Oynama, kendin ol!
Dünyaca ünlü Türk kökenli müzisyen Nilüfer Yanya yeni albümü “My Method Actor” ile kendine ve köklerine yaklaşma sürecini ele alıyor.
Deniz ÜlkütekinMüzik dünyasında artık Nilüfer Yanya ismini bilmeyenlerin sayısı çok az. İsmi Türk pop müziği efsanesi Nilüfer’den gelen, Türk bir baba ve İrlanda/Barbodos asıllı ebeveynlerin kızı olarak sanatla iç içe bir ailede büyüyen Nilüfer Yanya dünyada olduğu kadar Türkiye’de de büyük bir hayran ve takipçi kitlesine sahip.
İki yıl önce yayımladığı “Painless”ın ardından yeni albümü “My Method Actor” 13 Eylül’de çıkacak olan Yanya ile müzikal ve aile köklerine uzanan bir söyleşi yaptık.
- Önceki albümünüz “Painless” sizde nasıl duygular bıraktı?
“Painless”, insanların şarkılarla gerçek bağlarını görmemi, şarkı yazma zanaatını daha derinden takdir etmemi sağladı ve bende gerçekten olumlu bir iz bıraktı. İnsanların müzikle ne kadar bağ kurduğunu gördüm ve bu beni “My Method Actor” için de benzer şekilde çalışmaya gerçekten teşvik etti.
- Dediğiniz gibi kısa süre sonra "My Method Actor" albümüyle karşımızda olacaksınız.
Evet neredeyse dış dünyadan soyutlanmış biçimde yaptığım bir albüm oldu. Yapımcı Will Archer ve ben tüm albümü birlikte yazdık ve süreci sulandırmamak adına başka kimseyle çalışmamaya karar verdik. Bu biçimde birlikte çalışmanın müzikal açıdan birbirimize olan güvenimizi gerçekten gösterdiğini düşünüyorum. Kendimizi dış görüşlerden uzak tutmalı ve iyi olduğunu düşündüğümüz şeyi yaratmalıydık. Bunu da yaptık.
- Halihazırda yeni albümden dört yeni tekli yayımladınız ve bunlardan biri de albümün ismine benzeyen "Method Actor". Şarkı sözleri açısından metot oyunculuğu tekniklerini gerçek yaşam ilişkileri için referans aldığınızı fark ettim.
Evet "Method Actor" albümün çıkış parçası. Albüme adını verirken şarkının kendisinden esin aldım. Metot oyunculuğunun ardındaki teori ile müzisyen/sanatçı olarak yaşamımla olan ilişkim arasında ilginç bir paralellik olduğunu fark ettim. Şarkı yazarken ve icra ederken her zaman hafızadaki yerlerden yazarız, yöntem oyunculuğu da aynıdır.
Oyuncuların inandırıcı bir performans yaratmak için karakterle ilişki kurmalarına yardımcı olan önemli anılardan çıkarım yapma yöntemidir. Bunu artık rol yapmadıkları gerçekten o karakter oldukları dereceye kadar yaparlar. Bunun yazmak ve rol yapmak açısından benzer olduğunu düşünüyorum çünkü herhangi bir şey hakkında yazmayı seçebilirsiniz ancak şarkıyı anlamlı kılmak için içimizde zaten bir anlamı olan şeyler hakkında yazıyoruz. Aynı şey performans için de geçerli. Ayrıca "artık oyunculuk yapmamak, sadece olmak" fikrine de yaklaşıyorum. Benim için de içine girebileceğim bir karakter yok ve her performans sergilediğimde, performansı iyi kılmak için daha fazla kendim olmam gerekiyor.
CESUR VE DOĞRUDAN
- Bence "Call it Love" ve "Like I Say", önceki albümleirniz "Miss Universe" veya "Painless"ın şarkılsrı olsaydı, olasılıkla daha buğulu şarkılar olurlardı. Ancak ikisi de daha cesur ve doğrudan bir vokale perdeyi aralıyor ve bu vokallerin ardından enstrümanlar daha sağlam yürüyüş ve tınılarla geliyor.
Sanırım daha önce üretim biçimimde ne kadar dikkatli olduğumun farkında değildim. Müziğimi her zaman olduğundan biraz daha cesur ve doğrudan duydum ve sanırım artık gerçekten kafamda duyduklarımla plakta yer alan şeyler arasında bağlantı kurmaya başlıyorum.
- "Call It Love" tanıtımı için sizden şöyle bir alıntı yapılmış: "İçgüdülerinize tamamen güvenmek belli bir cesaret gerektirir." Kişisel içgüdülerle baş etmek bence çok fazla zaman ve odaklanmayı gerektiriyor.
Evet ve ilk başta bunun neden önemli olabileceğini anladığınız o noktaya varmak için gereken tüm yolculuk var. Sanırım çocukken hepimiz içgüdülerimize daha çok bağlıyız ve biraz büyüdükçe onlara karşı garip bir iç isyan duyuyoruz. sonra bir noktada sanırım yavaş yavaş bir geri dönüş başlıyor?
- Şunu mu söylüyorsunuz: "’Painless’ harikaydı ama daha fazla cesaretle daha büyük olma potansiyeli vardı ve ‘Method Actor’ en iyisi olacak."
Evet! Eh, hepsinden iyisi değil! Ama şu ana kadarki en iyim. (Gülüyor) Bence “Painless” bu albüm için bir hazırlık gibiydi ve her ikisinin çalışma sürecinin de birbirinden ayrılmaması gerekir diye düşünüyorum.
- Günümüzde müzisyenler, şarkıları için TikTok'ta oalsı viral bölümler yapmak gibi baskılarla uğraşmak zorunda. Var olan müzik sektörünün ortam ve koşullarını nasıl yorumluyorsunuz?
Sadece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Sosyal medya bu kadar önemli olmadan önce doğduğuma mutluyum.
- Bir süre İstanbul'da yaşamak istediğinizi ve Türkçe dersleri aldığınızı söylemiştiniz. Peki bireysel kültürel mirasınızın ne kadar derinliklerine indiniz?
Son zamanlarda kötü bir öğrenciydim! Ama sürekli aklımda olan bir şey. Heyecan verici bir süreç çünkü yaşamınızın başka bir bölümünü keşfetmek gibi. Umarım kendimi toparlayabilirim ve yapacağımı söylediğim şeyleri gerçekten yapabilirim. Çok geçe bırakmak istemiyorum.
AİLEYLE BİRLİKTE
- Küçük kız kardeşiniz Elif, bildiğim kadarıyla bazen turneye geri vokal olarak katılıyor ve ablanız Molly de müzik videolarınızı yönetiyor. “MY Method Actor”de bu birliktelik sürecek mi? Aile üyelerinin desteğiyle müzik yapmanın avantajları nedir?
En büyük avantajı birlikte daha fazla zaman geçirebilmemiz. Her şey bir araya geldiğinde, başka hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak bir "birliktelik" duygusuyla baş başa kalırsınız. Sanırım çok yakın büyüdüğümüz için birlikte bir şeyler yapmamak bize zor geliyor. Birlikte büyümeye devam etmek ve bunu sadece çocuklukta bırakmamak gerçekten çok güzel.