Elvin Levinler: 'Bedeninize güvenin ve onu sevin'
YouTube kanalında yogayı milyonlarla buluşturan Elvin Levinler’le Dünya Yoga Günü’nde buluştuk.
Zeynep ÇamGündelik yaşamın koşturmacası içerisinde biraz mola vermek, nefes almak ve mutlak hissi yakalamak için pek çoğumuz yogaya başvuruyoruz. Bedenimizin tüm yorgunluğuna karşın belki de yogayla birlikte ruhumuza şifa oluyoruz.
21 Haziran Dünya Yoga Günü’ydü. Sosyal medyadaki geniş takipçi kitlesiyle tandığımız gezgin ve influencer Elvin Levinler, bu yoğun yaşamın içinde yoga ile nasıl arındığını anlatıyor bizlere ve ekliyor: "Bedeninize güvenin, onu sevin ve hissettiklerinize odaklanın."
- Oyunculuk kariyerinden influencer'lığa ardından gezginliğe ve son olarak "Elvin ile Yoga"ya... Bu süreç nasıl ilerledi? Yoga ile nasıl tanıştın?
Bu süreci “oradan oraya” dan ziyade “her şey aynı anda” diye tanımlamam daha doğru olur aslında. Hiçbirini önceden planlamamıştım. Hatta 10 yıl önce sorasınız aklımın ucundan geçmeyen şeyler bugün hem mesleğim hem de yapmaktan en keyif aldığım şeyler haline geldi. Seyahat etmek üniversite yıllarımdan beri benim için bir tutku. İçimde kurulu bir saat illa ki gitmeli, görmeli, deneyimlemeli…
O zaman biriktirdiğim tüm parayı hep seyahat etmek için harcadım. Yogayla da bu seyahatlerden birinde tanıştım. 2008 yılında gönüllü olarak sokak çocuklarına İngilizce öğretmek için Hindistan’a gitmiştim. Burada çocuklara İngilizce öğrettim, onlar da beni yoga ile tanıştırdılar. Daha sonra yoga eğitmenliğimi aldım ve milyonlarca öğrencim oldu ama bugün hâlâ o çocuklar aklımda, onlara minnettarım. Oyunculuk ise üniversiteden mezun olduktan sonra “biraz para biriktiririm” diye bir diziye girmemle başladı. Fakat hayalim oyuncu olmak değildi. “Keşke bir karakteri canlandırmak yerine kendim olabilsem” derken sosyal medyada özgürce paylaşımlar yaptıkça kendiliğinden büyüyen bir kitlem ve yeni bir mesleğim olmuş oldu.
- Yoga hayatını nasıl etkiledi? Yogadan "önceki/sonraki hayatım" gibi bir değişim oldu diyebilir misin?
Yoga sadece matın üstünde değil her gün beni ve hayatımı etkilemeye devam ediyor. Zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak daha güçlü, esnek ve dengeli hissediyorum. Düşünülenin aksine pratiği iyi hissetmek için değil hissetmek, bazen korkularımla yüzleşmek, güçlü ve zayıf yanlarımı görmek ve olanı kabul etmeyi öğrenmek için yapıyorum.
- Gezgin bir influencer'sın, seyahatlerinde yoga düzenini nasıl oturtuyorsun?
İşimle birlikte seyahatlerim arttığında yogaya uzunca bir süre devam edemedim. Her şey çok yeniydi; işim, evliliğim, seyahatte içerik çekmek, marka işbirlikleri ve sürekli yer değiştirmek... Yoga düzenim yoktu, olmadığı için de kendimi kötü hissediyordum. Pandemide her gün düzenli pratik yapmaya başladım. “Elvin ile Yoga” kanalında canlı yayında binlerce kişiyle aynı anda pratik yapıyor üzerine kendi pratiğime devam ediyordum.
Dünyanın neresinde uyanırsam uyanayım hem ruhum hem bedenim pratiğe ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden sanıyorum valizimi hazırlarken içine ilk seyahat matımı ve taytlarımı koyuyorum. Tabii ki dönem dönem, belki yorgunluktan belki ruhsal karmaşadan dolayı pratik yapmak zor geliyor. Böyle zamanlarda kendimi zorlamıyorum. Bedenimi dinliyorum, onun bir bildiği kesin vardır. (Gülüyor)
- Bu tempoda bir de YouTube kanalında düzenli olarak içerik yayınlıyorsun? Arkada sana yardım eden bir ekip var mı?
“Elvin ile Yoga” YouTube kanalım benim için çok kıymetli çünkü orada çok güzel bir ailemiz var. Hiç görmediğim, bedenlerine dokunup düzeltemediğim öğrencilerimin gelişimlerine tanıklık etmek, onlarla sohbet etmek, bu iletişimi sürdürmek benim için büyük bir enerji kaynağı. Bazen dışarda öğrencilerimle karşılaşıyorum, onların deneyimlerini dinlemek, örneğin emekli bir çiftin “Kızım biz seninle karı koca yogaya” başladık demesi o kadar kıymetli ki.
Çoğu içerik üreticisi arkadaşımın kanallarının yönetimi için bir ekibi var evet. Sadece “Elvin ile Yoga” kanalı değil, dört Youtube Kanalı ve tüm Instagram projeleri için toplamda 3 kişilik dev bir ekibiz. Zaten hep diyorum, hayattaki en büyük şansım eşim Bülent, o olmasaydı böyle bir maceraya atılamazdım. Tüm çekimlerimizi o yapıyor, montajları ben yapıyorum. Bu şekilde kendi ritmimizde çalışmayı daha çok seviyoruz.
- Peki hayat düzenini nasıl oturtuyorsunuz? Sürekli seyahat etmek yorucu olmuyor mu? Ya da kurulu bir düzenin var mı veya olmasını ister miydin?
Kalbin neredeyse evin oradadır. Bizim düzenimiz de sürekli yolda olmak. O kadar alıştık ki! Tabii ki fiziksel yorgunluklar olabiliyor, ama ruhsal tatminimiz çok büyük olduğu için motivasyonumuz düşmüyor. Tam kurulu bir düzen olmasa da Datça’da çok sevdiğimiz, her köşesini kendi ellerimizle kurduğumuz bir köy evimiz var. Son bir yıldır burada daha çok zaman geçiriyoruz.
KENDİNİZİ KİMSEYLE KIYASLAMAYIN
- Yoga yapan ya da yogayı henüz hayatına dahil etmemiş kişilere nasıl bir tavsiyede bulunursun?
Yoga’nın nasıl göründüğünden çok nasıl hissettirdiğinin önemli olduğunun altını çizmek isterim. Şu cümleyi çok sık duyarız “Yoga yapmak istiyorum ama o kadar esnek değilim”. Yoga yapmak için ne esnek ne güçlü olmanıza gerek var. Bunlar pratikle gelecek şeyler. Hepimizin bedeni birbirinden farklı. Kendinizi hiçbir zaman başkalarının nasıl göründüğü ile kıyaslamayın, bedeninize güvenin, onu sevin ve hissettiklerinize odaklanın.