Ankara'dan AKPM'ye tepki: Terör örgütlerine hizmet eder

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Türkiye'yi yeniden denetim sürecine alan kararına ilişkin olarak "Bu haksız kararı şiddetle kınıyoruz" tepkisini gösterdi. AB Bakanı Ömer Çelik ise alınan kararın Türkiye gerçekliği ile bir alakasının bulunmadığını ileri sürerek, kararı tarihi bir hata olarak niteledi.

cumhuriyet.com.tr

<video:727844>

AKPM'nin Türkiye'yi siyasi denetim sürecine almasının ardından Dışişleri Bakanlığı'ndan ilk tepki geldi. "Bir grup Avrupalının ülkemize yönelik bu dışlayıcı, ötekileştirici kararı esasen siyasi bir operasyondur" denen açıklamada "Bu karar, başta FETÖ olmak üzere, sadece ülkemiz değil bütün Avrupa sistemine ve değerlerine tehlike oluşturan terör örgütlerine hizmet edecektir. Bu durum Türkiye’yi AKPM ile ilişkilerini gözden geçirmeye mecbur bırakacaktır" ifadelerine yer verildi.

AKPM, Türkiye kararını verdi... 13 yıl sonra bir ilk

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması şöyle:

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu’nun 25 Nisan 2017 tarihli oturumunda, 2004 yılından bu yana denetim sonrası diyalog sürecinde bulunan ülkemizin yeniden denetime alınması kararı verilmiştir. AKPM’de, izlenmesi gereken yerleşik usullerin dışında siyasi saiklerle alınan bu haksız kararı şiddetle kınıyoruz.

Ülkemiz PKK, FETÖ ve DEAŞ gibi en kanlı terör örgütleriyle aynı anda mücadele etmektedir. Anayasal düzenini ve ulusun varlığını hedef alan tehlikelere karşı, uluslararası yükümlülüklerine bağlı kalarak, gerekli ve orantılı tedbirler almaktadır. Bu bir devletin en temel ödevi ve meşru hakkıdır.

Türkiye’nin bir yandan 3,2 milyondan fazla mülteciye kucak açarken ve hain terör örgütleriyle mücadele ederken, aynı zamanda tüm Avrupa’nın ve yakın çevresinin güvenlik ve istikrarına katkı sağladığı unutulmamalıdır. AKPM’deki parlamenterlerin Türkiye’nin Avrupa’nın istikrar ve güvenliğine yaptığı bu katkıları görmezden gelen bu kararı esasen Avrupa’nın üzerinde yükseldiği ortak ve demokratik değerleri hiçe sayan, stratejik vizyondan yoksun basiretsiz bir tutumu yansıtmaktadır.

Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi olarak çağdaş Avrupa ideallerinin ve değerlerinin savunucusu ülkemizin AKPM'deki maksatlı çevrelerin ayak oyunuyla denetime alınması, demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden AKPM'ye yakışmamıştır. Bu maksatlı çevrelerin Türkiye karşıtlığında, günümüz Avrupasında şiddete varan şekilde yayılan yabancı düşmanlığı ve islamofobiye karşı ülkemizin adeta tek başına mücadele vermesi ve mazlumun yanında yer alması da önemli yer tutmaktadır. Sözkonusu çevrelerin etkisi, esasen, ülkemizdeki halkoylamasını gözlemlemeye gönderilen AKPM üyelerinin bazılarının terör örgütü sempatizanlarından seçilmesinde de görülmüştü.Denetime alma kararı bu ard niyetli grupların yeni bir oyunudur. İslamofobiyi, yabancı düşmanlığını körükleyen popülist yaklaşımların etkisinde, dar ve sığ iç siyasi saiklerle hareket eden bir grup Avrupalının ülkemize yönelik bu dışlayıcı, ötekileştirici kararı esasen siyasi bir operasyondur. Bu karar, başta FETÖ olmak üzere, sadece ülkemiz değil bütün Avrupa sistemine ve değerlerine tehlike oluşturan terör örgütlerine hizmet edecektir.

Türkiye AKPM’de bu kararı alan Parlamenterleri öncelikle aklı selime, ardından ilkeli bir tutum benimseyerek dünyanın ortak belası olan terör tehditiyle mücadele etmek üzere müşterek tedbirler almaya, yükselen yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobi sorunlarıyla samimi şekilde mücadele etmeye, iltica ve göç yönetimi konularında insan haklarını gözeten sorumlu bir duruş sergilemeye davet eder.

Denetim kararı Türkiye’nin, terörist darbe girişimi sonrasında Avrupa Konseyi ile kesintisiz yürüttüğü yapıcı ve samimi diyalog ve işbirliğini de gözardı etmiştir. Bu durum Türkiye’yi AKPM ile ilişkilerini gözden geçirmeye mecbur bırakacaktır.

AKPM'nin bu haksız, siyasi ve yanlı kararına rağmen, Türkiye, demokratik standartlara, insan haklarına ve bu alandaki uluslararası yükümlülüklerine bağlılığından ödün vermeden vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini geliştirme konusundaki kararlığını sürdürecektir.

AB BAKANI ÖMER ÇELİK: ALINAN KARAR TARİHİ BİR HATADIR

AB Bakanı Ömer Çelik ise AKPM'nin Türkiye'yi siyasi denetime alma kararına ilişkin, "O kadar şaşırtıcı şeyler var ki işkencenin Türkiye'de olduğundan, Çin'den daha fazla tutuklu gazeteci olduğundan, Türkiye'de tek adamlık rejimi olduğundan şimdiye kadar duyduğumuz tek yönlü kara propagandaların orada maalesef tartışma gündemi olması çok üzücü. Türkiye gibi büyük bir ülke değerlendirilirken bu derece bir  katılım ile bu konunun ele alınması da son derece yanlış. Adil olmayan haksız, yanlış bir karar. Alınan karar ile Türkiye gerçekliğinin bir ilgisi yok. Türk demokrasisine karşı hakkaniyetli olamayan  bir yaklaşım ürettiler. Ülkemize karşı sorumluluklarını yerine getirmek yerine, dışlayıcı bir tutum sergilediklerini  gösteriyor. AP, AKPM için de tarihi bir hatadır" dedi. 

AB Bakanı Ömer Çelik, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) Türkiye'yi siyasi denetime alma kararına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Tartışmaların hiçbiri Türkiye'nin gerçekleri ile örtüşmüyor. O kadar şaşırtıcı şeyler var ki işkencenin Türkiye'de olduğundan, Çin'den daha fazla tutuklu gazeteci olduğundan, Türkiye'de tek adamlık rejimi olduğundan şimdiye kadar duyduğumuz tek yönlü kara propagandaların orada maalesef tartışma gündemi olması çok üzücü. 

ADİL OLMAYAN HAKSIZ, YANLIŞ BİR KARAR

Bu karar alınırken doğru değerlendirmeler de yapıldı. Türkiye'nin orada dostları da var. Türkiye'nin Avrupa'nın ir parçası olduğunu şimdiye kadar Avrupa'nın gelişmesine, şekillenmesine büyük katkıları olduğunu söyleyen üyeler de oldu. Şaşırtıcı olan bir şey de şu; AKPM gibi bir kurulda bu üyelerin yarısının katıldığı bir toplantıda bu karar alınıyor. Türkiye gibi büyük bir ülke değerlendirilirken bu derece bir  katılım ile bu konunun ele alınması da son derece yanlış. Adil olmayan haksız, yanlış bir karar. Alınan karar ile Türkiye gerçekliğinin bir ilgisi yok. Son derece yanlış buluyoruz." 

"TÜRK DEMOKRASİSİNE KARŞI HAKKANİYETLİ OLAMAYAN  BİR YAKLAŞIM ÜRETTİLER" 

Çelik, "Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminden sonra en doğru değerlendirmelerden bir tanesini Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland yaptı.  'Bu darbe girişimi bir Avrupa ülkesinde, Avrupa demokrasisine karşı olmuştur' diye. Arkasından Türkiye, bütün dünyanın vicdanını temsil eden bir İnsan hakları sahiplenmesi içinde 3.2 milyon mülteciyi barındırıyor. Burada PKK, DEAŞ terör örgütü, PYD gibi pek çok terör örgütü ile mücadele ediyor kendi güvenliğini sağlamak için bu aynı zamanda Avrupa'nın da güvenliğini sağlıyor. Böyle bir ülkenin takdir edilmesi, teşekkür edilmesi lazımdı. Türkiye ile nasıl bir dayanışma içerisinde olabiliriz denmesi gerekirdi. Kısır döngü. Türk demokrasisine karşı hakkaniyetli olamayan  bir yaklaşım ürettiler" diye konuştu. 

"BEKLENTİMİZ ŞU; SAYIN JAGLAND'IN YAKLAŞIMINA UYGUN BİR ŞEKİLDE DOĞRU İŞBİRLİĞİ MEKANİZMALARI ÜRETMELERİDİR" 

Mülteci anlaşmasına ilişkin bir soruya Çelik şu yanıtı verdi:  "Burada iki tane konu var. Türkiye bu insani sorumluluğunu yerine getirmeye devam ediyor. Biz Ege'de onlar bu insani sorumluluklarını yerine getirmezlerse Ege'de bu işbirliği mekanizmasını zayıflatırız dediğimizde insan hayatı ile ilgili bir şantaj içinde bulunmuyoruz. Tam tersine insan hayatı ile  ilgili Türkiye olarak 3 milyon mülteciyi barındırarak bütün  dünyanın gözü önünde bu vicdani sorumluluğu temsil ediyoruz. Beklentimiz şu; sayın Jagland'ın yaklaşımına uygun bir şekilde doğru işbirliği mekanizmaları üretmeleridir. Türkiye gibi güçlü bir demokrasiyi bu kadar terör örgütü ile mücadele ederken bu kurumlar AP, AKPM olsun bunlar demokrasiye sahip çıkması gereken, politik kurumlar. Bunların politik işbirliği üretmesi lazım. Bunun yerine sadece tink tak kuruluşu gibi  dışlayıcı, ötekileştirici bir takım politika üretmeleri kimsenin faydasına olmaz. 

AP, AKPM İÇİN DE TARİHİ BİR HATADIR

Bu kadar zor koşullarda özgürlük, güvenlik dengesini güçlü bir şekilde koruyan bir ülke ile dayanışma üretilmesi gerekirdi. Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelede güçlü bir dayanışma gösterilmesi gerekirdi. İnsan hakları konusunda bu kadar mülteci barındırarak bütün dünyanın yapamadığını yapan bir ülkeye çok daha yüksek bir sesle teşekkür edilmesi gerekirdi. Şimdi yapılan şeyler, bu zor koşullardan demokrasimize, ülkemize karşı sorumluluklarını yerine getirmek yerine, dışlayıcı bir tutum sergilediklerini  gösteriyor. AP, AKPM için de tarihi bir hatadır. " 
    

BOSTANCI: HUKUK DEVLETİ OLMA KONUSUNDA EKSİKLİKLER OLABİLİR AMA...

AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise katıldığı CNN Türk yayınında, "Bu karar kesinlikle yanlış, haksız, hasmane bir karardır" dedi. Bostancı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ilişkin hususlar gerekçe gösteriliyor. Türkiye son derecede ilerleme sağlamış bir ülkedir. Hukuk devleti olma konusunda eksiklikler olabilir, ama bu hasmane bir tavır. Türkiye'yi tanımamaktan kaynaklanan bir süreç. Bu ülkede darbe girişimi yaşandığında, o gün bu ülkeler Türkiye'nin yanında olmadılar. "Bekleyelim bakalım ne olacak" dediler. Terör örgütlerine karşı devlet harekete geçmiş, bu her devletin yapması gereken bir şey. Darbe girişiminin ardından OHAL'e girilmiş, KHK'larla bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bu doğrultuda yargılamalar yapılıyor. Şimdi bunları gerekçe göstererek böyle bir karar alınması kesinlikle nesnel olmayan, kesinlikle hasmane bir siyasi anlayışın kararıdır."