Soyut ama canlı bir müzik evreni
“Warrior” ve “Breathing” gibi hit şarkılarıyla tüm dünyanın kulaklarına çalınan Oscar And The Wolf sonunda İstanbul’da.
Orhun AtmışAlternatif müziğin farklı unsurlarını bir araya getirerek kendine özgü bir tarz yaratan ve böylece dünya çapında bir şöhret edinen Belçikalı müzisyen Max Colombie veya tüm dünyanın bildiği adıyla “Oscar And The Wolf” uzun bir aranın ardından yeniden İstanbul’da sahne alıyor. 29 Haziran’da İstanbul Maximum Uniq Açık Hava’da yapılacak olan “Live From Fest İstanbul” etkinliği için sahne alacak olan dünyaca ünlü müzisyenle güncel çalışmaları hakkında konuştuk.
- Son albümünüz "Afterglow" büyük beğeni topladı. Sesler ve vokaller açısından çok olgundu, izleyiciyle nasıl iletişim kurulacağını biliyordu ve aynı zamanda çok güçlü sözlere sahipti. Peki geçen sürede geriye dönüp baktığınızda yaptıklarınızdan memnun musunuz?
Müzikte her zaman sevdiğim şeyleri yapabildiğim için çok şanslıydım. En sevdiğim şeyi yani müzik yaparak yaşamayı sürdürmek için hiçbir zaman taviz vermek veya belli bir kalabalığı memnun etmek zorunda kalmadım. Bu yüzden bunun için çok minnettarım diyebilirim.
- Şarkı sözleriniz yıllar geçtikçe marş gibi bir hal alıyor ve son tekliniz "Angel Face" ile 2022 hitiniz "Savaşçı"da bu özellik çok önde. Bir keresinde müziğinizi "Yetişkinler için Disney müziği" olarak tanımlamıştınız. Bu bir şaka mıydı bilmiyorum ama her izleyicinin eşlik edebileceği şarkı sözlerinin nasıl yazılacağını açıklamanın iyi bir yolu gibi de düşündüm.
Çok fazla -beatnik benzeri- metaforik bir şekilde yazmaya alışkınım. Bu alışkanlığım, dinleyicinin de yansıtabileceği daha soyut ama canlı bir görsel evren yaratmamı sağladı. Müziğimde düş gücü ve yorum büyük önem taşıyor. “Angel Face” ile durumu tersine çevirdim ve daha otobiyografik olmak ve ayrıntılı bir öykü anlatmak için gerekli olan anlatısal bir yazma tarzına yaklaştım.
- Sahne isminiz ve kişiliğiniz "Oscar And The Wolf", müziğinize ve müziğe karşı tutumunuza doğrudan bir gönderme. Peki sahne dışındaki kişiliğinizi nasıl tanımlarsınız?
Evde kedilerle birlikteyken Oscar And The Wolf kişiliği dışarıda kalıyor. Bireysel arzularıma göre müzik yazıyorum ama sahneye çıktığımda neredeyse gerçeği kontrol edebilecek karanlık bir prens gibi davranıyorum.
YÜKSEK BİR GÜCÜN ARACISI
- Müziğinizi “sinematik müzik” olarak nitelendirebilirim (bunu bir iltifat olarak da alabilirsiniz), pozitif enerjilerle dinleyiciye sürekli duygular yaşatıyor. Yani duygularınıza karşı dürüst olduğunuz ve melodilerinizin yarattığı ortamın bu duygulara tam olarak uyduğu anlamına geliyor. Peki bu dürüst duyguları nasıl betimleyip melodi haline getiriyorsunuz?
Duygularla dolduğumda sanki evren beni masamın arkasına koyuyor ve müziği benim için yazıyormuş gibi oluyor. Sanki ben bir tercümanım veya daha yüksek bir gücün aracısıyım, böylece ses gibi bir şeye çevrilmesi gereken bazı duygular var olabiliyor. Bu, neden yaptığımın yanıtını bilmeden gelen bir içgüdü.
- Son tekliniz “Somebody Without You” hakkında neler söylersiniz?
Hayatta o kadar çok kötü şeye bağımlıydım ki sonradan bir insana da bağımlı olduğumu fark ettim. Bu bana kimliğimi o kişiye bağladığımı ve bu şekilde kim olduğumu gözden kaçırdığımı hissettirdi. Şarkıyı da bu duygularla birkaç dakika içinde yazdım.
- Türkiye'de, sizin gibi uluslararası bir müzisyen olmak için çalışan pek çok genç müzisyen var. Onlara tavsiyeniz ne olurdu?
Oraya ulaşmanın pek çok yolu var ama önemli olan ve işe yarayacak tek yol sizin yolunuzdur.
- Kariyerinizle ilgili gizli bir hayaliniz, hedefiniz var mı?
Müziğimle insanların zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olabildiğimi bilerek hayatıma dönüp bakmayı çok isterdim.
‘TÜRKİYE İKİNCİ EVİM’
- Türkiye'nin farklı yerlerinde farklı zamanlarda konserlere gittiniz. Türk dinleyicilerin müziğe olan tutkuları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Türkiye'de en çok nerede olmayı seviyorsunuz?
Ülkenizle ilgili sevdiğim şey Türk hayranlarımın bir performansı nasıl özümseyeceklerini bilmeleri ve anı gerçekten dolu dolu yaşamaları. En sevdiğim yer İstanbul’da Boğaz’a yakın şirin herhangi bir restoran olabilir. Türkiye benim ikinci evim, gerçek bir cennet.