İsrail’den Türkiye’yle ‘adım adım’ normalleşme mesajı
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Hayat, Türkiye-İsrail arasındaki normalleşme sürecini yeni bir aşamaya taşıyacak büyükelçilerin karşılıklı olarak atanması konusunda "şartların olgunlaşmasını” beklediklerini söyledi. Lior Hayat, “2018’deki gibi bir süreci yeniden yaşamak istemiyoruz" dedi.
Hüseyin Hayatseverİsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Hayat, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın davetiyle İsrail’i ziyaret eden bir grup Türk gazeteciye özel açıklamalar yaparak iki ülke arasındaki normalleşme sürecine ilişkin soruları yanıtladı.
İlişkilerde yaşanan normalleşme sürecinde büyükelçi atamalarının ne aşamada gündeme geleceğiyle ilgili bir soru üzerine konuşan Hayat, “Türkiye’yle ilişkilerde yaşanan yakınlaşmayı bir süreç olarak görüyoruz. Dolayısıyla (büyükelçilerin atanması konusunda) bu noktaya gelinmesi için ilişkilerde belli bir istikrarın sağlanması gerekiyor. (2018’de olduğu gibi) bulunulan girişimin boşa gitmesini istemiyoruz. Bu nedenle bir sonraki aşamaya geçecek adımın atılması için sürecin olgunlaştığını görmek istiyoruz” dedi.
"ADIM ADIM İLERLEMELİYİZ"
Hayat, “Türkiye-İsrail ilişkilerinde bahsettiğiniz istikrarın sağlanması neye bağlı?” sorusu üzerine ise şöyle konuştu:
“Geçmişte yaşadığımıza benzer bir durum yaşamadığımızı görmemiz gerekiyor. İsrail’de yaşanan bir gelişme üzerine her şeyde yeniden başa dönüldüğü 2018’deki gibi bir süreci yeniden yaşamak istemiyoruz. Bu yüzden güvenli bir şekilde ve adım adım ilerlemekte fayda var. İsrail, ilişkilerde istikrarın sağlanmasından yana, Türkiye’nin de aynı görüşte olduğunu düşünüyoruz."
Hayat, büyükelçilerin karşılıklı olarak atanmasının “her iki tarafın, birbirlerinden beklentileri konusunda ortak noktaya vardıklarında” gerçekleşeceğini belirtti.
"HAMAS KONUSUNDA DİYALOĞUMUZ SÜRÜYOR"
Normalleşme sürecinde İsrail’in en büyük önemi atfettiği Türkiye-Hamas ilişkileri hakkında da konuşan Hayat, İsrail’in Hamas’ı “İsrail’i yok etmeyi amaçlayan bir terör örgütü” olarak tanımladığını kaydetti. “Hamas’ı desteklemek, İsrail’de çatışmanın devamını desteklemek anlamına geliyor” diyen Hayat, “Türkiye’nin halihazırda Hamas’a destek verdiğini mi düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine “Türkiye ile İsrail arasında Hamas’ın İsrail’e tehdit oluşturan ve İsrail vatandaşlarının yaşamlarını tehlikeye atan eylemleri hakkında devam eden bir diyalog var” diye konuştu. Hayat, “Hamas konusunda Türkiye’nin atmasını beklediğiniz yeni adımlar bulunuyor mu?” sorusuna ise “Bazı meseleleri iki ülke hükümetleri arasında devam eden diyaloğa bırakalım. Biz, Türkiye’yi Ortadoğu’nun istikrarı için önemli bir ülke olarak görüyoruz. İsrail, Türkiye’yle ilişkilere büyük önem atfediyor. Türkiye’yle konuştuğumuz konular arasında Hamas konusundaki genel endişemiz ile İsrailli sivillere karşı Türkiye’de vuku bulabilecek Hamas etkinlikleri de bulunuyor” yanıtını verdi.
İsrailli Sözcü, “Hamas konusu, İsrail’in Türkiye’ye büyükelçi ataması üzerinde belirleyici bir konu mudur?” sorusu üzerine ise “Bu noktaya gelebilmemiz için daha önce de söylediğim gibi birçok meselenin halledilmesi ve ilişkilerde istikrarın sağlanması gerekiyor. İsrail bunu istiyor ve Türkiye’nin de bunu istediğini düşünüyoruz” diye konuştu.
ZİYARET TAKVİMİ BELİRLENMEDİ
Hayat, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun İsrail ziyaretinde açıkladığı İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyarete ilişkin ise “Lapid’in ziyareti için bir davet bulunuyor. Fakat ziyarete ilişkin henüz kesinleşmiş bir takvim yok” değerlendirmesi yaptı.
‘YUNANİSTAN VE GKRY İLE ENERJİ İŞBİRLİĞİ SÜRECEK’
Hayat, İsrail’le normalleşme sürecinde Türkiye’nin büyük önem verdiği enerji işbirliğine ilişkin de değerlendirmede bulundu. Halihazırda Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle (GKRY) mevcut olan enerji konusundaki yakın işbirliğinin, İsrail ile Türkiye arasındaki olası enerji işbirliğini nasıl etkileyeceği sorusu üzerine Hayat, “Türkiye’yle ilişkilerimizin gelişmesi, Yunanistan ve Kıbrıs (Rum Kesimi) ile var olan iyi ilişkilerimiz pahasına olmayacaktır. Enerji konusunda işbirliğimizin geliştirilmesi, uzun vadeli hedefleri olan yüksek bütçeli projelere dayanıyor. Daha önce de söylediğim gibi belli konularda daha yakın ve daha uzun vadeli işbirliği yapabilmemiz için ilişkilerde belli bir istikrarı sağlamamız gerekiyor. Tekrar vurgulamak gerekirse Türkiye’yle ilişkilerimizin yakınlaşması, Yunanistan ve Kıbrıs’la (Rum Kesimi) olan iyi ilişkilerimiz pahasına olmayacak” ifadelerini kullandı.
2018'DE NE OLMUŞTU: İsrail Dışişleri Sözcüsü Lior Hayat’ın “2018’in tekrarlanmasını istemiyoruz” dediği süreç, iki ülke arasında büyükelçilerin yeniden atanmasının hemen ardından yaşanan diplomatik krizi oluşturuyor. 2010’daki Mavi Marmara kriziyle tarihinin en büyük gerilimi yaşayan Türkiye-İsrail ilişkileri, 2016’da yumuşamış ve karşılıklı büyükelçiler atanmış ancak 2018’de ABD’nin İsrail’deki elçiliğini Kudüs’e taşıma kararının sonrası yaşanan gerilimde Türkiye, Tel Aviv’deki büyükelçisini Ankara’ya çağırmış ve İsrail’in Ankara’daki büyükelçisinin de ülkesine dönmesini istemişti. O tarihten bu yana diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesinde sürdürülüyor.
AKİLE SORUŞTURMASI SONUÇSUZ
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Hayat, Türk gazetecilerin El Cezire muhabiri Şirin ebu Akile’nin 11 Mayıs’ta Cenin Mülteci Kampı’nda vurularak öldürülmesiyle ilgili sorularını da yanıtladı. Akile’nin ölümünü “büyük bir trajedi” olarak nitelendiren Hayat, “İsrail, bu olayın gerçekleştiği andan itibaren bu olayı soruşturmaktadır. Akile’nin ölümüne yol açan ateşin nereden açıldığını söylemenin eldeki kanıtlarla mümkün olmadığını açıklamıştık. Maalesef Filistin Yönetimi, Akile’nin öldürülmesinden dakikalar sonra bu konuda ellerinde herhangi bir kanıt olmadan İsrail’i suçladı, fakat buna dayanak oluşturabilecek herhangi bir kanıtı bizimle ya da başkalarıyla paylaşmadı” dedi.
Akile’nin İsrail ordusuna mensup bir asker tarafından vurulmuş olabileceği olasılığını dışlamadıklarını söyleyen Hayat, “Eğer Akile İsrail güçleri tarafından vurulmuş olsa bile kasıtlı olarak vurulmadığını, gazetecilerin İsrail ordusu tarafından hedef alınmadığını da vurguladık. Orası bir çatışma bölgesiydi, çatışma bölgesinde bazen bir askerin kendi silah arkadaşını vurduğu durumlar dahi yaşanabiliyor. Fakat olayın olduğu andan itibaren Filistin yönetimi olayla ilgili ellerindeki bilgileri paylaşmayı reddetti” diye konuştu.
Hayat, Akile’nin ölümü konusunda uluslararası bir soruşturmaya ihtiyaç bulunmadığını, Filistin Yönetimi’nin Akile’nin vücudundan çıkan mermi çekirdeğini balistik inceleme için İsrail’e ya da üzerinde anlaşılan üçüncü bir ülkeye teslim etmesi durumunda olayın aydınlanacağını söyledi.
Hayat, Akile’nin tabutunun cenaze töreni için hastaneden kiliseye götürülmesi esnasında İsrail polisinin tabutu taşıyanlara uyguladığı şiddetle ilgili ise “Bu tür durumlarda polisin görevi, aşırılık yanlılarının olaya müdahil olmasını engelleyip cenaze töreninin gerçekleşmesini sağlamaktır. Böyle olmasını istemezdik. Fotoğraflara yansıyan görüntülerin ağırlığını anlıyoruz. Bu nedenle polis, cenazede yaşananlar hakkında bir soruşturma başlattı” açıklamasında bulundu.