'Bodrum' soruşturmasına takipsizlik kararına itiraz: Emniyetin beyanları çelişkili

 

Bordumlara yönelik operasyonda ölümlerin “hukuka uygun ”olduğu sonucuna varan Cizre Cumhuriyet Savcılığı,  kararında operasyona katılan güvenlik güçlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen meşru müdafaa temelinde davrandıklarını, kişilerin öldürülmesinde meşru müdafaa sınırının aşıldığına dair herhangi bir delil tespit edilmediğini belirtti. Savcılık, kararında gizli tanık ifadelerine dayanarak birinci bodrumda yaralı halde bulunan Muharrem Erbek (18), ikinci bodrumdaki Yasemin Çıkmaz (17) ile üçüncü bodrumdaki Ramazan Biriman’ın (22) “örgüt üyesi” olduklarını belirtti. 

 

 

Karara itiraz eden avukat Ramazan Demir,  ailelerinin cenazelerini bulabilmek için Mardin, Silopi, Gaziantep, Siverek, Şanlıurfa, Şırnak, Cizre’de hastane hastana dolaşarak onlarca yanmış ve çürümüş cenazeden teşhis yapmaya çalıştıklarına dikkat çekti.Demir, “HDP’nin Cizre raporuna göre büyük çoğunluğu bodrum katı başvurularına konu olan üç binanın enkazından olmak üzere, 23’ü çocuk 177 cenaze çıkartılmış, 103 kişinin kimliği tespit edilebilmişken 74 kişi kimliği teşhis edilemeden defnedilmiştir. Bu cenazelerin tamamı yanmış ya da parçalanarak tanınamaz hale gelmiştir” ifadesisini kullandı. 

 

 

Avukat Demir, savcının tespit için olay yerine gitmediğine, emniyetin çelişkili beyanlarına dikkat çekti. Demir,“binanın bodrum katı üzerine çökmesi ve bütün girişlerin kapalı olması nedeniyle içeride arama yapılamadığını söyleyen Emniyet, müvekkilin cenazesine ulaşılan binada silah, mermi ve kovan bulabilmiştir. Ancak bu silahlar üzerinde herhangi bir inceleme yapılmamış, müvekkilin bu silahları kullanıp kullanmadığına dair sonuçlara soruşturmada yer verilmemiştir” ifadesini kullandı. 

 

 

Bodrumda inceleme yapan Türkiye’nin en önemli Adli Tıp uzmanlarından Prof.Dr Şebnem Korur Fincancı ise ,“savcı o bodrumlara girmeyerek, soruşturmayı etkili bir şekilde yürütmemiş ve görevini ihmal suçu işlemiştir. Zaman içinde bu olayla ilgili başvurular AİHM’e gittiğinde Türkiye ölümlere dair herhangi bir kusuru olsun ya da olmasın, soruşturmayı eksik yürüttüğünü kabul etmiş olacaktır. Üstelik bu kadar ağır iddialar varken, ben bizzat o bodrumlara girmiş biri olarak, orada yanmış çok sayıda insana ait kemik parçaları ile karşılaşmış, hatta bu kemiklerden en az birinin bir çocuğa ait olduğunu saptamış biri olarak, gerçekten cezasızlık kültürünün, Türkiye’de, Türkiye toplumuna ne kadar ağır bedeller ödettiğini bir kez daha anımsatmak istiyorum. Çünkü bu gibi tutumlar adalet duygusunu sarsıyor” diye konuştu.