Atma dönüştür tamir et, kullan
Repair Cafe, Türkiye'de.
Leyla Kılıç
Bozulan, kırılan, sökülen eşyalarınızı hemen çöpe atıp yenisini mi alıyorsunuz? Eğer öyle yapıyorsanız bu çok normal çünkü tüketim toplumunun bize getirdiği, hatta dayattığı, eskiyen eşyalarımızın gidip yenisi satın alarak değiştirmek... Peki bozulan eşyanızı tamir ettirmek de yenilemek sayılmaz mı?
Yeryüzü Derneği tarafından 29 ülkeye yayılmış Repair Cafe’de tam olarak bu yapılıyor. Dünyada toplam 1597 şubesi olan Repair Cafe’nin Türkiye’de ilk uygulaması 6 Kasım 2016’da Kadıköy’deki dernek atölyesinde yapıldı. Geçen mayıs ayından itibaren Kadıköy Kent Konseyi’nde sürdürülen etkinlik düzenli olarak her ayın ilk pazar günü 12.00 ile 15.00 saatleri arasında gerçekleştiriliyor. Evde kullandığınız araç-gereçler, çocuğunuzun bozulan oyuncağı, ayakkabı, pantolon, etek gibi sökülen, yıpranan eşyalarınızı çöpe atmak yerine dönüştürebilir, tamir ettirebilir ve tekrar kullanabilirsiniz. Repair Cafe’yi daha yakından tanımak ve bu uygulamanın bize katabileceklerini öğrenmek için Repair Cafe’nin koordinatörü Cem Kolak ile konuştuk.
Tüketimi yavaşlatmak
Kolak, Repair Cafe’yi kâr amacı gütmeyen, tüketim toplumunu yavaşlatma amacıyla atılan bir adım olarak tanımlıyor. Kolak, “Bozuk olan eşyaların tamir edildiği bir platforma hayat verdik. İşini bilen, tecrübesi olan kişiler bozulan eşyalar için gönüllü onarım yapıyor. Örnek vermek gerekirse, terzi, marangoz, mühendis... Hiç- bir ücreti olamayan bu platformda arızalı bir oyuncak tren getirdiğinizde tamir edilmesi için yeni bir motora ihtiyacı varsa motoru sizden getirmenizi isteriz çünkü herhangi bir gelirimiz yok ve giderimizin de olmasını istemiyoruz” sözleriyle yaptıklarını anlatıyor.
İleri dönüşüm
Kolak, insanların bozulan cihazlarını atmadan önce iki defa düşünmeleri gerektiğini vurgularken yeni bir ürünün alınmasının tüketime teşvik olduğunu ve atık miktarını artırdığını söylüyor. Önceliğin onarım olması gerektiğini ifade eden Kolak, “Ülkemizdeki küçük esnafa da bunun katkısı olacaktır. Yırtılan bir ayakkabıyı atıp yenisini almak yerine ürünü ayakkabı tamirciliği yapan esnafa götürüp onarım yaptırılabilir. Böylece esnafa da katkı sağlamış oluruz” diyor. Gönüllü onarıcıya Repair Cafe’de her zaman ihtiyaç olduğunu belirten Kolak, “Geri dönüştürmenin maliyeti de en az üretim kadar maliyetli. Ürünleri yeniden kullanılabilir hale getirmeye çaba harcanmalı. Biz buna ileri dönüşüm diyoruz ve bunu savunuyoruz” diyerek isteyen herkesin buraya gelerek gönüllü olabileceğini de sözlerine ekliyor.
Tamiri seviyoruz
Repair Cafe’ye mahallede yaşayanlar, esnaflar, emekli insanlar, öğrenciler evde kullanmadıkları bozulan veya kırılan eşyaları tamir etmek için geliyor. Bu sayede yenisini almaya gitmektense onarılabilecek ürünler ile tüketime bir duvar örülüyor. Kolak, eskiyenin atıldığı bir toplumda olduğumuzu hatta bunun küresel bir problem olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sonlandırıyor;
“Hızlı tüketmeye bir şekilde alıştık, alıştırıldık. Her sene yeni bir modeli çıkan telefonlar, yeni model arabalar, yeni model beyaz eşyalar, mobilyalar... Modadan bahsetmek bile istemiyorum. Modanın olduğu yerde sürdürülebilir bir sistemden söz edilemez. Ama biz bir şeyleri tamir etmeye, belki lazım olur diyerek kenara atmaya daha yakın bir toplumuz. Eğer üzerine düşersek hızlı bir şekilde yol alacağımıza inanıyorum.”
Hikâye 2009’da başladı
Hollanda’da yaşayan Martine Postma ilk Repair Cafe’yi, Ekim 2009’da düzenledi. Eskiden her sokak arasında bulduğumuz onarımı gerçekleştirecek esnaflar gerek ekonomik gerekse sosyal sebeplerden dolayı gittikçe azaldılar ve sahneden çekilmek zorunda kaldılar. Repair Cafe bu durum üzerine farkındalık yaratarak onarılacak eşyası olanlara gönüllü onarım ustaları yardımıyla ücretsiz onarım hizmeti veriyor.