'Öğretim üyesi başına 65 öğrenci düşüyor'

Türk Tabipleri Birliği (TTB), tabip odaları aracılığıyla iki hafta arayla tıp fakültelerindeki öğretim üyeleriyle bir anket gerçekleştirdi. Öğretim üyelerinin sorunlarını ortaya koymak ve çözüm üretmek amacıyla yapılan ankete 389 öğretim üyesi katıldı.

Merve Kılıç

Türk Tabipleri Birliği (TTB), tabip odaları aracılığıyla iki hafta arayla öğretim üyeleriyle bir anket gerçekleştirdi. Öğretim üyelerinin sorunlarını ortaya koymak ve çözüm üretmek amacıyla yapılan ankete 389 öğretim üyesi katıldı. TTB’nin anket sonuçlarına ilişkin hazırladığı raporda tıp ve tıpta uzmanlık eğitimi sistemine de dikkat çekildi. Rapora göre ankette yer alan “Eğitim programınız var mı? Neleri içeriyor?” sorusuna katılımcıların yüzde 84’ü “Seminer sunum saati” yanıtını verdi. Öğrencilerin, bulundukları tıp fakültesinde pratik eğitim verilen öğrenci sayılarına ilişkin soruya öğretim üyelerinin yüzde 74’ü “Eğitimin niteliğini etkileyecek ölçüde fazla” sözleriyle yanıtladı. Buna göre çalışmaya katılan dört öğretim üyesinden üçü pratik eğitimdeki öğrenci sayısını gereğinden fazla buluyor. “Bulunduğunuz anabilim/bilim dalında bir öğretim üyesi ortalama kaç uzmanlık öğrencisiyle ilgileniyor?” sorusuna gelen yanıtlara göre, bir öğretim üyesine düşen uzmanlık öğrencisi sayısı ortalama 5,5. Bazı anabilim dallarında ise öğretim üyesi başına 65 uzmanlık öğrencisi düşüyor. 

‘BİLİMSEL ÇALIŞMALAR DESTEKLENMİYOR’

“Hasta yoğunluğu, öğretim üyeleri için de bir sorun mu?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 74’ü “Evet” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 43’ü idare tarafından baskı altında hissettiğini ifade ederken, yüzde 85’i yaptığı işi ekonomik açıdan tatmin edici bulmuyor. Ayrıca ankete katılan 10 öğretim üyesinden 8’i, bilimsel çalışmalarının desteklenmediğini belirtti. Bilimsel araştırma için kendisine sağlanan koşulları ise 10 öğretim üyesinden yalnızca 1’i yeterli buldu. “Muayenehane veya özel hastane gibi seçenekleri düşünerek mevcut görevinizden ayrılmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna da katılımcıların yüzde 39’u “Evet” derken, yüzde 21’i  “Kararsızım” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 95’i de emekli maaş ve ikramiyesinin bekletilerine uygun olmadığını kaydetti. “Sizce genel olarak Türkiye’deki öğretim üyesi atamalarında liyakat aranıyor mu?” sorusuna da yalnızca 10 katılımcı, “Evet” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 74’ü ise hekimliği severek yaptığını belirtti. 

'SAĞLIK HİZMETLERİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR'

Raporda “Anketten de açıkça görüldüğü gibi ekonomik haklar, bilimsel çalışma, eğitim verme, sağlık hizmeti üretimi gibi konuların hepsinde çok ağır koşullara karşın öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun hekimlik mesleğini halen sevmesi umutları beslemektedir. Ancak Türkiye’deki sağlık ortamının hem bugünü hem de geleceğini şekillendiren en kritik unsurlardan olan öğretim üyelerinin üzerindeki siyasal, ekonomik, çalışma yükü gibi baskıların en aza indirilmesi sağlıklı bir gelecek için zorunludur. Bu baskı, hem eğitim niteliğini düşürmekte hem de sağlık hizmetlerinin etkinliğini olumsuz etkilemektedir” denildi.