Açlık grevinde 222. gün... Hastanedeki duruşmaya ret

Mahkeme 222 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen’in savunmasını almak amacıyla dün Numune Hastanesi’nde duruşma açtı. Gülmen yaşadığı olumsuz koşulları anlatarak “Bu şartlarda savunma yapmıyorum” dedi.

Alican Uludağ

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 222 gündür açlık grevinde olan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen’in “duruşmaya getirilmesi hayati tehlike doğrurur” raporu üzerine savunmasını almak amacıyla dün Numune Hastanesi’ne gitti. Mahkeme, Gülmen için mahkûm koğuşunda özel duruşma açtı. Tutulduğundaki olumsuz koşulları anlatan Gülmen ise, “Bu şartlar altında savunma yapmayı reddediyorum” dedi.

Açlık grevi yaparken tutuklanan Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın son duruşması, 28 Eylül’de Sincan Cezaevi’nde görülmüştü. Özakça, jandarma tarafından duruşmaya getirilerek savunmasını yapmıştı. Gülmen ise Numune Hastanesi’nin raporu üzerine duruşmada hazır edilmemişti.

Hastane: Getiremeyiz

Numune Hastanesi, 20 Ekim Cuma günü görülecek duruşma öncesinde mahkemeye gönderdiği yazıda, Gülmen’in gerekli sağlık ekipmanları kurulsa bile duruşmaya getirilmesinin hayati tehlike doğuracağını bildirdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, dün Gülmen’in tutulduğu Numune Hastanesi’ne gitti. Gülmen’in savunması için burada yapılan özel duruşmaya savcının yanı sıra, üç avukatı katıldı.

‘Bir deri bir kemik’

Cumhuriyet’e konuşan avukat Murat Yılmaz, Gülmen’in bilincinin açık olduğunu belirterek, “Konuşmasında sıkıntı yoktu. Ancak çok zayıflamıştı. Bir deri bir kemik kalmış şekildeydi. Ben en son 14 Eylül öncesinde görmüştüm. O zaman daha iyiydi. Ama şimdi daha kötü. Odası ışık görmüyor. Havalandırması yok. 24 saat ışık altında” dedi.

Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre Nuriye Gülmen, mahkeme heyetine savunma yapmayacağını bildirdi. Gülmen, özetle şunları kaydetti: “Ben aslında 14 Eylül’deki duruşmaya hazırlanmıştım. Ancak bu duruşmaya götürülmedim. Daha sonra gereği yokken Numune’ye getirildim. Onun için savunmam Sincan Cezaevi’nde kaldı. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum. Hem yoğun bakımda hem mahkûm koğuşuğunda 25 Eylül’den 13 Ekim’e kadar refakatçi olmadan tutuldum. Oysa bu devletin AİHM’ye taahhüdüne aykırıdır. Avukatlarımla ancak beşer dakika görüşebildim. Bu şartlar altında bir mahkûm hücresinde 24 saat ışık altında, dışarıyla hiçbir temasım olmadan tutuluyorum. Gece mi gündüz mü olduğunu ancak saate bakarak anlayabiliyorum. Güneş görmüyorum. Havalandırmaya çıkamıyorum. Bunlar da sağlığımı olumsuz etkiledi. Bu şartlar altında savunma yapamayacağım. Beni tahliye ederseniz mahkemeye gelir ifademi veririm ve neden aç kaldığımı, bu eyleme başladığımı anlatırım.”

Mahkemenin, bu özel duruşmada hiçbir karar vermediği ve ara kararlarını 20 Ekim’de açıklayacağı öğrenildi.