılı olduğunun görüldüğünün altı çizildi. Suç tarihi olarak yalnızca “2015” yılının gösterilmiş olmasının Dündar ve Gül’e suç atfetmekte çekilen güçlüğün göstergesi olduğunun aktarıldığı dilekçede, “Kararlarda suç tarihinin net olarak yazılmaması /yazılamaması suç teşkil edecek bir hareketin olmadığının, müvekkillere atfedilen suçlamada, ciddi suç şüphesinin olmadığının göstergesidir” denildi.

Yargılama süresi aşıldı

Basın Kanunu’na göre ceza davası yargılamasının günlük süreli yayınlar için 4 ay içinde açılması gerektiği vurgulanarak, “Tutuklamaya neden olan haberlerin yayın tarihinden bugüne kadar geçen süre dört ayı çoktan aşmıştır. Diğer bir deyişle, artık bu yayın eylemlerinden dolayı dava açılamaz. Dava açılamayacak bir suçlamadan dolayı müvekkillerin hâlâ tutuklu olması hakkaniyet ve adalet ilkesini zedelemekte, kamu vicdanında kabul görmemektedir” ifadeleri kullanıldı. Dilekçede, tutuklama kararında yer alan “FETÖ/PDY adı verilen terör örgütü üyelerinin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ‘Uluslararası Ceza Mahkemesinde’ savaş suçuyla yargılanmasını sağlamak amacıyla MİT TIR’larını durdurduğu” ibaresine yer verilerek, Dündar ve Gül’ün de bu amaca yardımcı olduğu iddiasına yer verildi. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Türkiye Cumhuriyet Devletini veya Türk yurttaşlarını yargılama yetkisini sahip olmadığı bir kez daha anımsatıldı. 

Milyonlarca insan için risk

Dilekçede, “Haberin yayınlanması ile örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olduğu şeklindeki soyut bir akıl yürütme ile ülkemizdeki milyonlarca yurttaşın aynı suçlama ile itham edilmesi ve tutuklanması mümkündür. Hukukun bu kertede hoyratça araçsallaştırılması, adalet ilkesine, bizzat hukuk kavramının temsil ettiği değere haksızlıktır” ifadelerine yer verildi.