70 bin öğrenci hapiste

100 binden çok üniversite öğrencisi yargılanıyor. OHAL ile eğitim hakları ellerinden alınan bu öğrencilerin ders kitapları da yok, sınavlara girme hakkı da

Figen Atalay



Adalet Bakanlığı verilerine göre halen hapiste 70 bine yakın öğrenci var. Hüküm giydiği için okuldan atılmış, kaydını dondurmuş, tutuksuz yargılanan, zaten cezaevinde kalmış, uzun tutukluluktan serbest bırakılan ama yine her an cezaevine konulma riski bulunan binlerce öğrenciyi de bu sayıya eklediğimizde rakam 100 bini geçiyor. Hapisteki öğrenciler, OHAL nedeniyle ders kitaplarına ulaşamıyor, sınavlara giremiyor, üniversiteyi kazananlar kayıt yaptıramıyor. Eğitim hakları ellerinden alınan bu öğrenciler, eğitim yaşamlarına devam etmek istiyor. Cezaevindeki iki öğrencinin vasisi, 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Coğrafya bölümü öğrencisiyken tutuklanan ve 23 yıldır cezaevinde bulunan şair İlhan Çomak’ın görüşçüsü öğretim görevlisi İpek Özel, tüm Türkiye’yi dolaşarak, üniversite öğrencilerinin duruşmalarını izliyor, bu gençlerin, ‘adil ve tutuksuz yargılanma” hakkından yararlanmaları için uğraş veriyor. Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerinde 69 bin 301 öğrenci bulunduğuna ilişkin açıklamasına dikkat çeken Özel, “Bu eksik bir sayı. Cezaevinde olmayan, tutuksuz yargılanan her an içeriye alınabilecek çok fazla öğrenci var. 100 binin üzerinde öğrenci yargılanıyor. Yargılamanın nasıl başladığını incelediğinizde pek çok hukuksuzlukla karşılaşıyorsunuz. Bu öğrenciler, aylarca F tipi cezaevlerinde bekletilip sonra hâkim karşısına çıkartılıyor. Mahkemelerde son derece genç hâkim heyetlerince bağıra çağıra güya sorgulanıyor ve teknik olarak bile savunma hakları engelleniyor. Bu çok yüksek bir sayı. Neden bu kadar genç cezaevinde ve neden yargılanıyorlar? Bu ülkede 69 bin terörist genç mi var? Neden bu 100 bin genç, toplum için iyi insanlar olmaktan uzaklaştırılıyor. Toplum olarak o şansı ellerinden alıyoruz’’ dedi.

İsimsiz ihbarlar!

Bu gençlerin, “terör örgütü üyesi olmamakla beraber basın açıklaması okudu, parasız eğitim eylemine katıldı, piknikte halay çekti” vb gerekçelerle cezaevlerinde tutulduğunu anlatan Özel, şöyle devam etti: “Gizli tanık yetmiyormuş gibi şimdi de karşımıza ‘isimsiz ihbar’ çıktı. İsimsiz ihbar ne demek? Nasıl kendi kimliğini deşifre etmeyen bir insanın bu kadar ağır ithamlarda bulunmasına kimse bir şey demiyor? Üstelik bu ihbarlar en üst kademede mahkemelerce makbul kabul edilip öğrenciler ilk duruşmaya kadar bile aylarca içeride tutuluyor. Benim takip ettiğim yargılaması 3-4 yıla yayılmış , zaten delilsiz ve usulsüz başladığı için bir türlü çözümlenemeyen ama cezaevinde özgürlük bekleyen, okula gidemeyen, 20’li yaşlarını F tipinde ağır hükümlü koşullarında geçiren, tutukluluğu cezasını aşmış onlarca dava var. Belki husumeti var ihbar etti. Böyle bir ihbarla yıllarca cezaevinde tutulur mu bir insan? OHAL nedeniyle kitap yasağı var. Üniversite tutuklanınca disiplin ve uzaklaştırma cezası veriyor, hüküm giydiklerinde de atıyor. Onlar cezaevinde tekrar üniversie sınavına giriyorlardı, tüm olumsuzluklara rağmen kazanıyorlar OHAL’den dolayı kazandıkları üniversiteye kayıt yaptıramıyorlar o şansları da kalmadı. Belki suçsuz, aklanıp çıkacak öğrencinin üniversite hakkı elinden alınıyor.”

ŞAHİN'İN BAŞARISI

İpek Özel, Dicle Üniversitesi öğrencisi 13 gencin davasını anlatıyor: “Dava 2012’de başladı öğrenciler 5 yıla yakın cezaevinde kaldılar sonra uzun tutukluluktan tahliye aldılar. Hepsi bir hukuk klasiği olarak onu, bunu, şunu protesto etmekten, basın açıklaması yapmaktan, örgüt üyesi olma ithamıyla alıkonulmuştu. Tahliye sonrası sadece Şahin Tanrıkulu üniversiteye devam etti, geçen sene de mimar olarak mezun oldu ve bir onkoloji hastanesi projesinde çalışmaya başladı. Diğer gençler maalesef Şahin kadar güçlü olup okullarını bitiremediler. Kimi kayboldu, kimi sınır ticareti yapıyor. Onca umut, iyilik, potansiyel zedelendi. Düşünsenize böyle olmasaydı bu 13 genç insanın hayatları nasıl olabilirdi?”

Neler yaşıyorlar?

İpek Özel, cezaevlerindeki üniversite öğrencilerinin içinde bulunduğu zorlukları da şöyle sıraladı:

Sadece kendileri değil arkadaşları, aileleri üzerinde de travmatik etkileri var.

Birçoğu burslu ve bursları ellerinden gidiyor.

Cezaevleri çok kalabalık. 3 kişilik F tipi yerde 7-8 kişi, 10 kişilik L tipinde 20-22 kişi kalıyorlar. Yerlerde yatıyorlar, tuvaletler taşıyor.

Sürekli sürgün yiyorlar, bir ilden başkasına götürülüyorlar.

Çok disiplin cezası alıyorlar, infazları yanıyor.

Kitap, sınav hakları yok.

25 kat arttı

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin, “Ceza İnfaz Kurumlarındaki Öğrenci Mahkûmlar”a ilişkin önergesine, kısa bir süre önce Adalet Bakanlığı, “2016 yılı sonu itibarıyla toplam hükümlü ve tutuklu öğrenci sayısı 36 bin 33 ve bu kişiler lise ve dengi okullar, ön lisans ve lisans programlarına kayıtlı. Ayrıca açıköğretime kayıtlı toplam 33 bin 268 hükümlü ve tutuklu bulunuyor” yanıtını vermişti.

İlgezdi, hapishanelerdeki öğrencilerin karşılaştığı sorunları şöyle sıraladı:

Kayıtlarını yenilememeleri
Maddi imkânsızlıktan eğitim masraflarını karşılayamamaları.
Mahkûm oldukları için devam zorunluluğu olan derslere katılamamaları ve mazeretli kabul edilmedikleri için devamsızlıktan dersi geçememeleri.
Okuldan atılmaları.
Sınavlara götürülmeleri ve götürecek araçların temini konusunda yardım alamamaları.
Ring araçlarında yolculuk yapacak olan öğrencilerin sınavlara gidip gelebilmeleri için ücret ödemek zorunda olması.
Eğitim görecekleri üniversite ve okullardan uzakta, farklı illerdeki cezaevlerinde tutulmaları