Babalık hormonu

Yeni bebekle birlikte sırf annelerin değil babaların hormonlarında da değişimler oluyor.

Dilşad Çelebi

Annelerin hamilelikte nasıl da hormonlar tarafından ele geçirildiğini hepimiz biliriz. Ben de daha önce bu konuya kendi deneyimlerim üzerinden değinmiştim. Doğumdan sonraki ilk aylar nasıl da insan sevgimin arttığından ve herkesin annesi gibi hissettiğimden, empati yeteneğimin çoğalmasından, aşırı duygusallaşmamdan… Hamilelik hormonlarının kadınları yavrularına bakmaya ve hatta beslemeye hazırlaması annelerin bir avantajı. Örneğin doğum sırasında ve emzirirken kadınların “aşk hormonu” olarak bilinen oksitosin seviyeleri büyük artış gösteriyor ve anne ile yeni doğan bebeği arasındaki bağ derinleşiyor. Ancak babalar doğum yapamadıkları veya emziremedikleri için onlarda böyle bir durum söz konusu değil. Peki ya babaların özel bir hormonu yok mu? Yani erkekler gerçekten hormonlarının etkisiyle mi “baba”laşıyorlar yoksa sosyal, rasyonel çıkarımlarıyla mı?

ARTMIYOR, AZALIYOR

Babalığın öncelikle hormon artışıyla değil azalışıyla başladığı söylenebilir. Bunun nedenleri:

-lohusa anneyi cinselliğe zorlamaması için. 

-bebeğe karşı saldırganlığının azalması için. 

-bebeğe karşı sosyal bağının gelişmesi için erkeklerde genellikle doğumla birlikte testosteron seviyesi düşüş gösteriyor (Wynne-Edwards, 2001).

Ayrıca düşük testosteron düzeyine sahip erkeklerin çocuk ağlamasına yüksek testosteron seviyesine sahip erkeklere kıyasla daha fazla tepki verdiği de bulunmuş (Fleming ve ark. 2002).

Babalık sırf testosteron azalmasıyla sınırlı da değil. Erkeklerde ayrıca baba olduktan sonra tıpkı kadınlarda olduğu gibi oksitosin seviyelerinin de arttığı bulunmuş (Rilling, 2014). Ancak bunun bir şartı var: Baba çocuklarıyla yakın olmalı ve onlarla kaliteli zaman geçirmeli. Örneğin araştırmacılar, bir baba çocuklarıyla oynuyorsa veya çocuğu ebeveynleriyle birlikte uyuyorsa beyindeki “babalık” etkileşimlerinin daha fazla olduğunu bulmuşlar.

‘KOCAM GİBİ UYUMAK İSTİYORUM’

Bu bilgileri destekleyen bir çalışma da Michigan Üniversitesi’nden: Psikiyatr James Swain, anne ve baba beyinlerinin kendi ve yabancıların bebeklerinin ağlamalarına nasıl tepki verdiğini görmek için MR görüntülerini analiz ettiğinde babaların beyin aktivitelerinin annelerinki kadar hızlı değişmediğini bulmuş. Ancak durum ilk haftalar için geçerli. Bu da sosyal medyada dönüp duran ve yeni annelere atfedilen ünlü, “Bir bebek gibi uyumak istemiyorum kocam gibi uyumak istiyorum” sözünü açıklıyor. Çünkü ilk haftalar babalar lohusa anneler kadar hormonlara bulanmış olmuyor. Ancak bebek yaklaşık dört aylık olduktan sonra babaların ebeveynlik hassasiyeti annelere yetişiyor. Üstelik Swain, Rilling ve arkadaşlarının çalışmasını destekler biçimde daha çok evde olan babaların beyin kalıplarının annelerin yaşadığı değişikliklere daha çok benzediğini söylüyor. 

Ben doğumdan sonraki ilk haftaları bir sis perdesinin ardından hatırlıyorum ne yazık ki… Yine de eşimin bana o dönemlerde nasıl da destek olduğunu asla unutamam. Bu çalışmaları okuduktan sonra ilk haftalar bunu bir görev bilinciyle yapmış olabileceğini düşünüyorum. Ama zaman geçip de Uzay büyüdükçe aralarında açıkça görülebilen bir bağ kuruldu. Çünkü babalığın da hormonu var ancak annelikte olduğu gibi birden gelmiyor, sevgi gibi emek istiyor.

KAYNAKÇA

Fleming AS, Corter C, Stallings J ve ark. (2002) Testosterone and prolactin are associated with emotional responses to infant cries in new fathers. Horm Behav, 42(4):399-413.

Rilling, J. K., & Young, L. J. (2014). The biology of mammalian parenting and its effect on offspring social development. Science, 345(6198), 771-776.

Swain, J. E. (2008). Baby stimuli and the parent brain: functional neuroimaging of the neural substrates of parent-infant attachment. Psychiatry (Edgmont), 5(8), 28.

Wynne-Edwards KE (2001) Hormonal changes in mammalian fathers. Horm Behav, 40(2):139-145.