ILO ev işçilerine yasal statü verilmesi çağrısı yaptı
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) güncel raporuna göre yüzde 70 oranında kayıt dışı işgücünün en geniş kesimini oluşturan ev işçilerinin yüzde 75’i kadınlardan oluşuyor.
Simay GözenerKimi mesleki eğitimi olmadığından kimi iş bulamadığından ev işçiliğine yönelen kadınlar, aile bütçesine katkı sağlarken sömürü düzeninin içine düşüyor. İMECE Ev İşçileri Sendikası, Ev İşçileri Dayanışma Sendikası, Hizmet İş Sendikası gibi sendikaların ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin çatısı altında haklarını arayan ev işçilerinin mücadelesi sonucu 2015’teki düzenlemeyle, bir ay içinde 10 gün ve üzerinde çalışan ev işçileri, uzun süreli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası kapsamına girdi. Bu sürenin altında çalışanlar ise sadece iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası kapsamına dahil edildi ve kişilere isteğe bağlı sigortalı olma hakkı tanındı. Fakat TÜİK verileri ve SGK istatistiklerine göre Türkiye’deki ev işçilerinin 2020’de yüzde 70’ten fazlasının bu haklara erişemiyor. Ev işçilerini örgütleyen sendikaların verdikleri tahmini sayılar ise ev işçilerinin yüzde 90’dan fazlasının sosyal güvenceden yoksun olduğu söylüyor.
189 sayılı ILO Sözleşmesi, ev işçilerinin diğer tüm işçilerle eşit çalışma koşullarına ve haklara sahip olması gerektiğini vurgulayan ilk uluslararası belge. Ancak Türkiye bu sözleşmeyi henüz kabul etmedi.
HİZMETÇİ DEĞİL, İNSANIZ
“Hizmetçi değiliz, insanız. İnsan gibi muamele görmek istiyoruz” diyen ev işçilerinden Sultan Altun Cevahir güvencesiz olarak 15 yıl çalıştığı ev işçiliğinin zorluklarını ve hak arayışını anlattı. Cevahir, “Yatılı çalışmanın maaşı gündüz çalışmaktan daha yüksek olduğundan 120 metrekare evimden çıkıp duvarlarla çevrili 1500 metrekare bir eve gittim. Size eve girdiğiniz andan itibaren her işi yapar gözüyle bakıyorlar, çok amaçlı işçi... Sigorta yerine maaşı biraz daha yüksek vermeyi teklif ederler. Bu yüzden pek çok kadın benim gibi sigortasız çalışıyor.”
Ev işçisi Sevgi Atmaca ise, “Güzel bir sitede oturan, arabası olan bir kadınken eşimin iflasıyla kuru ekmeğe muhtaç hale geldik. Ev işçisi olduğumu aylarca eşim de dahil herkesten sakladım. 12 yıl haftanın yedi günü gündüz ayrı, akşam ayrı işe gittim. Aileden gibi gördüklerini söylerler sigortanı yatırmazlar, yemeği dışarıdan sipariş ederler ücretten keserler. En kötüsü de evde bir şey kaybolduğunda hiç unutamayacağın o suçluluk duygusunu yaşatırlar. Ötekileştirilmeden, sigortalı çalışmak her çalışan gibi bizim de hakkımız” dedi.