Demans için iki yeni risk faktörü ortaya çıktı: 'Görme kaybı ve yüksek kolesterol...'
University College London araştırmacıları tarafından yürütülen yeni bir çalışmada, Alzheimer hastalığı için iki yeni risk faktörü ortaya çıktı.
Dış Haberler ServisiAraştırmacılar tarafından demans üzerine yapılan bir çalışmada, tedavi edilmemiş görme kaybı ve yüksek LDL kolesterol seviyeleri, yaygın bunama türünün gelişme şansının daha yüksek olmasıyla ilişkilendirildi.
University College London'dan araştırmacıların yürüttüğü çalışma, 10 Ağustos'ta Lancet dergisinde yayımlandı.
Görme kaybı ve yüksek LDL kolesterol, araştırmacıların daha önce 2020'de belirlediği 12 risk faktörü listesine katılıyor. Bu 12 faktör işitme kaybı, düşük eğitim, sigara, hipertansiyon, obezite, fiziksel hareketsizlik, depresyon, diyabet, aşırı alkol tüketimi, hava kirliliği, travmatik beyin hasarı ve sosyal izolasyondur.
İki yeni risk faktörünü belirlemek için araştırmacılar, görme kaybı ve yüksek kolesterol üzerine yakın zamanda yapılan düzinelerce çalışmayı analiz etti. Araştırmacılar, toplam 14 faktörün küresel olarak demans vakalarının yaklaşık yarısından sorumlu olduğunu ve bu faktörlerin ortadan kaldırılmasının potansiyel olarak birçok vakayı önleyebileceği anlamına geldiğini belirtti.
Birleşik Krallık'taki Alzheimer Derneği'nin baş politika ve araştırma sorumlusu Fiona Carragher, şunları söyledi:
“Alkol tüketimi ve fiziksel egzersiz gibi bazı demans risk faktörleri yaşam tarzınızı değiştirerek yönetilebilir, ancak birçoğunun toplumsal düzeyde ele alınması gerekir. Sosyal izolasyon, eğitim eşitsizlikleri ve hava kirliliği bireylerin kontrolü dışındadır ve halk sağlığı müdahaleleri ile hükümet ve endüstri arasında ortak eylem gerektirmektedir.”
Nörolog Dr. Earnest Lee Murray, “Lancet'teki çalışma, genellikle beslenme ve yaşam tarzı seçimleriyle ilişkili olan daha yüksek LDL (kötü kolesterol) seviyelerinin demans süreci geliştirme şansıyla daha fazla ilişkili olduğunu göstermektedir. Genetik faktörler yüksek LDL seviyelerinde rol oynayabilir, ancak bu hastalarda bile diyet değişiklikleri faydalı olabilir” dedi.
“KALP İÇİN SAĞLIKLIYSA BEYİN İÇİN DE SAĞLIKLI...”
Beynin “çok damarlı bir organ” olduğunu ve bunun da kalple yakından bağlantılı olduğu anlamına geldiğini belirten Murray, “Hastalarıma her zaman 'Kalp için sağlıklıysa beyin için de sağlıklıdır' derim. Bu sadece düşük yağlı/düşük kolesterollü diyetler gibi diyet değişikliklerini değil, aynı zamanda sigara ve alkolü bırakma gibi yaşam tarzı değişikliklerini de içerir” diye konuştu.
Akdeniz diyetinin demansın başlangıcını geciktirmede faydalı olabileceğine dair kanıtlar olduğunu da söyleyen Murray, “Düzenli egzersiz vasküler açıdan faydalıdır ve zihinsel açıdan da yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.
Murray'e göre, bilişsel olarak uyarıcı faaliyetlere katılmanın da potansiyel bunama başlangıcını geciktirdiği biliniyor.
Murray, “Hastalarıma, ister bulmaca çözmek ister zorlu kitaplar okumak olsun, bilişsel açıdan zorlayıcı ve keyif aldıkları bir aktivite bulmalarını söylüyorum. Bu faaliyetler bilişsel yeteneklerin daha yüksek seviyede kalmasını sağlayabilir ve bunamanın başlamasını geciktirebilir” dedi.