30 yaşındaki Hafsa, 10. denemede anne olmanın mutluluğunu yaşadı
Daha önce Somali’de 9 kez gebeliği olumsuz sonlanan Hafsa Ömer, Türkiye’deki tedavinin ardından anne olmanın mutluluğunu yaşadı. Anne Ömer, “Bebeğimi kucağıma aldığım için çok mutluyum” diyerek duygularını dile getirdi.
Sibel BahçetepeSomali'de yaşayan 30 yaşındaki Hafsa Ömer, daha önce 9 gebelik geçirdi ve bu gebeliklerden 7 tanesi gebeliğin ileri haftalarında son buldu, 2’si ise doğumdan hemen sonra yaşamını yitirdi. Ülkesinde yapılan tahlil ve tetkiklerin ardından “nedeni bilinmeyen gebelik kaybı tanısı” alan Ömer, tedavi için Türkiye’nin yolunu tuttu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır'a başvuran Ömer, burada yapılan tedavinin ardından geçen aylarda bebeği Roman’ı kucağına aldı. Anne Ömer, “Bu kadar olumsuz ve üzücü doğumlardan sonra tabii ki bebeğimi canlı bir şekilde kucağıma alabildiğim için çok çok mutluyum” dedi.
NADİR GÖRÜLEN DURUM
Türkiye’de sağlıklı bir kız çocuğu dünyaya getiren Hafsa Ömer, “Gebelikte kaybın birçok nedeni olabiliyormuş ama benim 9 gebeliğimde de sorunu saptayamadılar” dedi. Sorunun saptanamaması nedeniyle tedavi olamadığını anlatan Ömer, “Oradan bana nedeni bilinmeyen gebelik kaybı raporu verdiler ve onunla Türkiye'ye geldim Bu sefer oldu çok şükür” diye konuştu.
Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır ise anne karnındaki bebek kayıplarına birçok şeyin neden olabileceğini anımsatarak “Ama bu hastada saptanmış bir neden yok. Yani genetik problemler olabilir, pıhtılaşma problemi olabilir. Ama bu kadar kaybın üst üste aynı kişiye denk gelmesi çok nadir görülebilen bir durumdur” açıklamasını yaptı.
BİRÇOK NEDENİ OLABİLİR
Dr. Ağır, özetle şunları söyledi:
“Mesela tansiyon yüksekliğinden de bebek ölümü olabilir ancak takip ettiğim haftaya kadar tansiyonla ilgili bir sıkıntısı da olmadı. Elimizde net bir neden yok, zaten bana geldiğinde hamileydi. Somali’den elinde sadece bir kâğıtla geldi. Süreçle ilgili en zorlandığımız kısım buydu. Bu hasta ilk geldiğinde gerçekten psikolojik olarak kötüydü. Annenin bana sorduğu ilk soru ‘Kaç haftada doğarsa yaşar?’ sorusu oldu. Yani bebek yaşam sınırını geçer geçmez ‘al çocuğu içerden ölemesin’ demek istedi. İster istemez anne karnında bu kadar bebek kaybettiğinden her gün bebeğim ölecek korkusuyla yaşıyordu. Hastayı haftada iki defa görüyordum. Çocuğun iyi olduğunu görünce hem kendi psikolojim iyi oluyordu hem de anneyi rahatlatmaya çalışıyordum. Bazen iki, bazen üç sürekli buradalardı aslında. Hastayı çok sık gördüm. Sık takip ederek hem kendi psikolojimi korudum hem anneyi daha motive ettim. ”