Ekonomide 'sıcak para' tehlikesi! Yabancıların talebi doları nasıl etkileyecek?
Merkez Bankası 2024 yılı sonu enflasyon tahminini 36'dan 38'e yükseltti. Ekonomist Erhan Aslanoğlu bu hedefin gerçekçi olmadığını, enflasyonun yüzde 45'in üzerinde tamamlanma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. Aslanoğlu, hedefe ulaşmak için ekonomide daha sert bir daralmaya ihtiyaç olduğunu, bunun da Türkiye ekonomisi için risk oluşturabileceğini belirtti. Erhan Aslanoğlu, swap kısıtlamalarını gevşetileceğine yönelik beklentilere dair ise bu durumun döviz kurunda dalgalanmalara yol açabileceğini söyleyerek, "Swap kanalı volatiliteyi artırabilir. Kısa vadeli bakış açısıyla döviz yatırımı yapan yabancı yatırımcılar, yüksek getiri elde etmek için ani çıkışlar yapabilir" dedi.
Remzi AkkökMerkez Bankası'nın yılın ikinci Enflasyon Raporu sunumunda, enflasyon görünümüne ilişkin riskler ve hedefler üzerine birçok mesaj öne çıktı.
Merkez Bankası, 2024 yılı sonu enflasyon tahmini 36'dan 38'e yükseltilirken, üst bant 42 olarak sabit kaldı. 2025 ve 2026 tahminleri ise sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde korundu.
Ekonomist Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, enflasyon görünüme ilişkin değerlendirmede bulundu.
ENFLASYON HEDEFİ GERÇEKÇİ Mİ?
Enflasyon hedefinin oldukça iddialı olduğunu ve ilk aylarda yaşanan hedef şaşmasının endişe verici olduğunu belirten Aslanoğlu, Merkez Bankası'nın 2024 yılı sonu için belirlediği yüzde 38 enflasyon hedefinin gerçekçi olmadığını savundu.
Erhan Aslanoğlu, mevcut ekonomik dinamikler ve enflasyon seyri göz önüne alındığında, enflasyonun hedefin üzerinde, 45'in üzerinde bir seviyede tamamlanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu belirtti.
Yaz aylarında baz etkisinden dolayı enflasyonda bir düşüş beklendiğini, ancak bunun tek başına yeterli olmayacağını vurgulayan Ekonomist Erhan Aslanoğlu, hedefe ulaşmak için ekonomide daha sert bir daralmaya ihtiyaç olduğunu ve bunun da Türkiye ekonomisi için önemli bir risk oluşturabileceğini belirtti.
TASARRUF PROGRAMI İKİ AŞAMADAN OLUŞACAK
Kamu tasarruf programının detaylarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aslanoğlu, programın iki aşamadan oluşacağını öngördü.
Ekonomist Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, kamuoyuna sunulacak programın ilk aşamasında harcamalarda kısıtlamaya gidileceğini savundu. Bu kapsamda, acil olmayan ödeneklerin dondurulması ve yıl sonuna doğru kademeli olarak serbest bırakılması planlandığını söyledi.
Yaz aylarında ikinci aşamanın hayata geçirilmesi beklediğini söyleyen Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, bu aşamada, vergi gelirlerini artırmaya yönelik adımlar atılması öngördü.
Aslanoğlu, yeni vergi türü yerine mevcut vergilerin artırılması veya kayıt dışılıkla mücadelede daha güçlü adımlar atılması gibi seçeneklerin gündeme gelebileceğini belirtti. Ayrıca, konut sektöründe ikinci ve üçüncü konutlara vergi getirilmesi gibi uygulamalar da değerlendirilebiliceğini ifade etti.
"ANİ ÇIKIŞLAR OLABİLİR"
Merkez Bankası'nın döviz kuru politikasının daha net ve açık bir şekilde ortaya konması gerektiğini savunan Aslanoğlu, döviz kuru politikasının belirsiz ve muğlak olduğunu ve Merkez Bankası'nın kur beklentilerini kamuoyuyla paylaşması gerektiğini söyledi.
Bloomberg haberine göre, Türk yetkililer, Türk bankaların yurt dışı bankalarla yaptığı swap (döviz-TL takası) işlemlerindeki kısıtlamaları hafifletmek üzere çalışma yürütüyor. Swap limitlerinin gevşetilmesi, Türkiye'ye girişi istenen yabancı yatırımcıların ekonomi yönetimine sundukları temel talepler arasında yer aldığı belirtildi.
Ekonomist Erhan Aslanoğlu, swap kanalının açılmasının döviz kurunda volatiliteyi artırabileceğini, ancak asıl hedefin yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine uzun vadeli bakış açısıyla yatırım yapmasını sağlamak gerektiğini ifade etti.
Kısıtlamaların gevşetilmesinin olası etkilerine karşın Erhan Aslanoğlu şunları kaydetti:
"Swap kanalı açılsa da açılmasa da yabancı yatırımcının Türkiye ekonomisine bakış açısını ortaya ve uzun vadeye kaydırmak gerekiyor. Swap kanalı volatiliteyi artırabilir. Kısa vadeli bakış açısıyla döviz yatırımı yapan yabancı yatırımcılar, yüksek getiri elde etmek için ani çıkışlar yapabilir. Bu nedenle kur politikasını iyi yönetmek ve Türkiye ekonomisine uzun vadeli yatırım çekecek bir ortam oluşturmak önemli. Kısa vadeli portföy yatırımları ve sıcak para yerine doğrudan yatırımlar teşvik edilmeli."