Aznavour: Tekrar bekleniyorsunuz
Erivan’daki törene Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Rusya Devlet Başkanı Putin’in yanı sıra 60 ülke temsilcisi katıldı. Charles Aznavour, “Sorunumuz Türklerle değil, Ankara’yla. Hoşgeldiniz” dedi.
Ceyda Karan60’lı yaşlarda. Babası 6 yaşındayken 1915’de İzmir limanından kaçanlardan. Büyükbabası Adapazarı’nda öldürülmüş. Büyükamcası Osmanlı ordusunda doktormuş. İsmi Aram Demirciyan. Kudüs’e gönderilmiş, İngilizlerle çarpışıp esir düşmüş. “Biz Türkleri severiz” diyor Ohannes: “Acılarımızı tanısanız hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.”
Eşi Sossy Harputlu. Ailesi Halep’e kaçanlardan. Onun da büyükannesinin babası doktormuş. Takukhi Hekimyan. Uzak köylerde tedaviye gittiği Türkler tarafından çok sevilirmiş. “O kadar iyilikleri olmuş ki onlara dokunmamışlar” diye anlatıyor. Ama gördüklerine dayanamayıp Halep’e gitmişler. Aile oradan Lübnan’a geçmiş. Sossy “Ben orada doğdum. 1978’e kadar Lübnan’daydık. Ama bu kez içsavaş başladı. Los Angeles’a gittik. Soykırım olmasaydı ne kadar farklı olurdu diye düşünürüm. Hayatımızı sarsan onca değişikliği yaşamazdık” diye ekliyor.
Ohannes atılıyor: “Kardeş (bu kelimeyi Türkçe söylüyor) olduğumuzda her şey farklı olur. Buraları cennet yaparız. Kimse bize dikte edemez. Neden Fransızların, Amerikalıların elinde oyuncak olalım, insaflarına kalalım. Üçüncü taraflara niye ihtiyaç duyalım.” O ‘üçüncü taraflardan’ bazıları Erivan’a bakan tepedeki ‘Soykırım Anıtı’ndaydılar dün sabah. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Françoise Hollande ile Kıbrıs ve Sırbistan liderlerinin yanı sıra 60 ülkeden heyetler, Alman prensleri, İngiliz baronesleri resmi törenlerde yerlerini aldılar. 100. Yıl anmasının sembolü ‘unutmabeni çiçeklerinden oluşan çelenklere sarı karanfilleri koydular. Saygı duruşunda bulunup konuşmalar yaptılar.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan yağmur altında konuklarına Erivan’a gelerek “insanlık değerlerini” vurguladıkları için teşekkür etti. “Soykırımın tanınması insan bilincinin ve adaletin nefret ve hoşgörüsüzlük karşısındaki zaferidir” dedi.
Müzeyi de gezen Putin, Ermeni halkınının acısını paylaştıklarını söyledi. “Etnik kimliklere göre toplu katliamların gerekçesi olamaz. Uluslararası toplum bu tür vahşetlerin tekrarlanmaması için her şeyi yapmakla yükümlü” derken, Ukrayna’da yaşananlara “Dünyanın bir dizi ülkesinde itibar gören neofaşizm, aşırı milliyetçilik, anti-semitizm ve Rusofobi gibi akımlarının sonuçlarını düşünmeliyiz” sözleriyle atıf yaptı.
Hollande ise “100’üncü yılında soykırımı tanımanın bir barış eylemi olduğunu” söyledi. “İnkarın yeni katliamları getireceğini” belirtip, “Türkiye bu meselede mühim kelimeleri kullandı. Ortak kederin ortak kader olması için başka kelimelerin de kullanılması bekleniyor” dedi.
ABD’yi Hazine Bakanı Jacob Lew başkanlığında bir heyetin temsil ettiği törenin ardından tıpkı önceki gün başlayan anmalarda olduğu gibi binlerce insan ellerinde çiçeklerle anıta akın etti. Lübnan, Mısır, Gürcistan bayrakları taşıyan diaspora Ermenileri tarihlerinin acılı bir sayfasını yad etti.
Provayı izlerken rastladım Paris’ten gelen Fransız Ermenilerine… 64 yaşındaki Eliane Berdjoulie Djeranian ile kızkardeşi Jennette’in anneleri İstanbul, babaları Halep kökenli. 1915’te Fransa’ya kaçmışlar. “Türklerle sorunumuz yok ama başımıza gelenleri tanımalarını istiyoruz” dediler.
Fotoğraf çektiren Mikhalian ailesi de Paris’ten gelmişti. Marie ve kızkardeşi Valerie’nin büyükbabaları Tekirdağlı. “Rodosto” diye vurguladı Marie. Ailesi büyükbabasını bir tekneye koyup Fransa’ya göndermiş. Kalanlardan haber çıkmamış. Türkiye’den geldiğimi öğrenince gözyaşlarıyla bana sarıldı. “Türkiye insanına mesajını” sorunca elimden defterimi kapıp kendisi yazdı: “Unutmadım ve talep ediyorum. Unutmuyorum. Bir rüyam var, barış. Tarihe saygı gösterin. İyi bir gelecek için geçmişi kabul etmeliyiz. Barış ve Sevgiler.” Sonuna da bir çiçek kondurdu.
Aznavour: Hoş geldiniz, tekrar bekleniyorsunuz
Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki 100. Yıldönümü törenlerinin konuklarından birisi de Türkiye’de de yakından tanınan Ermeni asıllı Fransız şarkıcı oyun yazarı ve diplomat Charles Aznavour’du. Törenleri izleyen Türk gazeteciler grubu olarak rastladık kendisine. Önce “Ermeni misiniz” diye sordu. Türk olduğumuzu belirtince, önce “Türk insanıyla sorunumuz yok. Sorunumuz Ankara’yla” dedi. Ardından ekledi: “Hoşgeldiniz, tekrar bekleniyorsunuz”.