"Durum kaygı verici"

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti  Odatv ofisine ve yöneticilerin evlerine baskın yapılarak  gazetecilerin belgelerine, bilgisayarlarına el konulmasını ve Odatv’nin yayının durdurulmasını kınadı.

Yaptığı basın açıklamasında bu olayın hukuka ve basın özgürlüğüne indirilmiş birer darbe olduğuna dikkat çeken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, aramaların hukuki gerekçelerinin şeffaf bir biçimde kamuoyuna açıklanmasını istedi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Demokrasi tahammül etme sanatıdır. Türkiye’de kamu yararına görevini yerine getirmek için çalışan gazetecilere yönelik hoş görüsüzlük vahim bir hal almıştır. Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 138. sıradadır. 58 gazeteci yazdıkları ve düşündükleri nedeniyle cezaevinde tutuklu bulunuyor. 2 bini aşkın gazeteci hakkında dava açılmış, 4 bini aşkın gazeteci hakkında da soruşturma yürümektedir. Oda TV’de ve yöneticileri Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun evinde yapılan aramaların hukuki gerekçeleri şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Basın özgürlüğünü zedeleyen bu tip uygulamaların ileri demokrasi anlayışı ile bağdaşmadığını hatırlatıyor ve Oda TV’ye yapılan baskını şiddetle kınıyoruz.”

 
"Kaygı duyuyoruz"

Basın Konseyi, işlemleri yürüten yargı mercilerini, bu işlemlerin hukuki gerekçelerini en kısa sürede ve toplumu tatmin edici biçimde açıklamaya davet etti.

Basın Konseyi'nden yapılan açıklamada, Odatv binasının ve yöneticilerinin evlerinin bugün sabah saatlerinde terör örgütü üyeliği ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik gibi suçlamalarla aranmaya başlandığı kaydedildi. Basın özgürlüğünün, demokrasinin vazgeçilmez yapı taşlarından biri olduğu vurgulanan açıklamada basın-yayın organlarına ve gazetecilere yönelik idari ve hukuki işlemlerin, ifade özgürlüğünü asgari biçimde tehdit eder şekilde gerçekleştirilmesine özen gösterilmesi gerektiği belirtilerek şöyle denildi:

"Bugün yapılan aramaların -gerekçeleri açıkça bilinmemekle birlikte- muhalif bir medya organının toplumun haber alma hakkına hizmet eden faaliyetleri neticesinde gerçekleştirildiği izlenimi ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde muhalif yayınlara karşı var olan hoşgörüsüzlüğün bir uzantısı gibi görünen bu işlemler bizi kaygılandırmaktadır. İşlemleri yürüten yargı mercilerini bu işlemlerin hukuki gerekçelerini en kısa sürede ve toplumu tatmin edici biçimde açıklamaya davet ediyoruz."

Baskın Oda Tv’ye değil, basın özgürlüğünedir

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı Atilla Sertel, Hürriyet Gazetesi yazarı ve Odatv yöneticisi Soner Yalçın, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun evinde ve işyerinde yapılan aramaları hukuka ve basın özgürlüğüne indirilmiş darbelere eklenen yeni bir halka olduğunu söyledi.

Sertel, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
“ ‘Ergenekon terör örgütü üyeliği, yayınlarla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ gibi subjektif kavramlarla gazeteci arkadaşlarımızın evlerine, işyerine girilmiştir. OdaTv’nin yayıncılığına yönelik bir saldırı yapılmıştır. Aynı saatlerde OdaTv’nin internet sitesinin yayını da durdurulmuştur.
Bilgisayarların hard disklerine, gazetecilerin belgelerine el konulması, notlarına, bilgilerine ulaşılması, mesleğin özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırılmasının ve Türkiye’de demokrasinin ne hale getirildiğinin açık göstergesidir.

Gazetecilerin haber kaynaklarının gizliliği yasal olarak teminat altındadır. Ancak gazetecilerin evlerinde, işyerlerinde yapılan aramalar, bilgisayarlarına el konulması bırakın haber kaynaklarının gizliliği ihlalini, özel yaşamlarını dahi ortadan kaldırmıştır.

İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal aramalara, tutuklamalara yönelik ‘Bunun adı ileri faşizmdir’ diyor. Yargı, ‘bağımsızlığınız, hakim teminatınız kalmadığı bir dönemi yaşıyoruz’ demektedir. Gazeteciler, ‘Bir gün bize de sıra gelebilir’ diye endişelerini dile getirmektedir.
 
Oda Tv muhalefet çizgisinde gazetecilerin kurduğu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Derneği’nden ödüller kazanmış ciddi bir internet gazetesidir. Muhalefet yapan bir yayın organının daha ortadan kaldırılması hedeflenmiş, gazeteci arkadaşlarımız için hukuksuz, haksız gözaltı kararları çıkartılmıştır. OdaTv yönetiminden Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun evinde ve işyerinde yapılan aramalar basın özgürlüğüne indirilmiş ağır darbelere eklenmiş kötü örnekler olarak basın tarihimizde yerini alacaktır.”

"İktidarın ideolojik saldırısı"

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Odatv ve yöneticilerinin evine yapılan baskını "iktidarın çok açık ideolojik saldırısı" olarak nitelendirirken, "Başbakan, eğer onun işi çoksa Basından Sorumlu Devlet Bakanı Bülent Arınç, bu saldırıyı ileri demokrasilerinin neresine koyduklarını açıklamalıdırlar" dedi.

Abakay, yaptığı açıklamada Odatv'de polisin yaptığı Ergenekon aramasını değerlendirirken "Oda TV'ye ve başta Soner Yalçın olmak üzere yöneticilerine yapılan baskınlar ve aramalar iktidarın çok açık ideolojik saldırısıdır. İktidarın, kendisi dışında düşünce üreten ve kendisinin onaylamadığı haberler yapan hiç bir kişi ve kuruma yaşam hakkı vermediğinin, vermek istemeyeceğinin açık göstergesidir" dedi.

Yapılan baskının, "muhalif seslerin susturulması, basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün yok edilmesi" olduğunu ifade eden Abakay, şunları kaydetti:

"Hukuka ve hukukun üstünlüğüne saygı soyut kitabi bir kavram değil, insanların, toplumların, düşüncelerin yaşamasıyla ilgili bir realitedir. Bu olay tesadüfi de değildir. Yargının siyasallaşmasının, siyasal iktidara bağımlı kılınmasının bir sonucudur. Başbakan, eğer onun işi çoksa Basından Sorumlu Devlet Bakanı Bülent Arınç, bu saldırıyı ileri demokrasilerinin neresine koyduklarını açıklamalıdırlar."