Hukukçular: Islıkla protesto suç değildir

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Turgay Demirci, savcılığın kamu düzenini sarsan durumlarda soruşturma açması gerektiğini vurgulayarak “Islıklama ile protesto da kamu düzeni bundan bir yara almış mıdır ki iddia makamı soruşturma başlatmıştır. Ayrıca topluma mal olmuş kişiler eleştirilere açık olmalıdır, katılımcı demokrasinin gereği budur. Bu soruşturma ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde olabilir” dedi.

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Turgay Demirci, Türk Telekom Arena’da yaşanan ıslıklı protestonun suç sayılamayacağını vurgulayarak “Başbakan’ın şahsına veya temsil ettiği hükümet kurumuna ilişkin bir protesto eylemi söz konusu değildi. Yaşananlar sonrasında başta Başbakan olmak üzere yetkili bakanların hemen hemen hepsi beyanat verme konusunda sıraya girdiler. Bunun kabul edilemeyecek bir tepki olduğunu söylemeleri demokratik toplumlarda kabul edilebilecek bir durum değildir” dedi.

Siyasetçi, sanatçı gibi topluma mal olmuş insanların eleştirilere açık olması gerektiğine dikkat çeken Demirci, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile ülkemizdeki bazı mahkeme kararlarında eleştirinin hatta, şok edici eleştirinin kabul edilmesi gerektiği noktasında kararlar var. Başbakanın, bakanların ya da herhangi bir siyasetçinin kendilerine yönelik eleştirileri olgunlukla karşılamaları gerekiyor. Katılımcı demokrasinin gereği budur. Aksi takdirde bunun adı demokrasi olmaktan çıkar başka bir yönetim modelinden ve başka bir yönetim modelinin başındaki kişilerden bahsedilebilir” diye konuştu. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. maddesinin hakaret suçunu içerdiğini, ancak topluma mal olan kişilerin eleştirilmesiyle hakaretin karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Demirci “Eleştiri sırasında dozda kaçmış olabilir, hatta şok edici de olabilir, yuhlanabilirde. Bir futbolcu, yabancı takım, yabancı takımın teknik direktörü yuhlansa o zaman bunlar hakkında da mı soruşturma açacağız” diye sordu. Savcılığın soruşturma başlatmasına da anlam veremediğini kaydeden Demirci, özetle şunları söyledi: “Savcılar kamu adına işlem yaparlar, kamunun menfaatine veya güvenliğine ilişkin bir tehlike varsa soruşturma yaparlar. Toplumun, kamu düzeninin suçun ortaya çıkarılması ve gerekli cezaların alınması içindir. 50 bin kişinin bulunduğu bir stadta, tamamı veya bir kısmı ıslıklama suretiyle bir protesto yapmışlarsa, soruyorum kamu düzeni bundan bir yara almış mıdır ki iddia makamı soruşturma başlatmıştır. Ya da iddia makamını soruşturma açmasını gerektiren bir etken, talep mi söz konusudur, bunları değerlendirmek gerekir. Oysa ülkemizde dediğim anlamda kamu düzenini, toplum vicdanını sarsacak öyle çok olay yaşıyoruz ki bunlarla ilgili iddia makamları ketum davranırken bu konuda soruşturma açılmasını hukukçu olarak anlayabilmiş değilim. Ülkemizde korku imparatorluğu yaratılmıştır, hatta protesto edenlere ‘nankörlük, vicdansızlık’ diye de tehditler savrulmuştur”.

Avukat Fikret İlkiz, ıslıkla protestonun suç olmadığını vurgulayarak “Türk Ceza Kanuna’nun (TCK) 125. maddesi hakaretin suç sayılabileceğini belirtmiştir. Islıkla protesto suç sayılamaz” dedi. Avukat Nazan Moroğlu ise protestonun Başbakan’a ya da Galatasaray yönetimine yapılmış olabileceğini belirterek “Stadta yapılan protestonun kime yönelik olduğunu anlaşılması mümkün değildir” diye konuştu.