"Suriye yönetimi PKK kartını oynamayacak"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.02.2012 - 11:49

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, NTV'nin canlı yayınında güncel konularına ilişkin sorularını yanıtlarken Suriye ile ilgili gelişmeler konusunda geniş değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin Suriye konusunda geçilen aşamalara ilişkin ilk olarak dokuz ay ikili temasların yapıldığını ancak sonuç alınmadığını, bunun ardından adresi Arap Birliği olan bir bölgesel girişimi başlattıklarını, aylarca uğraştıklarını, başarısız olunca da BM'ye başvurulduğunu anlatan Davutoğlu, yürütülen yoğun telefon diplomasine ilişkin de bilgi verdi.

Yoğun telefon diplomasisi

Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile görüşeceğini, kendisinin de son bir iki gün de çok yoğun telefon görüşmelerde bulunduğunu, bu çerçevede İran, Katar, İtalya gibi birçok ülke ile temaslar yürüttüğünü, Katar Başbakanı ile bir kez daha görüşeceğini belirtti.


"Yeni yol haritası"


Bütün bu temasların tamamlanmasından sonra herkesin kendi değerlendirmelerin yapacağını kaydeden Davutoğlu, bunun ardından "Yeni bir yol haritası çalışmasını yürütmek zorundayız. Suriye'yi kendi kaderine terk etmeyiz. Bunu herkesin bilmesi gerekir" mesajını da verdi. "Türkiye ve bu konuda kaygı duyan bütün dost ülkeler, bölge ülkeleri, İslam ülkeleri, küresel ülkeler hep birlikte bir çözüm bulmak zorundayız" diyen Davutoğlu, "Bu konuda önümüzdeki günlerde atılacak adımlar hep beraber göreceğiz. Ancak geniş bir uluslararası mutabakat platformu oluşturmaya kararlıyız" şeklinde konuştu. Dışişleri Bakanı, diğer bir sorun üzerine söz konusu uluslararası platform ile ilgili şunları söyledi:

"İlkesel zeminin toplantının mekanından daha önemlidir. Biz Türkiye'de her zaman bu tür platformlara ev sahipliğini yaptık, ama şu anda görüşmelerimiz sürüyor fakat mutlaka bölgede olmasını isteriz. En kısa tarihte, en geniş kapsamlı şekilde, yani dar bir grup tarafından değil, bir defa İslam ülkelerini kapsayan, İslam Konferansı Teşkilatını ülkelerini büyük ölçüde barındıran ama Arap ülkelerini de içine alacak, diğer ilgili tarafları ve BMGK üyelerini kapsayan bir model üzerinde temaslarımız sürüyor."


Libya temas grubundan farklı

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, öngörülen girişimin "Libya Temas Grubu"na benzetilmemesi gerektiğini, farklı bir şey olacağını belirtirken de Türkiye'nin Suriye konusunda "elinden gelen her şey yapacak" mesajını da verdi.

Suriye yönetiminin, daha önce Türkiye'ye verilen sözleri, bu defa Şam'ı ziyaret eden Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'a tekrarladığına işaret eden Davutoğlu, Esad'ın "Zaman kazanma taktiği ile daha çok kan dökülmesine göz yummayız" şeklinde konuştu.


"Askeri operasyon senaryoları konuşmak istemeyiz"


Ahmet Davutoğlu, Suriye muhalefetinin başka yerlerde değil, Türkiye'de oluşmasını istediklerini de anlattığı mülakat sırasında muhalefetin de Suriye yönetimine güvenini tamamen yitirdiğini de ifade etti.

"Diplomasi bittiği anda askeri operasyon gündeme gelir mi" yönündeki soruya "Bu senaryoları konuşmak istemeyiz. Açık söyleyeyim. Gönül, böylesi bir dönem geçirmesini istemiyor" yanıtını veren Davutoğlu, Suriye'nin de yapılacak yeni girişimlerden doğru mesajlar alarak görüp yanlış uygulamalarından vazgeçmesi ve Arap Birliği'nin son planını kabul etmesi umudunu da dile getirdi.


"Suriye yönetimi PKK kartını oynamayacak"

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye sınırında PKK'lilerin bulunduğu iddialarına dikkat çekilmesi üzerine, "Şam'ın kenar mahallerini kontrol edemeyen bir yönetimin Türkiye'ye karşı bir terör örgütü üzerinden hesap yapmasına izin vermeyiz" dedi. Davutoğlu, otoriteyi kaybetmiş olan bir yönetimin başka kartlar oynayamayacağının altını çizdi.

Suriye içerisinde "tampon bölge"nin oluşturulabileceği senaryolarının hep dile getirildiğini de ifade eden Davutoğlu, insani konuların taşıdığı öneme vurgu yaptı ve Türkiye'ye doğru Suriye'den kaçanların sayısının artması durumunda da "Böyle bir zulmünden kaçanlara kapımız açık" dedi.


Türk Büyükelçiliği şimdilik açık kalacak

"Komşu bir ülke olarak orada büyükelçiliğimizin çalışmasını arzu ederiz"
diyen Davutoğlu, "Ancak gelişmelere bağlı olarak herhangi bir tedbir almamız gerekirse onu da değerlendirir, istişarelerimizi yaparız, ona göre bir karar alınır" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin Suriye'deki görevli diplomatlarının güvenliğini göz önünde tutması gerektiğini de söyleyen Davutoğlu, büyükelçiliğe ilişkin bir karar almaya ihtiyacın kalmaması umudunu dile getirdi.


Egemen Bağış hakkında soruşturma

Ahmet Davutoğlu, İsviçre'nin Zürih kentinde "Ermeni soykırımı yok" diyen Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış hakkında İsviçre savcısı tarafından başlatılan ön soruşturma ile ilgili de İsviçre ile Fransa'da yaşananların arasındaki farka dikkat çekti.

İsviçre'de "Ermeni soykırımı" konusunda bir kanun değil bir kararın bulunduğunu, söz konusu savcının da "soykırım" ile ilgili değil, genel, ırkçılığa karşı bir yasa çerçevesinde harekete geçtiğini anlatan Davutoğlu, İsviçre hükümetinin de Sarkozy yönetiminin aksine "soykırım" girişimlerine destek vermediğini vurguladı.

 

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması

Davutoğlu, demecinde  Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'in ifade vermek üzere savcılığa çağrılması ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Hukuki süreç bağlamında ortada netleşmemiş bir tablo bulunduğunu, bu nedenle bağlayıcı bir yorumda bulunmanın doğru olmayacağını söyleyen Davutoğlu, ancak hukuki süreçten bağımsız olarak iki hususun altını çizmek istediğini söyleyerek şunları kaydetti:

"Birincisi her kurumun vazifesini yürütürken, devlete hizmet ederken yürüttüğü vazifenin özelliklerinden kaynaklanan bazı yöntemleri, bazı üslubu, bazı söylemleri vardır. Diplomaside nasıl biz belli bir çerçeve içinde kendi vazifemizi yürütürüz ve mümkün olduğu kadar açık bir dille, mümkün olan en fazla kitleye en fazla siyasi elit ve kadroya ulaşmaya çalışırız, MİT de devlete hizmet ederken yürüttüğü istihbarat görevinde, onun da aldığı kendi aldıkları siyasi talimatlar doğrultusunda yürütülen ve mahremiyet de içeren, kendi özel üslubu ve yöntemi vardır. Dolayısıyla bunu bir kere dikkate almak lazım. İstihbarat teşkilatları dünyanın her yerinde belli bir hedefi gerçekleştirmek, bilgi toplamak için en geniş davranış biçimlerini benimseyerek bunu yürütürler ki nihai hedefe ulaşılabilsin. Vazifesinin doğası gereği bu böyle.

İkincisi de Sayın Müsteşarımız Hakan Fidan ve ekibi gerçekten dış istihbarat bağlamında da, günbegün beraber çalıştığım için, içerdeki çalışmaları da takip etiğim için, görevlerinin hakkını yapan, verilen talimatlar doğrultusunda son derece etkin, başarılı bir şekilde bu görevlerin yerine getiren bir ekiptir."


 
Oslo görüşmesini değerlendirdi


Bakan Davutoğlu, soru üzerine Oslo görüşmesini de şu şekilde değerlendirdi:

"Bunun hukuki çerçevede değerlendirmesini benim yapmam doğru olmaz ama o görüşmeler basına yansıdığı zaman da söyledim şimdi de söylemek isterim. İstihbarat teşkilatları devletin ve halkın güvenliği için gerekli bütün yöntemleri kullanarak istihbari faaliyet toplamak ve bu süreci yönetmekle görevlidir. Dolayısıyla o zaman basına yansıyan görüşmeler bağlamında da Sayın Fidan ve o dönem bu görevi yürüten ekibi doğru bir çalışma yapmışlardı. Bunun dışarıya yansıtılmış olması yanlıştı. Bu çalışmalar her gün yürütülmesi gereken çalışmalardır. Tek bir bağlamda değil bütün dünyada bu çalışmalar belli bir gizlilik içinde, herkesle temas edilerek yürütülür ki o ülke mümkün olan en doğrudan bilgiyi ve yöntemi elde edebilsin ve doğru değerlendirme yapabilsin."

 

 İLGİLİ HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler