5.2’lik kur kaybettirir

İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe: Uzun vadeli plan yapamıyoruz. Biz rekabet edeceğimiz, malımızı satabileceğimiz bir kur istiyoruz. Aksi takdirde herkesin kaybı olur.

Şehriban Kıraç

İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, döviz kuru seviyesinin ihracatçının para kazanağı ve hayatını sürdüreceği bir seviye olmadığına dikkat çekti. Gültepe, “Bütün maliyet hesapları, müşteriyle yaptığımız pazarlıklar ve fiyatları verdiğimiz kur seviyesi doların 6 TL, Avro’nun 7 TL ve Paund’un 8 TL olmasına yönelikti. Şimdi 5.2 TL’lik dolar kuruyla para kazanmak mümkün değil” dedi.

Hedef yüzde 10’du
Bu yıl 19 milyar dolar hazırgiyim ihracatı hedeflediklerini anlatan İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe ile ihracatçının sorunlarını ve sektörü konuştuk.

2018 sektör açısından nasıl geçti?
- Kötü bir yıl değildi. Ama yüzde 10 büyüme hedefine ulaşamadık ve yılı 17 milyar 642 milyon dolarla kapattık. Bir önceki yıla göre değer bazında yüzde 3.6, miktar bazında yüzde 7 artış oldu. Sektör olarak ihracatta ikinci büyük sektör konumumuzu devam ettirdik. Hedefe ulaşamamamızın ana nedeni 12’nci ayda Avrupa’ya yaptığımız ihracatın düşmesi. Avrupa’da kış geç geldi. Kalın dış giyim ürünlerini satamadık. Yılbaşına denk geldiği için de bazı siparişleri ileri tarihe ertelediler. İhracatımızın yüzde 75’i AB’ye. 2018 dalgalı bir yıldı. Özellikle ağustosta kurun yükselmesi başta hammadde enerji ve diğer maliyetleri çok yükseltti. Maliyet yapma noktasında sıkıntı yaşadık. Yurtdışı müşterilerimiz indirim istedi. Doların 2.5 ay 6 liranın üstünde kalması bize hem yeni maliyet yüklerken hem fiyat indirdik. O nedenle kilogram başına birim fiyatlarımız 2017’ye göre düştü. Ortalama 19 dolar olan birim fiyat 18 dolara geriledi.

 2019’a nasıl başladınız, hedefleriniz neler?
- Ocak ayı ihracatı yüzde 0.4 düştü. Geçen yıl ile başa baş. Kurların aşağıya hareket etmesiyle sektörün ihracatında hafiften bir yavaşlama görünüyor. Yılı yeni yatırımlar ve katma değerli ürünlerle yüzde 10 ihracat artışıyla kapatmayı planlıyoruz. 19 milyar dolar ihracat hedefi koyduk.
Kurdan rahatsızız

Şu anda kurun bulunduğu seviye sizi memnun etmiyor mu?
- Kurun bulunduğu seviye ihracatçının para kazanacak ve hayatını sürdüreceği bir seviye değil. Çünkü bütün maliyet hesapları müşteriyle yaptığımız pazarlıklar ve fiyatları verdiğimiz kur seviyesi doların 6 TL, Avro’nun 7 TL ve Paund’un 8 TL olduğu seviyedir. Ama kurda aşırı bir dalga var. şimdi 5.2 TL olan kurla para kazanmak mümkün değil. Bu sürdürülebilir değil. Parayı bulma ve finansa erişmede ciddi sıkıntı var, faizlerin geldiği seviye yüzde 20-25. Bir de sattığın ürünün fiyatında kura bağlı yüzde 15 gerileme var. Kurların bu seviyesi ihracatçılar açısında olumlu bir durum değil. Ücretlere yılbaşı olduğu için her firma enflasyon oranında zam yaptı. Asgari ücret arttı. Enflasyon oranında da kurun yıllık bazda artması lazım. Aksi halde herkes bundan zarar görür. Maliyeti kurtarma anlamında sürdürülebilir olmaz.

İhracatçılar aylık planla dönüyorlar

Kur dediğiniz seviyelere çıkar mı, bu yıl için var mı bir öngörünüz?
- Biz rekabet edeceğimiz, malımızı satabileceğimiz bir kur istiyoruz. Tabii ki kurun birden 6 liraya çıkmasını istemiyoruz. Ama kademeli şekilde oraya doğru hareket etmesi lazım. Türkiye’nin ithalat yapmadan ihracatının da büyüme şansı yok. Bizim sektörde yüzde 15-20 oranında ithalat var. Kimi sektörde yüzde 50. Her şeyin ani artışı ve düşüşü sıkıntı. Yıl ortalamasında kurun 6 TL’ye gelmesi lazım. Hemen yarın 6 TL olsun biz de istemeyiz. Ama bilmeliyiz ki kurlar yıl sonuna doğru 6 TL’ye yaklaşırsa biz de fiyat politikalarımızı stratejilerimizi ona göre planlarız. Aksi takdirde herkesin bundan bir kaybı olur.

Bu dönemde ve hareketli kur ortamında uzun vadeli plan yapabiliyor musunuz?
- Tabii ki yapamıyoruz. Daha kısa vadelerle dönülüyor. Çünkü kurun oturacak olduğu seviyeyi bilmediğimiz için çok uzun vadeli plan yapmak firmalara zarar verebilir. Aylık ya da maksimum 2 aylık planlarla planlarla dönüyoruz.

 

Oyunda ahenk olmalı

Yakın zamanda aralarında Collezione’nin de olduğu birçok büyük tekstil firması konkordato ilan etti, niye bu aşamaya gelindi?
- Özellikle mağazalaşma ve perakende sektöründeki sorunlardan kaynaklanıyor. Fizibilite çalışması yapılmadan çok fazla mağaza açanlar oldu. Herkes ayağını yorganına göre uzatmalı. İç piyasada satışlarda da düşüş yaşandı. Finansa ulaşma noktasında da firmalar sıkıntı yaşadı. Yüzde 25 faizle ekonomi dönmez.

Bankalarla bu sorunları çözmediniz mi, sürekli görüşüyorsunuz?
- Bir tahsilatım var, alamayınca gideceğim yer neresi, banka. Banka da bana kredi vermeyince, 1 yerine 3 teminat isteyince işi döndürme şansı yok. Bankalar firmaları biraz daha ortak olarak görmeli. Son 4-5 ayda maalesef bankalar çok fazla ihracatçıya yardımcı olmadı. Bu olmayınca da firmalar konkordatoya ya da farklı noktalara gidiyorlar. Oysa Türkiye üretirse bir noktaya gelebilir. Sektör bazlı stratejiler ortaya konmalı. En az 10 yıllık planlar yapılmalı. Burada ana rol devlete düşüyor. Tabii ki inşaat da, hazırgiyim de kimya da büyüsün. Birimiz oynarken diğeri düşmemeli. Karadenizliyim, horonda ahenk için herkesin ayağını yere aynı anda vurması gerekiyor. Herkes farklı oynarsa oyunun ahengi bozulur.

Kilogram başına birim fiyatlarını tekrar 19 dolara çıkarmanız ne kadar sürecek?
- Sözleşmeleri genelde 6 aylık bağlıyoruz. O fiyatlar ekim ve kasımda verildi. Siparişler yeni yapılıyor. Tahsilat şubat-nisan gibi gelecek ama bu paralardan ihracatçılar zarar edecek. Çünkü herkes kurun 5.8 TL olacağı varsayımıyla hesap yaptı. Ama önemli olan iki üç aylık zararlar değil, kurun nereye doğru gittiğini bilmek. Bilsek ki kur 2019’da 5.5 - 6 TL arasında gidecek ona göre stratejik plan yapılır. Bunu bilmediğin zaman plan yapılmaz. Sıkıntı buralarda. Kurda dalga çok yüksek.
Üretim cazip değil

 Hazırgiyim ihracatı son 4-5 yıldır hep 16-17 milyar dolarda kaldı?
- Üretim çok cazip bir alan olmadığı için kimse çok fazla yatırım yapmak istemiyor. Son yıllarda kâr çok düşük olduğu için kapasitede büyüme yaşayamadık. Mutlak suretle Marmara dışındaki yerlere yeni fabrikalar yapmak gerekiyor. Burada TOKİ bize ya yeni bina yapsın ya da devletin elindeki eski binaları fabrikalara dönüştürsün. Mevcut tesisleri de teşvik kapsamına almak lazım. Taşınma teşviki olmalı. Sadece yeni makinelere teşvik var. Sektörde kullanılan makinelerin yüzde 95’i ithal, eski makineye de teşvik olmalı.

Yeter ki kâr edilsin

-Hazırgiyim katma değeri yüksek bir sektör. Kilogram birim fiyatımız 18 dolarla üçüncü sıradayız. Birinci sırada mücevherat ikinci sırada savunma sanayii var.

-Türkiye son 10 yıldır fason yapmıyor. İhracatın yüzde 80-85’i kendi yaptığımız tasarımlar. Avrupa başkentlerinde tasarım ofislerimiz var.

-Türk markalarının yurtdışında 2 bin 500 civarında mağazası var.

-İnsanlar kazandıklarını kendi sektörlerine yatırsınlar.

-Bizim sektörde kârlılık yüzde 5 ile 10 arasında değişiyor. Yeter ki insanlar kâr edebilsin. Kâr ettiği sürece yatırıma devam eder.

-Büyüme, yatırım olmadan kimse mutlu olmaz. Mesela çocuk hep 3 yaşında kalsa olur mu? Evlensin şunu görelim denir. Şirket de böyle, o yüzden büyümeliyiz.

Ek istihdam tahmini 15 bin

Yeni yatırımlar için başka hangi adımlar atılmalı?
- Finansa kolay ulaşılırsa, hazırgiyimde yatırım yapılır. Ekim ayı itibarıyla TÜİK’e göre hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründe 515 bin çalışan var. Yatırımlar hayata geçebilirse bu yıl 10 -15 bin kişilik ek istihdam sağlanabilir.
Her şey düşündüğümüz ve planladığımız şekilde giderse ve kurlar istediğimiz seviyelerde olursa bunlar hayata geçer.

Ya bu dedikleriniz olmazsa, işten çıkarmalar hızlanır mı?
- Amaç mevcut çalışan sayısını korumak. Kurlar daha da aşağıya inerse o zaman olumsuz senaryo olabilir. Eğer Türkiye 10 büyük ekonomi arasına girecekse en az 300 milyar dolar ihracat yapılması gerekiyor. 2018’de 168 milyar dolar oldu.
Bu nedenle önümüzdeki yıllar üretim yılları olmalı, her sektörün kendi stratejik planlarını yaparak ihracata yönelmesi gerekiyor.